Apple, ABD Adalet Bakanlığı'nın tüm iddialarını çürütmeye hazırlanıyor

ABD Adalet Bakanlığı, Apple'ın antitröst yasasını birden fazla cephede ihlal ettiğini iddia ederken, Apple davada ileri sürülen her bir iddiayı reddediyor. 
Apple, ABD Adalet Bakanlığı'nın tüm iddialarını çürütmeye hazırlanıyor

ABD Adalet Bakanlığı'nın akıllı telefonlar üzerinde tekel oluşturduğu gerekçesiyle Apple'a dava açtığını sizlere aktarmıştık. ABD Adalet Bakanlığı, Apple'ın antitröst yasasını birden fazla cephede ihlal ettiğini iddia ederken, Apple davada ileri sürülen her bir iddiayı reddediyor. 

ABD Adalet Bakanlığı'nın davası, Apple'ı Sherman Antitröst Yasasının ikinci bölümünü beş şekilde ihlal etmekle suçluyor. Apple'ın açıklamalarına göre iddialar, güncel olmayan bilgilere dayanıyor ve şirketin iş modeline ilişkin yanlış beyanlar içeriyor. 

İlk olarak Apple, davanın Apple'ın pazar payının ABD'de gelir bazında yüzde 65'i aştığını tanımlamasına itiraz ediyor. Birim satışlar baz alındığında, Apple ABD pazarının yarısından daha azına sahip.

Apple'ın iddialara verdiği yanıtlar

ABD Adalet Bakanlığı, Apple'ın geliştiricilerin iPhone kullanıcılarına sunabilecekleri özellikleri ve işlevleri sınırlayan sözleşmeye dayalı kısıtlamalar ve ücretler uyguladığını iddia ediyor. Ayrıca iddialara göre Apple, geliştiricilerin hangi API'lere erişebileceğini de kısıtlayarak Apple dışı uygulama işlevselliğini azaltıyor.

Bu iddianın yanıltıcı olduğunu belirten Apple, yürürlükte olan tüm kuralların veya sınırlamaların kullanıcı gizliliğini, güvenliğini ve deneyimini korumak için bulunduğunu ifade ediyor. Geliştiricilerin Apple'ın platformları dışında ne yaptıkları sözleşmenin bir parçası olmadığına dikkat çekiliyor. 

ABD Adalet Bakanlığı'nın Apple'ın yüzde 30'luk komisyonu ile ilgili iddiasındaki problem, geliştiricilerin yüzde 85'inin herhangi bir komisyon ödemediğinden ve büyük bir çoğunluğun da yüzde 15'lik daha düşük bir komisyona uygun olduğundan söz etmemesi. Hatırlarsanız, uzun süredir tartışma yaratan Apple'ın komisyonu daha önce Epic tarafından da mahkemeye taşınmıştı. Apple bu davayı kazanmıştı.

ABD Adalet Bakanlığının bir diğer iddiası ise süper uygulamalara kısıtlamalar uygulanması. Davaya göre Apple, "süper uygulamalar" olarak adlandırılan ve tüketicilerin akıllı telefon platformları arasında geçiş yapmasını kolaylaştıracak uygulamaların başarılı bir şekilde kullanılmasını engelliyor. 

Apple süper uygulama olarak adlandırılan bir uygulamanın var olmasını hiçbir zaman engellemediğini ifade ediyor. Bu kapsamda şirket, günümüzde iOS'te başarılı olan Facebook, WeChat ve Line gibi süper uygulamalardan örnekler veriyor. 

ABD Adalet Bakanlığı, Apple'ın ekstra donanım için ödeme yapmak zorunda kalmadan yüksek kaliteli video oyunu oynamaya olanak tanıyacak bulut akışı uygulamalarının geliştirilmesini engellediğini iddia ediyor. Buna karşılık Apple, oyun yayın hizmetlerine App Store'da her zaman izin verildiğini söylüyor. Hatta şirketin, oyun yayınını daha da teşvik etmek için yönergelerinde değişiklikler yaptığını belirtelim. 

Apple'ın aynı zamanda müşterilerin iPhone almaya devam etmeleri için platformlar arası mesajlaşma uygulamalarının geliştirilmesini engellediği de iddia ediliyor. 

Şirketin paylaştığı bilgilere göre; Apple'ın elinde kullanıcıların SMS'i başka bir yerde istediklerini gösteren bir veri yok. Bununla beraber söz konusu özellik Android'deki popüler platformlar tarafından da kullanılmıyor. Örnek vermek gerekirse; WhatsApp SMS sunmazken, Signal de Android'de SMS desteğini bırakıyor.

Kaldı ki; şifreleme eksikliği ve küçük dosya boyutları gibi SMS sınırlamaları, Apple'dan bağımsız olarak SMS'in doğasında var. Yine de şirket, Android'den iPhone'a iletişim için daha iyi olacak RCS adlı yeni bir yedek evrensel seçeneği iOS'e ekliyor.

Dava kapsamında iPhone'un yanı sıra Apple Watch da dahil olmak üzere diğer cihazların da bahsi geçiyor. ABD Başsavcısı Merrick Garland'ın aktardıklarına göre şirket, Apple Watch'u iPhone olmayan bir cihazda kullanmayı zorlaştırdı. Apple, buna karşılık Apple Watch'a Android desteği eklemek için üç yıl uğraştığını ancak bu projenin teknik sınırlamalar nedeniyle hayata geçmediğini belirtiyor. Ayrıca günümüzde iPhone'larla çalışan fitness bantları ve akıllı saatler, Apple yapımı API'leri kullanarak erişim sağlıyor. 

ABD Adalet Bakanlığı'nın dijital cüzdanların sınırlandırılması hakkında da iddiaları mevcut. NFC, Secure Element ve Apple Wallet'ı çevreleyen teknolojinin, müşteri için kullanım kolaylığı, güvenlik ve emniyeti teşvik etmek için hayata geçirildiğini belirtelim. Üçüncü taraflar API'ler aracılığıyla bu teknolojilerden yararlanabiliyor ancak NFC teknolojisine doğrudan erişim sağlayamıyor.

Apple, bunların rekabete aykırı önlemler olmadığının altını çizerek söz konusu teknolojinin kullanıcıyı korumak için uyulanma şeklinin bir sonucu olduğunu öne sürüyor. Üçüncü taraflar Apple Wallet aracılığıyla dokunarak ödeme özelliğine erişebilir. Bununla beraber geliştiriciler kullanıcıların Walmart Pay gibi bir uygulamada temassız ödeme yapmasını isterse, bunun için de API'lar da mevcut. 

Android'e geçiş kısıtlamalarına dair iddialar kapsamında Apple rekabet avantajlarının insanların Android'e geçmesini engellemediğini savunuyor. Şirketin belirttiğine göre Apple, bir iPhone'dan bir Android cihaza veri aktarımını kolaylaştırıyor. Bu noktada şirketin, bir iPhone'dan Apple tarafından üretilmeyen başka bir telefona veri aktarmanın daha kullanıcı dostu bir yolu üzerinde çalıştığını belirtmekte de fayda var. 

ABD Adalet Bakanlığı'nın Apple'ı Microsoft ile karşılaştırdığını de belirtelim. Apple'ın paylaştıklarına göre karşılaştırmada pek çok yanlış var. Apple pazar payı yönüne dikkat çekiyor, çünkü iddiaların aksine şirket adet bazında küresel akıllı telefon pazar payının yaklaşık yüzde 20'sine sahip.

Apple'ın kamuya açık bir şekilde paylaştığı yanıtların, dava kapsamında ne şekilde değerlendirileceğini hep birlikte izleyip göreceğiz.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.