İnternetin hayatımıza girmesinden bu yana en çok etkilediği sektörlerden biri kesinlikle müzik sektörü oldu. Günümüzde müzik piyasası için büyük bir reklam sahası olan internet, gelir anlamında korsan paylaşımlar nedeniyle sektörü son derece olumsuz etkiledi. Peki online yayıncılığın geleceğini nasıl koruyabiliriz?
Müzik sektörü dijital dünyaya açıldıkça korsan paylaşımlar da aynı paralel de büyüdü. Kaset ve CD satışlarından kazanılan gelirler(sağ alttaki grafik) internet üzerindeki paylaşım ağları sayesinde alt seviyelere düştü.
Amerika'da iTunes sektörü ayakta tutmaya çalışırken, ondan 2 önce açılan Napster (1999) sektörün dinamiklerini değiştirmeye başlamıştı. Korsan müzik paylaşımları zaman zaman büyük davalarla durdurulmak istendi. Napster'ın yasal bir çerçeveye oturtulmasından sonra popüler paylaşım programı LimeWire da Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği (RIAA) tarafından mühürlenmişti.
Tüm bunların yanında dijital dünyadaki albüm ve tek şarkı satışlarına rağmen hiç bir zaman müzik şirketlerinin istediği gibi olmadı. Bu dünyanın dinamiklerini anlayan kimi sanatçılar, albümlerini internetten bedava yayınlayarak daha fazla kazanç sağlama ve reklam yapma yoluna gitti.
Bugün Müyap - Fizy tartışmalarıyla da gördük ki yasal dijital müzik yayıncılığı yurt dışında olduğu gibi ülkemizde de bir standarta oturmuş değil. Müzik piyasası ile aynı kaderi paylaşan film sektöründen sonra şimdilerde yayıncılık dünyası benzer bir iklim değişikliği yaşıyor ve taşlar yerinden oynuyor.
Basılı yayıncılığı tehdit etmeye başlayan dijital dünyada ilk olarak dergilerin internete uyum sürecine(emecmua, mygazines) şahit olduk. Haber ve içeriklere hızlı erişim isteği gazeteleri online dünyaya çekerken, bazı dergiler basımı durdurdu. Bu süreçte "Dergi Şart" adıyla bu dijital dönüşümden en az zararla ayrılmak adına kampanyalar göze çarptı.
WSJ gibi sayılı örnekler dışında ücretli online gazete bulunmuyor. Dergiler ise online bir haber sitesi olarak hizmet vermeye çalışıyor. Dijital okur yazarlık yükselen tablet ve e-kitap okuyucu pazarı ile de güç toplarken dijital yayıncılıkta Apple ve Google'ın öncülük ettiği yeni bir dönem başlıyor. Bu iki yeni model de dijital yayınları abonelik modeli üzerinden ücretlendirerek gerçek ve sanal dünya arasındaki kazanç denklemini kurtarmaya çalışıyor. Ancak ücretli dijital yayınlar için gelecek o kadar da parlak görünmüyor.
Dijital Çağda Yayıncılık adlı raporda ele alındığına göre artık e-kitap okuyucu fiyatları 200 doların altına düşmüş durumda. Tablet dünyasındaki rekabet de yavaş yavaş fiyatları düşürüyor ama bu durum hala kullanıcı tarafında yeterli görülmüyor. Rapora göre kullanıcıların %35'i cihazları hala çok pahalı bulurken, %25'i e-kitap fiyatlarını çok pahalı buluyor. En önemlisi ise katılımcıların %41'inin online yayınların kağıt tatminini vermediğine inanması. Aşağıdaki tablonun sağında, kullanıcıların e-kitaplara uyum göstermesinin önündeki engeller gösteriliyor.
Yayıncılığın dijital dünyaya uyumu müzik endüstrisinin aksine daha yavaş olsa da bu değişim kendi yolunu çizmeye yetiyor. Bain’in raporuna göre ABD'de e-kitap pazarı henüz %5 seviyesinde ama 2015'te %20-25 seviyesine çıkması bekleniyor. Fransa'da bu değişimin %3'ten %15-20'ye, Kore'de ise %4'ten %20-25'e doğru olması bekleniyor.
Farklı ülkelerden kullanıcıların ortalama %89 oranında ücretsiz gazeteleri tercih ettiğini gösteren rapor, en yüksek oranla(%22) Koreliler'in online içeriğe para verdiğini ortaya koyuyor. ABD'de %14 olan bu oran, Fransa'da 9'a düşüyor. Türkiye'de ise online içeriğe para vermek isteyen kişilere pek rastlamadığımızı kabul etmek gerekiyor.
Raporun sonunda online yayıncılığın değiştireceği kazanç dağılımına yer veriliyor ve yeni teknolojilerin kullanıcıyı odak noktası yaptığına dikkat çekiyor. Basılı bir yayın organının tüm kademelerinin online dünyaya geçişi elbetteki bazı noktalarda dengelerin bozulmasına neden oluyor ve kullanıcılar genellikle dokunabildiği şeye para ödemek istiyor. Dijital yayıncılık yükselse de basılı kaynakların yok olması pek mümkün değil ama dijital içeriklerde yazı, ses ve görüntü birleşimini kullanmak rağbeti arttırabilir.
Online yayıncılıkta kendi adıma önemli gördüğüm bir nokta da bilgi kirliliği. Dünyanın herhangi bir yerindeki bir olayın anında önümüze düştüğü online dünyada, okuyucuları bilgi bombardımanından korumanın yolları düşünülmeli. Okura değerlendiremeyeceğinden fazla bilgi sunmak, onların içeriğe değer vermesini de zorlaştıran bir faktör.
Bu sebeple online yayıncılıkta yerel ve kişiye özel içerikler mümkün olduğunca profesyonel ve basit bir sunumla aynı anda milyonlarca kişiye ulaşılabileceği düşünülerek üretilmeli. Eğer yayıncılar, her kullanıcıyı birer dağıtım kanalı olduğunu görebilir ve arz-talep dengesine dikkat ederse müzik sektöründen daha az bir kayıpla dijital dönüşümünü tamamlayabilir diye düşünüyorum.
Konuyla yakından ilgilenenlerin online okur-yazarlığın geleceği konusunda 2008'de yayınlanan NY Times araştırmasına da göz atmasını tavsiye ederim.
Görsel Kaynak: Online Reading