Yenilenebilir enerjide rüzgarın rolü

2020 yılının başında umut verici şekilde yükselişe geçen rüzgar enerjisi sektörü, 2022'de yere çakıldı. Yapılan araştırmalara göre hem karada hem denizde kurulan rüzgar enerjisi kapasitesi 2022'de yüzde 15 düştü.
Yenilenebilir enerjide rüzgarın rolü

İklim krizi, neredeyse son 100 yıldır konuşulan en önemli gündem maddelerinden biri. Her yıl salınan 35 milyar tondan fazla karbondioksiti (CO₂) filtrelemeye yardımcı olması beklenen temiz, verimli ve sürdürülebilir enerji kaynakları bu noktada kritik hale geliyor.

2022'nin Eylül ayında fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş 2050'ye kadar dünyaya yaklaşık 12 trilyon dolar kazandırabileceği haberi gündeme geldi. İngiltere'de Oxford Üniversitesi ile Avustralya'daki Monash Üniversitesi iş birliğinde yapılan bir araştırma ile birlikte yenilenebilir kaynaklar ve fosil yakıtlar için geçmiş fiyat verileri değerlendirildi.

Araştırmaya göre temiz enerji kaynaklarına hızlı geçişin pahalı olduğu yönündeki iddiaları yanlış. Çünkü temiz enerjiye hızlı geçişin fosil yakıt sistemine kıyasla enerji sisteminde maliyetleri düşürürken küresel ekonomiye daha fazla enerji sağladığı belirtiliyor. Araştırma kapsamında 2020'den 100 yıldan fazla geriye gidilerek derlenen fosil yakıtlara ilişkin verilerde fiyatın fazla değişmediği görülüyor. 

Bunun önüne geçebilmek için ülkeler bazında 1997 yılında Kyoto Protokolü imzalandı. Bu, yenilenebilir kaynaklar açısından önemli bir başlangıç olarak kabul edildi. 

Rüzgar, önemli bir kaynak

Özellikle rüzgar enerjisi ve bununla elektrik üretmek önemli bir hale geldi. Rüzgar enerjisi, artan nüfusla birlikte tüketimi artan enerji ihtiyacının daha ekonomik bir şekilde karşılanmasını sağlanıyor. Böylece enerji üretiminde dışa bağımlılık azalıyor.

Rüzgar, coğrafik olarak atmosferdeki sıcak ve soğuk havanın yer değiştirmesi sonucu oluşuyor. Rüzgar enerjisi ise hava akımlarının etkisiyle üretilen kinetik enerjiden üretiliyor. Bu, sera gazlarının salınımını azaltan ve çevreyi koruyan temiz ve yenilenebilir enerji kaynağı olarak tanımlanıyor. 

Rüzgar enerjisi sektörünün yıllık kapasite artışının 2026'ya kadar her yıl 128,8 gigavat olması bekleniyor. Bu noktada kaynakları destekleyen devlet politikaları da oluştu. Ülkeler bazında Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya sektörün önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Hatta Çin'de yaklaşık 7900 MW'lık kapasitesiyle dünyanın en büyük rüzgar enerji santrali bulunuyor.

2000'li yıllar dönüm noktası

1970'li yıllarda ön plana çıkan konu, 2000’li yıllarda büyük bir sektör haline geldi. Rüzgar, yenilenebilir enerji sektörünün baş kahramanı idi. 2020 yılının başında umut verici şekilde yükselişe geçti.

2020 yılının başında umut verici şekilde yükselişe geçen sektör, 2022'de yere çakıldı. BloombergNEF’in raporuna göre rüzgar enerjisi sektörü, hem karada hem denizde kurulan rüzgar enerjisi kapasitesi yüzde 15 düştü. Yani dünya genelinde sadece 86 gigawatt rüzgar türbini eklendi. 2020 ve 2021'de bu sayı 100 idi. 2022'deki düşüşün nedeni olarak tedarik zinciri kısıtlamaları ve düzenleyici belirsizlikleri gösterildi. 

Çin ve ABD düşüşün büyük kısmından sorumlu tutuldu. Çin 2021 sonunda deniz aşırı projeler için ulusal teşviği, ABD ise rüzgar projeleri için önemli bir vergi indirimini sona erdirdi. Buna karşılık yenilenebilir enerji konusunda yaptıklarıyla dikkat çeken Biden hükümeti, ABD’nin doğu ve batı kıyıları boyunca deniz aşırı rüzgar enerjisi kullanımını artırmak için çalışmalarını yoğunlaştırdı. Bu hamlenin 2023 yılı içinde rüzgar enerjisi sektörü için önemli olduğu ve sektörün şansını döndüreceği konuşuluyor.

Bir taraftan sektörde yapılan Ar-Ge çalışmaları dikkat çekiyor. Geçen Ocak ayında rüzgâr türbini üreticisi Vestas, epoksi üreticisi Olin ve geri dönüşüm uzmanı Stena Recycling ile kimyasal sökme sürecini ticari bir çözüme dönüştüreceklerini açıkladı. Plastik atık sorununu kökten değiştirmesi beklenen çözüm, hizmet dışı kalan rüzgar türbinlerinin kanatlarında bulunan epoksi bazlı bıçakların çöpe atılmasının önüne geçecek. Ayrıca bu çözümün rüzgar enerjisi dışında havacılık sektöründe de kullanılması bekleniyor.

Danimarka merkezli Vestas, projeyi Danimarka İnovasyon Fonu (IFD) tarafından finanse edilen CETEC (Termoset Epoksi Kompozitler için Döngüsel Ekonomi) ile yaptı. Vestas liderliğindeki CETEC ortakları arasında Olin, Danimarka Teknoloji Enstitüsü (DTI) ve Aarhus Üniversitesi bulunuyor.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.