Bugüne dek girişimini Silikon Vadisi'ndeki ortama taşımak istemeyen bir girişimciyle tanışmadım. Hatta bugüne dek, San Francisco'ya taşınmak istemeyebilecek birisiyle de tanıştığımı düşünmüyorum. Özellikle internet sektörünün içinde olan herkes oradaki ortamın ve kültürün öneminin farkındayız.
Geçtiğimiz günlerde, Quote Roller adlı girişimin blogunda okuduğum hikaye de beni bu konuda düşünmeye itti. Quote Roller, Belarus'un başkenti Minsk'ten çıkan, Mikita ve Serge isimli iki girişimcinin bir girişimi. Aldıkları 655 bin dolarlık ilk tohum yatırımdan sonra, heyecanla San Francisco'nun yolunu tutan girişimciler buradaki hikayelerini de bloglarında aktarmış. Peki ülkemizdeki girişimler Silikon Vadisi'nin yolunu tutmalı mı, Silikon Vadisi havası girişiminizin işine yarar mı?
İlk olarak yazının başında Quote Roller'ın blogunda yazan o bahsettiğim yazıyı mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Yazıyı okuyanlar hikayeyi oradan daha detaylı okuyacaklar ancak ben de oradaki örnek olayı size aktarmak istiyorum. Mikita ve Serge, San Francisco'ya geldiklerinde orada bir araba kiralamak istiyorlar. Girişimciler, kiralama işlemleri sırasında pasaportlarını beyan ederken, Belarus gibi uzak bir ülkeden niçin geldikleri sorusuyla karşılaşıyorlar. Mikita ve Serge ise cevaben bir girişimleri olduğunu aktarıyor.
Araç kiralama firmasının çalışanı, ikisinin de mühendis olduğunu öğrendiği girişimcilere bir girişim fikri olduğunu söylüyor ve fikrini Belarus'lu mühendislere açıyor. Mühendislerin kartını alan araç kiralama firması çalışanı, daha detaylı bir mail atacağını ve girişimcilerin e-postayı cevaplaması karşısında, kiraladıkları mütevazı Ford Focus'u kırmızı bir Ford Mustang'e yükselteceğini söylüyor. Sonrasını sorarsanız, yandaki fotoğraf sanırım her şeyi açıklıyor. Açıkçası bu hikayeyi okuduğumda, ben de en az o Belarus'lu girişimciler kadar şaşkındım. Düşünün, öyle bir ortam ki, araç kiralama şirketinde çalışan birisi bile Foursquare ile Tripadvisior karışımı bir girişim fikri olduğunu söyleyebiliyor.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Silikon Vadisi'ne bir ziyaret gerçekleştirmişti. Her ne kadar Erdoğan, Silikon Vadisi'ni bir proje olduğunu varsayarak İstanbul'da yapılacak yeni Kanal İstanbul projesi kapsamında böyle bir teknoloji üssü inşaa etmeyi planlıyor olsa da, aslında Silikon Vadisi zamanla belli bir bölgede oluşmuş bir kültür. Bu kültürü kazanması uzun yıllar aldı. Bir benzerini dünyanın başka bir yerinde kurmak gerçekten zor. Hatta bu noktada, ABD içindeki şehirlerde bile ciddi bir yarış ve rekabet var.
Özellikle bu yılın ilk çeyreğinde, Webrazzi TV'de ABD'den gelen ancak başlarında Türklerin yer aldığı pek çok girişimi konuk ettik. Aklımda en çok yer eden iki programımızdan birisi Devrim Yaşar'ı konuk ettiğimiz Koding bölümü, diğeri ise Wallit kurucusu Veysel Berk'in konuk olduğu bölümdü. Hem Devrim Yaşar hem de Veysel Berk, San Francisco'daki kültürden sıkça bahsetti. Eğer girişiminizle Silikon Vadisi'ne gitmek konusunda düşünceleriniz varsa, mutlaka bu iki programımızı da izlemelisiniz.
Yazıya bir nokta koymam gerekirse, Silikon Vadisi'nde inanılmaz bir kültür var. Tabir-i caiz ise etraftaki herkes, girişim odaklı düşünüyor. Amaç insanlara katkı sağlamak, dünyayı hatta alışkanlıkları değiştirmek. Bölgenin her tarafında yetenekli mühendisler ya da pazarlamacılar yer almasından dolayı, networking fırsatları da inanılmaz düzeyde. Üstelik bu ruh, insanları birbiriyle yarış halinde tutarak, ortaya çok daha iyi işler çıkmasını da sağlıyor. Benim kişisel görüşüm, eğer global olarak büyütebileceğinize inandığınız bir girişiminiz varsa, mutlaka Silikon Vadisi'ne gidilmeli. Hatta beyin göçüne karşı olmama rağmen, gerekiyorsa Silikon Vadisi'ne bile taşınılmalı. ;)
Sizlerin yorumlarını da bekliyoruz!