Geçtiğimiz haftalarda Elon Musk'ın Disney CEO'su Bob Iger'ın da dahil olduğu reklamverenlere küfretmesi, Bob Iger'ı yine manşetlere taşıdı. Kimileri tarafından Disney'i kötü etkilediği ifade edilen, kimileri için ise Disney'in başarısının arkasındaki isim olan Bob Iger'ın hayatına yakından bakalım.
Disney öncesi dönem
1994 - 1995 yılları arasında ABC televizyonunun Başkanı olarak çalışan Robert A. Iger, 1995 yılından 1996 yılına kadar ise Capital Cities/ABC'de COO görevini üstlendi. Disney'in 1996 yılında Capital Cities/ABC'yi satın almasının ardından, Iger, 2000 yılında COO pozisyonuna getirildi. 2005 yılına gelindiğinde ise Iger, CEO olarak Disney'in başına getirildi.
Disney'de Bob Iger dönemi
Disney'in satın almaları ve Tema parkları
Disney'de 2005'te başlayan ve 15 yıl süren Bob Iger dönemi, önemli satın almalar ile gündeme geldi. Bu satın almalar sırasıyla 2006'da Pixar, 2009'da Marvel Entertainment ve 2012'de Lucas Film oldu. Şirket, 2019 yılında ise 21st Century Fox'un eğlence odaklı varlıklarını satın aldı.
Bu önemli satın almaların yanı sıra Bob Iger döneminde Doğu Asya'daki tema parkı niteliğine de sahip olan tatil yerlerinde de artış yaşandı. 2005 ve 2016 yılında Hong Kong ve Şangay'da Disney temalı konaklama merkezleri açıldı.
Bob Iger, yönetimde olduğu dönem boyunca Walt Disney Animation Studios'un yeniden hareketlenmesini sağlarken, şirketin Disney+ ve Hulu dahil olmak üzere doğrudan tüketiciye yönelik işlerindeki yatırımını artırmasını hedefledi.
2005 - 2021: 48,5 milyar dolardan 240 milyar dolara
Paylaşılan bilgilere göre; Disney'in değeri Bob Iger görevi devraldığında sahip olduğu değerin neredeyse beş katına çıktı. Bu bağlamda şirketin, piyasa değeri 48,5 milyar dolardan 240 milyar dolara çıktı. Bu da yüzde 400'e yakın bir artışa denk gelmekteydi. Bob Iger, 2020 yılında kısa bir süreliğine CEO'luk görevini Bob Chapek'e bıraksa da; 2022'nin Kasım ayında görevine geri döndü. Bugün baktığımız noktada şirket değerini koruyamayan Bob Iger, zorlu bir 2023 yılı geçirdi.
2023: Grev, boykot ve kavga
İlk olarak Temmuz ayında başlayan ve sektörü etkisi altına alan SAG-AFTRA grevleri, aylar boyu süren müzakerelerin neticesinde Kasım ayında sonlandı. Öncelikle bilmeyenler için SAG-AFTRA sendikasının, 160 bin oyuncu, yayıncı, spiker, sunucu, dublör ve diğer medya mensuplarını temsil ettiğini belirtelim. Sendikanın öncülüğünde imzalanan toplu iş sözleşmesi kapsamında SAG-AFTRA üyeleri ücret, çalışma koşulları ve hak edişler gibi konularda koruma altına alınıyor. Bu kapsamda SAG-AFTRA, stüdyoları, yapım şirketlerini ve Paramount, Disney ve Netflix gibi yayın hizmetlerini temsil eden AMPTP ile görüşmeler gerçekleştiriyor. Sözleşmeler hakkında her üç yılda bir yeniden görüşülüyor. Son sözleşme başlangıçta 30 Haziran'da sona erecekti ancak bu tarih Temmuz ayına uzatılmak durumunda kaldı. Bir süre sonra ise sözleşmenin bir türlü istenen şartlarda tamamlanamaması, bir grev çağrısını da beraberinde getirdi.
SAG üyeleri daha iyi ücret ve çalışma koşulları için mücadele ediyordu. Çünkü üyeler, hem yayın şirketleri tarafından dönüştürülen hem de yapay zeka tarafından tehdit edilen bir çalışma ortamıyla karşı karşıya kalmıştı.
Yayın platformlarının grevdeki rolü
Bu arada oyuncuların değişen çalışma ortamına da yakından bakmakta fayda var. Oyunculara ödenen ücretlerde gerçekleşen değişikliklerde Netflix, Disney+, Hulu ve Max gibi yayın hizmetlerinin televizyon ve film izleme kültürünü yeniden şekillendirmesinin de etkisi mevcuttu. Oyuncular, enflasyona ayak uyduramayan ücretler ile karşı karşıya kalmanın yanı sıra, artık bir dizinin tekrar yayınlanma sayısına bağlı olan telif ödemelerine de güvenemez hale gelmişti. Bu bağlamda yayın platformlarının oyuncular açısından iş fırsatlarını karmaşık hale getirdiğini söylemek mümkün. Birçok dizi artık daha kısa sezonlarda ve daha uzun sürelerde yayınlandığı için, oyuncular kendilerine daha az iş kaldığını belirtiyordu.
Grevde yapay zeka faktörü
Bir aktörün benzerliğini (dijital ikiz) ya da performansını yeniden üretmek için kullanılabilecek yapay zekanın denetimsiz kullanımı da aylar süren pazarlığın bir parçasıydı. SAG üyeleri, yapay zekanın stüdyo ve yapım şirketleri tarafından tam olarak nasıl kullanılacağına dair garanti talep etti. AMPTP aylarca bu konuda taviz vermeyi reddetti ancak sonunda oyuncuların sözleşmelerinde yapay zeka ile ilgili ifadeleri değiştirmeyi kabul etti.
Başarısız grev yönetimi
Bob Iger, başlangıçta daha eleştirel bir tavır sergilese de uzun vadede bu tutumunu geride bırakmak durumunda kaldı. Iger, başlangıçta Temmuz ayının ilk haftalarında katıldığı bir programda yaptığı açıklamada, oyuncuların beklentilerini gerçekçi bulmadığını dile getirdi:
"Bu benim için çok rahatsız edici. Bu iş üzerindeki yıkıcı güçlerden ve karşılaştığımız tüm zorluklardan bahsettik, COVID sonrası iyileşme süreci hala devam ediyor, sektör tamamen geri dönmüş değil. Bu aksaklıklara yenilerini eklemek için dünyanın en kötü zamanı."
"Herhangi bir emek örgütünün, üyeleri adına en fazla tazminatı almak ve sundukları değere göre adil bir şekilde ücretlendirilmek için çalışma arzusunu anlıyorum. Sektör olarak, yönetmenler loncasıyla, yönetmenlerin bu büyük işe kattıkları değeri yansıtan çok iyi bir anlaşma yapmayı başardık. Aynı şeyi yazarlarla da yapmak istedik ve aynı şeyi oyuncularla da yapmak istiyoruz. Sahip oldukları bir beklenti düzeyi var ki bu gerçekçi değil. Ve bu sektörün halihazırda karşı karşıya olduğu zorluklara bir yenisini ekliyorlar ki bu da açıkçası çok yıkıcı."
Temmuz başı daha grevin başlangıcıydı. Bu açıklama öncesinde SAG-AFTRA greve başlamaya hazırlanıyordu, Amerika Yazarlar Birliği ise 3 ay süren bir grev gerçekleştirmişti. Bob Iger, bu durumun iş dünyası üzerindeki olumsuz etkilerini, destekleyici hizmet sunan insanlar için yaratacağı ikincil hasarı vurgulayarak bu durumu utanç verici bulduğunu dile getirmişti.
Aradan 100 günden fazla bir süre geçtikten sonra Disney başkanı, grevin şirketini nasıl etkilediği konusunda bilgi verirken, sanatçılar sendikasıyla görüşmelerin bir anlaşmaya doğru ilerleyebileceğini söyledi.
"Oyunculara son derece saygı duyuyorum." diyen Iger, o dönemde yaz sezonu filmlerini korumaya çalıştıklarını belirterek bunu yapmak için fazla zamanlarının kalmadığına dikkat çekmişti. Bob Iger, yakında anlaşmaya varılacağının sinyalini vermişti.
Disney+ abone kaybı ve zararları
Disney+, 2022 yılında globalde 164.2 milyon aboneye ulaşmıştı. 2023'ün şubat ayında 7 bin çalışanını işten çıkarmayı planlayan Disney+, o dönemde 2.4 milyon abone kaybettiğini açıkladı. Disney+, 2023'ün ikinci çeyreğinde ise 4 milyon abone kaybetti. Önceki çeyrekteki 161,8 milyon aboneye kıyasla toplam abone sayısı 157,8 milyon oldu.
Disney'e karşı yapılan boykotlar da abone kayıplarında önemli rol oynadı. Disney+ platformu ülkemize giriş yaptıktan sonra bir Atatürk projesi yapacağını duyurmuştu. Dizi olarak tasarlanan Atatürk projesi, Disney+ platformu içinde tüm dünyada yayınlanacaktı, geçtiğimiz aylarda ise Disney'in bu kararından vazgeçtiği ve dizi olarak planlanan Atatürk projesini bir filme dönüştürdüğü ortaya çıktı. Disney+ platformunda yayınlanmayan proje, 3 Kasım tarihinde vizyona girdi. Disney'in konu ile ilgili doğru düzgün bir açıklama yapmaması ülkemizde Disney'in boykot edilmesi ile sonuçlandı. Disney+ platformunun boykot edildiği bir diğer ülke ise Hindistan oldu. Hindistan'ın resmi kriket ligi olan Indian Premier League'i yayınlayan Disney+, ligi yayınlamayı bıraktıktan sonra Hindistan'da boykot edildi. Bu boykotlar, Haziran ayında sona eren çeyrekte Disney'in 12,5 milyon abone kaybetmesi ile sonuçlandı.
Zararın azalmasını başarı olarak görmek
Disney, SAG-AFTRA grevine rağmen, 2023'ün dördüncü çeyreğinde yayın platformlarının zararını azalttı. Zararın azaltılması bir başarı olarak lanse edildi. Disney, dördüncü mali çeyrekte, Disney+, Hulu ve ESPN+'ında yer aldığı doğrudan tüketiciye yönelik biriminde 387 milyon dolar zarar kaydettiğini açıkladı. Şirketin belirttiğine göre; bu rakam, geçen çeyrekteki 512 milyon dolarlık zarardan çok daha iyi. Şirket aynı zamanda temel Disney+ paketine 7 milyon abone eklemeyi başardı. Böylece söz konusu paket, toplam 112,6 milyon aboneye ulaştı. Bununla birlikte platform için kullanıcı başına ortalama aylık gelir de çeyrekten çeyreğe hafif bir artışla 7,31 dolardan 7,50 dolara yükseldi.
İkinci Bob Iger dönemi Disney'e yaramadı
Bob Iger'ın yeniden CEO görevine geldiği 2022'nin Kasım ayından bu yana hisse fiyatlarındaki değişime baktığımızda ise hareketli bir tablo bizleri karşılıyor. Tradingview verilerine göre; Walt Disney Company hisseleri 2022'nin Kasım ayından günümüze gelen süreçte yüzde 14.9 değer kaybetti.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap