Apple'ın etkinliklerini bundan yaklaşık 5 yıl önce takip etmeye başladım. İlk etkinliğini canlı yayında izlediğimde adeta büyülenmiştim, etkinliği merkezinde takip eden ekip arkadaşlarımın benden çok daha fazla etkilendiğini hatırlıyorum. Pandemiyle birlikte etkinlikler sanal ortama taşınırken, basın davetleri Zoom ve Webex gibi platformlarda gerçekleşmeye başladı.
Eminim ki; hepimiz fiziksel etkinlik davetlerini, ürünlere yakından bakmayı ve teknolojiyi yakından takip etmenin heyecanını özlemişizdir. Yine de yakın zamanda fiziksel etkinliklerin yeniden gündemimizde olacağını söyleyebilirim.
Bu süreçte Apple ise o büyülü etkinlik akışını çizgisini bozmadan sanal etkinlik ortamına aktarabilen nadir markalardan biri oldu. Açık konuşmak gerekirse, aynı segmentte farklı markaların etkinliklerini de takip eden biri olarak, Apple'ın çok daha etkileyici bir deneyim sunduğunu söylemek mümkün.
Bu yıl Time Flies ile Apple Watch serisini tanıtan Apple, High Speed ile merakla beklenen iPhone 12 serisini gün yüzüne çıkarmıştı. One More Thing ile Arm işlemcili Macleri tanıtması beklenen şirket, bu etkinlikle birlikte 1 yılda 3 farklı online etkinliğe imza atmış olacak.
Online etkinliklerin avantajı
Markalar için online etkinliklerin fiziksel etkinliklere kıyasla pek çok avantajı olduğunu söyleyebiliriz. Bu avantajların başında ise etkinlik mekanı için ayrılan bütçenin ortadan kalkması geliyor.
Bir diğer önemli avantaj ise katılım oranlarının çok daha yüksek olması olabilir. Zira aynı gün, farklı etkinlik ve toplantılara katılmak durumunda olan kişiler, etkinliğe fiziksel olarak katılım göstermekte zorlanabilir. Kaldı ki; dijital etkinlikler, fiziksel mekanların sınırlarını da ortadan kaldırıyor. YouTube'daki binlerce izleyiciyi bir etkinlik salonuna sığdırmak pek mümkün değil.
Etkinlikleri mekan bağımsız hale getirmek, beraberinde katılımcıların takibini ve organizayonun yönetimini de kolaylaştırıyor. Önceden kaydedilen video içerikleri, canlı etkinlik sunumunun akışına dahil edebilmek ise; etkinliklerdeki hata payını azaltıyor. Ayrıca pek çok kalemde yaşanan bütçe düşüşü ile birlikte etkinlikler kısa süre içinde hızlıca hayata geçirilebiliyor.
Online etkinliklerde Apple farkı
Steve Jobs'un estetiği ve tasarımı öne çıkaran yaklaşımı, Apple'ın kurum kültüründe hala kendini gösteriyor. Tam da bu nedenle şirketin prodüksiyona önemli seviyede kaynak ayırdığını söyleyebiliriz. Bu noktada her kurumun bu tarz prodüksiyon bütçelerine sahip olmadığını da eklemek önemli.
Yine de HomePod Mini tanıtımında kullanılan ev dekorunu unutmak pek mümkün değil. HomePod Mini'nin ev yaşantısına nasıl ayak uydurduğu, bu gerçekçi ev dekorunda ve oyuncular eşliğinde etkileyici bir biçimde anlatıldı. Ve Apple, içimizdeki o küçük alışveriş canavarını bir HomePod Mini'ye ihtiyacı olduğuna inandırdı.
Apple etkinliklerinde tüm etkinliğin Apple Park'tan yayınlanması ise etkinliği takip edenleri işin, teknolojinin merkezine gitmiş gibi hissettiriyor. Etkinliklerin sanal ortamlara taşınması, bazı markaların ürün tanıtımında sanal ortamlar tercih etmesine yol açtı. Ancak Apple fiziksel ortamların çekiciliğini etkinlerinde vurgulamaya kararlı. Ne de olsa çekime elverişli Apple Park'ta dijital de olsa gezintiye çıkabilmek Apple'ın işveren marka kimliğine de katkıda bulunuyor.
Apple'ın işveren marka kimliğine katkıda bulunan tek şey, yalnızca Apple Campus değil. Her bir ürünün, ürünü geliştiren ekip tarafından anlatılması, ekibin kalitesini öne çıkarıyor. Üstelik tanınmış sunucular yerine ekip üyelerinin tercih edilmesi, izleyicilerin ürünü çok daha iyi anlamasına yol açıyor.
Markalar fiziksel etkinliklere geri dönecek mi?
Bir basın mensubu olarak en çok merak ettiğim konulardan biri de bu. Sosyal ağların iletişim kurma yöntemlerimizi değiştirmesi gibi, pandemi döneminin de fiziksel mekanlara geri dönme konusunda üzerimizde derin bir iz bırakacağına inanıyorum.
Şu an için dijital deneyimler, insan üzerinde fiziksel deneyim kadar etki bırakmıyor olabilir. VR ve AR deneyimlerin hayatımızda daha fazla yer almasıyla, dijital etkinliklerin fiziksel deneyimleri çok da aratmayacağını söyleyebiliriz. Markaların etkinlik maliyetlerindeki düşüşü ve katılım oranını arttırabilmesini düşündüğümüzde; fiziksel etkinliklerin yeniden hayata geçme ihtimali oldukça düşük.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap