Facebook'un bildiğimiz sosyal ağ kavramını değiştirmeye başlaması yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Kullanıcılar arası iletişim kurmak, halen işin iskeletini oluştursa da, bir sosyal ağın değerli olabilmesi için gerçek veriler depolayabilmesi gerekiyor. Facebook'un tüm çevrimiçi aktiviteleri takip edecek bir noktaya gelmesi bu nedenle kendisini en değerli sosyal ağ yapıyor. Ancak bir takım eleştiriler de bu yolda hedefini buluyor.
Veri Depolama ve İzleme Üzerine
Girişimci hacker Nik Cubrilovic, Facebook'tan çıkış yaptıktan sonra dahi gezdiğimiz sitelerin Facebook tarafından izlendiğini gösteriyor. Bir Facebook çalışanı bu takibin online güvenliği arttırmak adına yapıldığını söylese de, gizliliğin ihlal edildiği akıllara geliyor.
Aslında gezindiğimiz web sitelerinin takip edilmesi çoktandır varolan bir gerçek. Google ve Microsoft'a yıllardır bu izni veriyoruz. Tabii bu izin verişin ne kadar bilinçli olduğu ve üzerinde ne kadar düşünüldüğü tartışılır. Bu noktada online gizliliğin göz ardı edilmeye başlandığı akla gelebilir. Boing Boing editörü Cory Doctorow da bu noktaya işaret ediyor. Teknoloji şirketlerinin (Facebook da bu gruba dahil) kişisel gizliliği önemsizleştirmeye çalıştığından bahsediyor.
Speaker Text'in kurucusu Matt Mireles ise kimlik bilgilerimizi Facebook'un kalesi, arkadaş çevremizi de o kaleyi ulaşılmaz kılan, rakiplerle arasını açan hendekler olarak tanımlıyor. Newsweek Teknoloji Editötü Dan Lyons ise bunca değişimin nedenini sorguluyor.
Facebook'un Tek Rakibi Kendisi
Karanlık forumlarda çalıntı kredi kartı ve profil bilgilerinin alıcı bulması kimlik bilgilerimizin için bir pazar olduğunun en açık kanıtı. En isabetli reklamlar, hakkında en fazla bilgi sahibi olunan kullanıcıların karşısına çıkıyor. Aslına bakarsanız ilgisiz reklam görmek bu noktada tercih edilebilir. Kullanıcı bilgisi artık o kadar önem taşıyor ki, bazen dünyanın en büyük şirketlerini peşine düşürebiliyor.
Hayatımızdaki neredeyse tüm bilgileri (artık okuduklarımız, dinlediklerimiz, izlediklerimiz dahil) paylaşabildiğimiz bir noktadayız ve Facebook'un bugün yaptığı veri depolamaktan öte bir şey değil. Facebook'un kullanıcıların sürekli sitede kalmasını istediğini öngörmemin nedeni de bu. Ülkelerin yerleşik vatandaşları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalarını buna benzetebiliriz. Biz Facebook'ta kaldıkça ve bir şeyler paylaştıkça Facebook bizim hakkımızda daha fazla bilgi sahibi oluyor.
Elbette verilerimiz bizim izin verdiğimiz ölçüde açık, ama paylaşıma açtıktan sonra kontrol edebildiğimizi söylemek zor. Facebook'un veri otobanında tam gaz yol alması, gerek kendi hatasından gerek başka şekillerde yeni kazalara (bkz: eskisi) sebebiyet verebilir. Kullanıcı ve kimlik bilgilerini toplama işini yasal, güvenli ve kullanıcı iradesine bağlı bir noktaya taşımaya çalışmak Facebook'u rakipsiz kılıyor. Genel kullanıcı eğilimi çoğunluğun gittiği yere gitmek yönünde olsa da, ibre yavaş yavaş tersine dönebilir ve bu durum siteyi içten içe kemiren bir hastalık halini alabilir. 22. yüzyılda en az gerçek hayattaki kadar bize ait sosyal ağlar kullanıyor olabiliriz.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap