İnsan Kaynakları Dünyası’nın nabzını tutan New HR Summit, 25 Eylül 2024’te yani bugün Wyndham Grand İstanbul Levent'te gerçekleşti. Pulsifi Chief Bussiness Officer'ı Christine Sterk, From Tokenism to True Inclusion: Embracing a Skills-Driven Diversity Strategy başlıklı sunumuyla New HR Summit sahnesindeydi.
Oturumda, şirketlerdeki çeşitlilik ve kapsayıcılık konuları derinlemesine ele alındı. Sadece sembolik adımlar atmak yerine, gerçek anlamda kapsayıcı bir iş kültürü oluşturmak için yetenek odaklı stratejilerin nasıl kullanılabileceği tartışıldı. Ayrıca Christine Sterk, iş yerlerinde çeşitlilik ve kapsayıcılık arasındaki dengeyi sağlamak için uygulanabilecek somut adımlar üzerinde de durdu.
Christine Sterk'ün aktardıklarına göre; çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) odaklı olmak çalışan bağlılığını yüzde 58 oranında artırıyor. Sterk'ün belirttiğine göre; George Floyd olayının ardından gelen Black Lives Matter ve yakın geçmişte yaşanan #Metoo hareketlerinin kapsayıcılığın önem verilmesine yol açtı. Sterk, Mayıs 2020 ile Ekim 2022 arasında şirketler tarafından ırk eşitliğini iyileştirmek için 340 milyar dolar taahhütte bulunulduğunu belirtti. Apple, Racial Equity and Justice Initiative'e 100 milyon dolar ayırırken, Google, ırk adaleti örgütlerine 12 milyon dolar bağış yaptı. Aynı şekilde Amazon, ırk adaleti örgütlerine 10 milyon dolar ayırdı. Sosyal adaleti ilerleten kar amacı gütmeyen kuruluşlara Disney 5 milyon dolar, Microsoft 150 milyon dolar, Facebook ise 200 milyon dolar taahhütte bulundu.
Verdiği örneklerle Amazon, Starbucks ve Facebook'un çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı yalnızca simgesel olarak uyguladığında bunun tepkilere neden olduğunu gösteren Sterk, Haziran 2023'te ABD Yüksek Mahkemesi'nin yükseköğretimde DEI politikalarının aleyhine karar vermesinin mahkeme kararının pek çok davayı da beraberinde getirdiğini ve Macy's, Pfizer, Comcast gibi şirketleri hızla geri çekilmeye ittiğini ifade etti.
Günümüzde ABD şirketlerinde çeşitliliğin durumunu aktaran Sterk, ABD'de yöneticilik rolleri hala ağırlıklı olarak beyaz erkekler tarafından üstlenildiğini açıkladı. Bununla beraber, siyahi çalışanlar, tüm çalışanların yüzde 14'ünü oluşturmalarına rağmen, yönetici rollerinin yalnızca yüzde 7'sine sahip. Sterk'ün belirttiğine göre; “Kadınların etkili bir tarzda liderlik etme olasılığının erkeklerden daha yüksek” olduğuna dair kanıtlara rağmen kadınlar liderlik rollerine ulaşmakta hala zorluk çekmekte. Ücretli çeşitlilik rolleri büyük işverenlerin yalnızca yüzde 10 ila 20'si tarafından kullanılmakta ve bunun yaygınlığı azalıyor.
Seyircilere sizi Türk yapan nedir diye soran Sterk, buna cevap olarak kültür ve beceri kavramlarına dikkat çekti. İnsanlara beceri odaklı olarak değerlendirmenin önemini vurguladı. Christine Sterk, beceri odaklı çeşitlilik stratejisini benimseyen şirketlerden örnekler de paylaştı. Microsoft, beceriler ve yetkinlikler temelli DEI stratejisini hayata geçirmesiyle inovasyonda yüzde 20, çalışan memnuniyetinde yüzde 15 artış gördü. DEI ölçütlerinden ziyade beceri temelli yetkinliklere odaklanan küresel bir hareket başlatan Accenture ise bağlılıkta yüzde 30, müşteri memnuniyetini yüzde 25 artırdı. Çeşitlilik içeren bir iş gücü sağlamak için becerilere dayalı bir işe alım stratejisi uygulayan Procter & Gamble ise verimliliği yüzde 35 artırırken, işi bırakma oranları yüzde 20 oranında azaldı.
Beceri odaklı çeşitlilik stratejisini hayata geçirmenin adımlarını da paylaşan Christine Sterk, yapay zekanın bu konudaki rolünü detaylandırdı. Konuşmasında Artificial Narrow Intelligence (ANI), Yapay genel zeka (AGI) ve Yapay Süper zeka (ASI) kavramlarını ele alan Sterk, 2040 yılında makine bilincine erişileceğini dile getirdi.
Christine Sterk, yapay zekanın beceri odaklı çeşitlilik stratejisini nasıl geliştirebileceğini de detaylı bir şekilde aktardı. Yapay zekanın halihazırda önyargılardan arınmış bir biçimde insanları analiz edebildiğini belirten Sterk, bunun için adayların isminin, cinsiyetinin, etnik kökeninin, engellerinin ve fotoğrafının gizlenip, verinin anonimleştirilmesiyle adayların sadece beceri üzerinden değerlendirilmesinin yeterli olduğunu aktardı. Sterk'ün aktardıklarına göre; yapay zeka, kurumun ve departmanların kültürünü adaylarla eşleştirebilir. Sterk, bu bağlamda işe alımın erken aşama adımlarını otomatize etme konusunu gündeme getirdi.
Adayın becerileriyle kuruma uyumun hesaplanmasının mümkün olduğunu ifade eden Sterk, yapay zekanın dakikalar içinde yüzlerce CV'yi analiz edebildiğine dikkat çekti. Bununla beraber, kültürel uyumun tahminlemesinin ardından adayları bir rolle eşleştirme esnasında ortaya çıkan beceri açığını, yapay zeka tarafından beceri geliştirme için önerilen kişiselleştirilmiş eğitimlerle kapatılabileceğini ifade etti.
Aynı şekilde yapay zeka destekli kariyer yolculuğu önerisi yapılabileceğini ve yapay zekanın ekip dinamiklerini de göz önünde bulundurabileceğini ifade etti. Sterk, tüm bunların insanlara yalnızca insan olarak bakmayı mümkün kılacağını, bizlere daha çeşitlilik içeren ve kapsayıcı bir gelecek sunduğunu ifade etti.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap