a16z'in "Can’t Be Evil" NFT lisansları, NFT odaklı telif haklarını nasıl etkiliyor?

a16z'in "Can’t Be Evil" NFT lisanslarının, NFT'lerdeki telif hakları problemini nasıl çözdüğünü yakından inceleyelim.
a16z'in

a16z'in kripto yatırımlarının başındaki isim Miles Jennings ve yönetici ortağı Chris Dixon NFT lisanslama sistemini anlatan "The Can’t Be Evil NFT Licenses" isimli bir makale yayınladı. Makalede NFT üreticileri, alıcıları ve satıcılarının dijital varlıklar üzerindeki hakları için bir NFT lisanslama sistemi sunuluyor. a16z'in lisanslama sistemini detaylandırmadan önce NFT, lisanslar, ticari haklar ve telifler üzerine gündemde olan konuları incelemekte fayda var. 

Hatırlarsanız, "NFT, süresi dolmuş telif hakları için yeni bir alternatif olabilir mi?" başlıklı yazımızda, NFT'lerin telif haklarıyla ilişkisini ele almıştık. 

IC3'den (The Initiative for CryptoCurrencies and Contracts)  James Grimmelman, Yan Ji ve Tyler Kell'in kaleme aldığı bir medium makalesine göre, Telif hakkı yasası, içerik üretici bu konuda adım atmadığı sürece NFT sahibine herhangi bir hak vermiyor. Ekip, yasal problemleri düşünmenin NFT üretim sürecinin bir parçası olması gerektiğini düşünüyor. 

Bu noktada IC3 oluşumundan bahsedelim. Carnegie Mellon University, Cornell Üniversitesi, Cornell Tech, EPFL, ETH Zürih, UC Berkeley, University College London, UIUC ve Technion'da görevli olan fakülte üyelerinin kurduğu IC3 New York Cornell Tech'te bulunan Jacobs Technion-Cornell Enstitüsünde yer alıyor.

Fiziksel eserlerde NFT kullanımı ve yasal haklar 

IC3 ekibi, NFT'lerin yapısını aktarırken, bir token olarak NFT, NFT'nin fiziksel ürünlerle ilişkisi ve NFT sahibinin fiziksel ürünle yasal ilişkisini aktarıyor. Ekip, blockchain'de tutulan NFT ile fiziksel ürünü birbirine bağlayan şeyin yasal haklar olduğunu dile getiriyor. Yani yasal haklar, fiziksel bir eserin NFT'sini satın aldığınızda, sizin fiziksel eser üzerinde hak sahibi olmanızı sağlıyor. Eğer bu yasal haklar NFT kapsamında size tanımlanmış ise eseri fiziksel olarak başka bir ortama taşıyabilir satabilir ve hatta eseri ortadan kaldırabilirsiniz. 

Telif hakları ve türemiş çalışmalar

Fiziksel eserler için tanınan yasal hakların ötesinde kopya halinde yayınlanabilen eserler kapsamında hazırlanan yasal haklar da mevcut. Birden fazla kopyaya sahip olabilen kitap, fotoğraf, film gibi eserlerin üreticileri, telif hakkı ve fikri mülkiyet hakları olarak tanımladığımız (copyrights) bu haklardan faydalanıyor. Ancak bu yasal haklar, fiziksel ürünler kapsamında tanınan haklardan daha karmaşık olabiliyor.

Bir kitabın fiziksel bir kopyasını almak, sizi eserin sahibi yapmıyor. Genel olarak eserin hakları (yapılan anlaşmalara bağlı olarak) yazar ve yayıncıda toplanıyor. Bu haklara, eseri çoğaltmak türemiş çalışma yayınlamak, kopyaları dağıtmak dahil. Yazarların ve üreticilerin bu bağlamda sahip olduğu özel hakları (exclusive rights) buradan inceleyebilirsiniz. 

Eğer, aldığınız kitabın hikayesini çok beğendiyseniz ve bu hikayeye dayanan bir film çekmek istiyorsanız, yazarın size bu konuda yasal olarak izin vermesi gerekiyor. Bu örnekteki gibi sinema ve dizi uyarlamalarının yanı sıra çeviri ve müzikal aranjmanlar gibi çalışmalar ise "türemiş çalışma" olarak değerlendiriliyor. 

Akıllı sözleşme ve yasal sözleşme farkı

ABD'deki yasalara göre NFT alım - satım işlemlerinde zincir üstü sahiplik el değiştirse de; telif hakları otomatik olarak yeni sahiplere aktarılmıyor. Bunun için NFT alım-satımı esnasında ERC-721 gibi NFT akıllı kontratlarının yanı sıra telif hakları sözleşmesi de imzalanması gerekiyor. Eğer NFT'lerin akıllı sözleşmeleri hazırlanırken, yasal sözleşmeler dikkate alınıp sürecin ve NFT akıllı sözleşmesinin bir parçası haline getirilmediyse, NFT'ler hakkında yasal bir sahiplik de söz konusu olmayabiliyor. 

Yani bu durumda, telif hakkı söz konusu olduğunda akıllı kontratlar, yasal kontrat işlevine sahip olmuyor. Ancak bunun değiştiği senaryolar da mevcut. NFT sahiplerine, telif haklarının tamamına sahip olmayı temsil edecek şekilde sahipliğin aktarılması yerine NFT sahiplerine lisans verilebilir. Böylece her sahibe lisans verileceği akıllı sözleşmede belirtilir ve  ikincil satışlarda, telif haklarının aktarımı da  otomatik bir hal almış olur. Buna RTFKT lisanslarını örnek gösterebiliriz. Burada telif hakkı ek fayda (Additional Benefit) olarak platformu kullanan her içerik üreticisine tanımlanıyor. 

Tüm bunların yanı sıra NFT sahiplerinin, üçüncü taraf bir kişi ya da kuruma tanımladığı türemiş çalışma üretme hakkının, ikincil satışla ortadan kalkıp kalmayacağı da merak konusu. Burada farklı ihtimaller mevcut. İkincil satışla 3. tarafın, türemiş çalışma üretme hakkı sona erebilir ya da NFT'yi alan kişi, aynı hakları bir başkasına tanımlayabilir. Bir başka bir ihtimal ise NFT'yi alan kişi, aynı hakları bir başkasına tanımlayamayabilir. 

a16z'in "Can’t Be Evil" NFT lisansları neyi çözüyor? 

Öncelikle "Can't Be Evil" analojisinin kökeninden bahsedelim. Hatırlarsanız, Google, şirket tüzüğünde  "Do the right thing" (Doğru şeyi yap) ifadesi yer alıyordu. İlerleyen dönemde "Don't be Evil" ifadesine dönüştü. Daha sonra bu ifade tüzükten çıkarılsa da; teknoloji şirket çalışanlarının davranışlarının geniş kullanıcı kitlesi üzerindeki etkilerini anlatmak için pek çok kez kullanıldı. Blockchain'in hayatımıza girmesiyle teknoloji şirketlerinin yetkisini elinden alıp tabana yayan, anonim, kendi kendine işleyen ve şeffaf bir teknolojik yapının varlığı konuşulmaya başlandı. Web3 vizyonunda şirketlerin insafına kalmayan, bu nedenle "Zalim olamayan" bir sistem ön görüsünden bahsediliyor. 

"Can't Be Evil" adlı sözleşme ise yazının başından beri bahsettiğimiz, telif hakları, sahiplik ve lisanslama konusunu çözmek için bir şablon oluşturuyor. 

Şirket blog yazısında NFT'yi merkeze alan lisansların kullanıcılara daha fazla kesinlik sağlamak için blockchainde izlenmesi ve uygulanması gerektiğini belirtiyor:

Daha iyi lisanslama şablonları, yüksek kaliteli lisansları daha kolay erişilebilir hale getirme, sahiplik konusundaki belirsizliği ortadan kaldırma ve üreticileri kendi lisanslama rejimlerini oluşturma yükünden (ve masrafından) kurtarma potansiyeline sahiptir.

Bu noktada 6 farklı lisans alternatifi sunuyor. Bunlar sırasıyla, Exclusive Commercial Rights with No Creator Retention, Non-Exclusive Commercial Rights, Non-Exclusive Commercial Rights with Creator Retention & Hate Speech Termination, Personal License, Personal License with Hate Speech Termination ve CC0 olarak öne çıkıyor. 

Bu 6 seçenek kapsamında, NFT sahipleri; kopyalama, ticari kullanım, NFT'leri kullanma ve uyarlama, lisanslama konularında yasal olarak desteklenebiliyor. a16z'in altı lisansının tümü a16z kripto GitHub'da yer alıyor. Ayrıca şirketin yasal kılavuzu da muhtemel değişiklikler için bir dizi ek konuda destek sağlıyor. a16z'in sunduğu bu lisans şablonları sayesinde, Web3 ve NFT topluluklarının lisansları büyük bir özgürlükle kullanabilecek. Ayrıca Github üzerinden çatallama gerçekleştirirken, yinelemenin ötesinde geliştirebilecek. Zira şirket, lisansları da CC0 sözleşmesine tabi tutuyor, böylece telif hakkını kamu malı olarak konumlandırıyor.

Mayıs ayında 4.5 milyar dolarlık Web3 fonunu duyuran Andreessen Horowitz, NFT fabrikası BreederDAO, Irreverent Labs Avatar oluşturma platformu Ready Player Me ve Web3 topluluğu PROOF dahil olmak üzere Web3 ve NFT ekosistemine yoğun bir şekilde yatırım yaptı. Bu yeni lisans şablonu kendi ortaklarına yol göstermek için hazırlanmış olabilir. 

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.