Nisan ayında Spotify CEO'su Daniel Ek, bir sonraki "Hikayeler" özelliğinin canlı sesli içerikler olacağını ve gelecekte her platformun kendi canlı sesli içerik özelliğine sahip olacağını paylaşmıştı. Şirket, Mart ayında Clubhouse ile benzer bir şekilde çalışan Locker Room'u satın alarak, sesli içerik formatını güçlendirmeye karar vermişti.
Spor, kültür ve müzik gibi alanlarda sesli canlı yayınlar yapılmasına olanak tanıyan Locker Room, Spotify Greenroom adı altında hizmet vermeye başlayacak.Spotify Greenroom, iOS ve Android uygulamaları, 135 pazarda kullanıcıların ilgisine sunuldu. Şu an için sadece İngilizce dilinde kullanıma açılan uygulamanın Spotify'ın aktif olduğu 178 pazara yayılması bekleniyor.
Spotify Greenroom'un öne çıkan özellikleri
Spotify Greenroom, dünyanın her yerinden Spotify kullanıcılarının canlı ses odaları oluşturmasını ve oluşturulan bu canlı ses odalarına katılmasını sağlıyor. Üstelik söz konusu ses odaları sonrasında podcaste dönüştürülebilecek.
Spotify, bu yeni platform ile birlikte içerik üreticilerini desteklemek için hayata geçirdiği yeni fonu Creator Fund'ı da duyurdu. Spotify'ın bu yaklaşımı, Clubhouse'un büyümesini devam ettirmek adına kısa süre içinde duyurduğu fonlarla benzerlik gösteriyor.
Gelelim Spotify Greenroom'un teknik özelliklerine. Spotify Greenroom, Locker Room'un kodunu kullanıyor. Hatta Locker Room kullanıcıları, uygulamayı açtığında bugünden itibaren Greenroom markası ve farklılaştırılmış Greenroom deneyimi ile karşılaşacak. Bu noktada Locker Room'un beyaz ve kırmızı renklerinin yerini Spotify marka kimliğine bıraktığını söyleyebiliriz.
Spotify kullanıcı bilgileriniz ile Spotify Greenroom'a giriş yapabilirsiniz. Böylece ilgi alanlarınıza göre, kişiselleştirilmiş bir deneyim ile karşılaşmanız mümkün.
Daha önce spor odağında gruplara sahip olan Locker Room, artık bu odağı geride bırakmış durumda. Ses odalarını takip etmenin en kolay yolu ise gruplara katılmak. Ancak ilerleyen dönemde Spotify'ın kişiselleştirme teknolojisi, kendini Greenroom'da da göstermeye başlayacak. Bu bağlamda Spotify'da takip ettiğiniz Podcast yayıncılarılarının, Greenroom'da düzenlediği programlar size bildirim olarak düşebilecek.
Aynı şekilde uzun vadede dinlediğiniz müzikler ve podcastlere göre Spotify'ın size Greenroom'da öneriler sunması da imkan dahilinde.
Spotify Greenroom'un özellikleri daha önce Clubhouse'da gördüğümüz özelliklere dayanıyor. Bu noktada uygulamayı Clubhouse klonu olarak tanımlamak yanlış olmaz. Öte yandan aynı tanımı Twitter Spaces ve Facebook Live Audio Rooms için de kullanabiliriz. Ses odalarında konuşmacıların profil resimleri üst kısımda yer alırken, dinleyiciler daha küçük profil resimleri ile aşağı kısımda bulunuyor.
Tıpkı Clubhouse'da olduğu gibi Sessize alma, moderasyon özellikleri ve dinleyicileri konuşmacı olarak konumlandırma özellikleri de mevcut. Ses odalarının binden fazla kişiye ev sahipliği yapabildiğini de ekleyelim. Önümüzdeki aylarda Spotify, katılımcı sayısını artırmayı planlıyor.
Rakiplerden ayrışan özellikler
Spotify Greenroom'un mesajlaşma özelliği ile rakiplerinden ayrıştığını söyleyebiliriz. Sesli odalardaki sunucular, mesajlaşma özelliğini diledikleri zaman açıp kapatabiliyorlar.
Ayrıca sunucular, oturum bittiğinde, oturumun ses dosyasını isteyebiliyor. Böylece bu ses dosyasını düzenleyerek, podcast olarak yayınlama imkanına kavuşuyorlar. Bu noktada Spotify'ın podcast içeriklerini artırmak için bir yol seçtiğini söyleyebiliriz.
Buna ek olarak Spotify'ın tüm oturumları kaydettiğini belirtmekte fayda var. Sosyal ağların başlıca problemi olan moderasyon, böylece daha yönetilebilir bir hal alıyor. Moderasyon ise Spotify'In mderasyon ekibi tarafından üstleniliyor.
Oyunlaştırma öğeleri gelire dönüşebilir
Daha önce Locker Room'da bulunan konuşmacıları ödüllendirme özelliği, Spotify Greenroom'da da varlığını sürdürüyor. Dinleyiciler beğendikleri konuşmacılara cevher (gem) gönderebiliyor. Konuşmacıların sahip olduğu cevherler, sesli oturum boyunca profil resminin yanında sergileniyor. Cevherler şu an için gelir elde etme yöntemi olarak konumlanmıyor.
Ancak YouTube, Facebook ve Instagram'da benzer mekanizmalarda gördüğümüz üzere, kullanıcı tabanı genişledikçe, oyunlaştırma öğeleri birere gelir modeli olarak kullanılabilir. Clubhouse ise belki de ürün geliştirme sürecine oyunlaştırmayı dahil etmeden, doğrudan gelir modeli üreterek bu işi en hızlı hayata geçiren sosyal ağlardan biri oldu.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap