AdColony Marka Güvenliği 2020 Araştırması'nda öne çıkan başlıklar

Ankete katılanların yüzde 60’ı istenmeyen içeriklerin yakınında reklamları görmelerinin "reklamveren hakkındaki algılarını olumsuz etkilediğini" söylüyor.Yüzde 46'sı ise bu durumun satın alma kararlarını olumsuz etkilediğini ifade ediyor. 
AdColony Marka Güvenliği 2020 Araştırması'nda öne çıkan başlıklar

AdColony, Marka Güvenliği 2020 Araştırma Verilerini yayınladı. Raporda tüm dünya geneline baktığımızda bilgisayarlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar ve cep telefonları dahil olmak üzere çevrimiçi olarak harcanan sürenin; günde ortalama 6 saat 49 dakikaya ulaştığı görülüyor. Bu sürenin, internet kullanıcılarının üç yıl önce çevrimiçi olarak harcadıkları süreden yarım saat daha fazla olduğunu belirtelim 

Mobilde geçirilen zamana EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) ve LATAM (Latin Amerika) ülkelerinde bakıldığında ise, mobil uygulamaların günde 3 saatten fazla kullanıldığı görülmekte. 2021'de bu rakamın en az 30 dakika daha artması bekleniyor. Akıllı telefonlar ve tabletler gibi mobil cihazların günümüzde öncü reklam platformları haline geldiğini söylemek mümkün.

CBS News'e göre, bir tüketici, 1970'lerde yaklaşık ortalama 500 reklama maruz kalıyordu. Bugün bu rakam yaklaşık 5.000'e ulaşmış durumda. Bu yoğun iletişim çağında markaların ürünlerini veya hizmetlerini tanıtmak ve pazarlamak için ciddi bir rekabet içinde olduğu söyleyebiliriz. 

Rekabetin gerekleriyle birlikte günümüz reklamcılığında markaların karşısına çıkan en önemli zorluklardan biri de  marka güvenliği. Özellikle reklam sahtekarlığının artmasıyla birlikte markalar, marka güvenliğine önemli seviyede yatırım yapıyor. 

Traffic Guard / Juniper'a göre, reklam dolandırıcılığının maliyetinin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde tüm bölgelerde artması ve global rakamın 34 milyar dolardan 87 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Özellikle APAC (Asya - Pasifik) bölgesinde ise 19 milyar dolardan 56 milyar dolara çıkacağı ön görülüyor. 

Marka güvenliğinin önemli bir sorun olarak ortaya çıkmasının üzerinden birkaç yıl geçmiş olsa da bu konu uzun yıllar daha gündemimizden düşmeyecek.  Günümüzde pazarlama ekiplerinin ve reklam verenlerin amacı sadece markalar ve tüketiciler arasında güven oluşturmanın ötesinde, ajanslar, yayıncılar ve reklam sürecine dahil olan tüm platformlar arasındaki iletişimi güçlendirmek. Bu sayede marka ve reklam hatırlanabilirliğinin yanı sıra marka bağlılığı sonuçlarını artırılması hedefleniyor. 

AdColony’nin geçen yıl yayınladığı 2019 Marka Güvenliği Araştırması verilerinde, kullanıcıların mobil oyunlarda reklamlarla karşılaşmayı YouTube, Snapchat ve Instagram'dan daha çok tercih ettikleri görülmekeydi. Kullanıcıların aynı zamanda uygunsuz içeriğe maruz kalmanın ve "yalan haberlerin" reklam veren veya platform hakkındaki görüşlerini de olumsuz etkilediğini gözlemleniyor.

Mobil kullanıcılar reklamlarla YouTube, Google ve Instagram'da karşılaşmayı tercih ediyor

Aradan bir sene geçtikten sonra, 2020 Marka Güvenliği Araştırması verilerinin de fazla değişiklik göstermediğini belirtelim. Türkiye özelindeki sonuçlara baktığımızda; mobil kullanıcılar reklamlarla önce yüzde 24 ile YouTube'da karşılaşmayı tercih ediyor. İkinci sırada yüzde 21 ile Google ve Instagram yer alırken mobil oyunlar yüzde 16 ile Üçüncü sırada yer alıyor. 

Tüketicilerin marka açısından güvenli olmayan içerikler gördükleri platformlarda başı, yüzde 39 ile Facebook ve yüzde 30 ile YouTube çekiyor.  Bu oran mobil oyunlarda ise yüzde 4 olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıya tüketicilerin mobil oyunlarda istenmeyen içeriklerle pek karşılaşmadığını söyleyebiliriz. 

Ankete katılanların yüzde 60’ı bu tür içeriklerin yakınında reklamları görmelerinin "reklamveren hakkındaki algılarını olumsuz etkilediğini" söylüyor.Yüzde 46'sı ise bu durumun satın alma kararlarını olumsuz etkilediğini ifade ediyor. 

Yalan haberlerle en fazla Facebook, Instagram ve Google'da karşılaşılıyor

Platformlardaki yalan haberler ise tüketici güvenine etki eden önemli faktörlerden biri. Sahte haber içerikleri  Facebook'ta yüzde 47, Instagram'da yüzde 31 ve Google'da yüzde 25 gibi büyük oranlarla karşımıza çıkıyor. Yüzde 11 ile Mobil oyunlar ve yüzde 17 ile Snapchat ise en düşük “sahte haber” oranına sahip. 

 
EMEA bölgesi özelinde araştırma verilerine göre; yüzde 7 ile mobil oyunlar ve yüzde 5 ile Snapchat en düşük "Sahte haber" oranına sahip. Bu oran Facebook'ta yüzde 46, YouTube'da yüzde 23 ve Google'da yüzde 22 gibi büyük oranlarla karşımıza çıkıyor.

Ankete katılanların yüzde 57’si ise, Koronavirüs içeriğinin yanında bir reklam görmenin, reklam verene yönelik algılarını olumlu yönde etkilediğini söylüyor. 
EMEA bölgesi özelinde araştırma verileri bizlere mobil kullanıcıların reklamlarla ilk olarak yüzde 21 ile Facebook'ta karşılaşmayı tercih ettiğini gösteriyor. Bunu sırasıyla ile Mobil Oyunlar (%19 ) ve Google yine (%19) takip ediyor.

Bu arada yüzde 47 ile Facebook ve yüzde 25 ile YouTube'un, tüketicilerin marka açısından güvenli olmayan içerik gördükleri ilk platformlar arasında yer aldığını söyleyeylim.  Bu oran mobil oyunlara kıyasla yüzde 6 daha fazla. Ankete katılanların yüzde 56'sı, reklamları bu tür içeriklere yakın yerlerde görmelerinin "reklamveren hakkındaki algılarını olumsuz etkilediğini" belirtiyor. 

EMEA özelindeki ankete katılanların yüzde 42'si ise Koronavirüs içeriğinin yanında bir reklam görmenin, reklam verene yönelik algılarını olumlu yönde etkilediğini söylüyor.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.