Kadınları, teknolojik birimlerden toplumun yarattığı korkular uzak tutuyor

Kadınları, teknolojik birimlerden toplumun yarattığı korkular uzak tutuyor

Şirketler, bugün hiç olmadığı kadar veri ile iç içeler. Yıllar önce bir sorun olduğunda ilgili birimlerin dönüp baktığı veri, artık her iş kolunu ve birimleri ilgilendiren önemli bir değer yaratma aracı olarak karşımıza çıkıyor.

"Veriyi analiz etme",  akıl almaz bir şekilde büyüyen bir sektör. Ancak bu alanda çalışan kadın katılımcıların sayısı ise hala çok gerilerde. Zira, yapılan araştırmalar, küreselde üniversitesilerin teknoloji birimlerinde dersliklerin sadece yüzde 20'lik bir kısmını kadınların doldurduklarını gösteriyor. Bu alanlardan mezun olanların ise çok daha azının kodlama, veri analizi gibi teknik bölümlerde çalışmayı tercih ettikleri belirtiliyor.

Kadınların veri analizi ve kodlama gibi konular ile arasında buzlar neden erimiyor? Akıllarda yaratılan 'bu,  kadına göre iş değil' gibi toplumlarda oluşan önyargılar güçlü nedenler arasında. Öte yandan veri analizi, yazılım mühendisi gibi bölümlerin pazarlama ve insan kaynakları gibi çok daha gösterişli(!) bölümlerin gölgesinde kalması da yine kadınların bu tarz teknolojik birimlere uzak kalmasına neden oluyor.

Neyseki son yıllarda atılan adımlar bu bakış açısını değiştirmeye başladı. Bugün 7'den 70'e kadar birçok kadın, bu alana ilgi gösterirken elbette katedilecek daha çok yol var.

Kadınlara veriyi sevdiren proje: She loves Data

Singapur'da başlayan ve bir akıma dönüşen sosyal topluluk datadriven.sg (She loves Data) kadınları teknoloji alanında daha fazla ilgi duymaları için cesaretlendiriyor.

Veri üzerine hizmet veren teknoloji şirketi Keboola kurucuları Jana-Marle Zizkova ve Pavel Bulowski'nin ilk kez 18 ay önce tohumlarını serptikleri sosyal girişim She loves Data, bugün sayısız workshopla 5 kıtada binlerce kadına atölye çalışmaları ve eğitim sağladı.

25 yıldır teknoloji alanında çalışan Zizkova, son yıllarda  sayısı giderek artan projeler ile 'cinsiyet çeşitliliği' kavramının  altında büyük değerler olduğunu söyledi.  Zizkova'ya göre,  cinsiyet çeşitliliği sadece kadınların daha fazla bu alana katılması anlamına gelmiyor. Kadınların ve erkeklerin mantıksal olarak farklı yapılarda olduğunu değinen Zizkova, daha fazla kadının bu alana katılması ile  dijitalleşen  dünyada toplumların yapılanmasında kadınların da aktif birer katılımcı olabileceğinin altını çiziyor.

'Mesele bilgisizlik değil, cesaretsizlik'

Bugüne kadar bu alana ilgi duyan binlerce kadınla konuşan Zizkova, meselenin kadınların bu alanda bilgisizliklerinden öte bilinmeyene yönelik atacakları adımda cesaretsizliğin olduğunu söyledi. Bu alanda kadınlara sadece 'kodlama, veri alalisti 'nedir? gibi iş kolu ve meslek dalını anlatan eğitimlerin yanı sıra kadınlara teknoloji alanını benimsemeleri ve onları daha fazla cesaretlendirecek kişisel markalaşma eğitimlerinin de verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Toplumun yarattığı önyargıların, kadınların cesaretini kırdığını söyleyen Zizkova bunun, hayata geçecek çok daha fazla cinsiyet çeşitliliği programları ile algılardan silinebileceğini söyledi. Bu arada Pavel Bulowski ise sosyal amaçlı topluluk kurmanın büyük bir özveri gerektirdiğini paylaştı. Pavel'ın sosyal girişimcilik rolüne gönül veren girişimcilere ise bir de notu var: Kendi vizyonunuza uygun sizinle işbirliğine gidecek partnerler bulun, tutku ile çalışmak isteyen gönüllülere ulaşın, maliyeti düşük ve toplulukların hızla tepki verdiği iletişim kanallarından biri olan sosyal medyayı iletişim stratejinizin ön sıralarında tutun.

18 Mayıs'ta son bulacak Engage Prague 2018'den gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.