Laboratuvarda üretilen et geleceğin gıdası olur mu?

Laboratuvarda üretilen et geleceğin gıdası olur mu?

2013 yılında Maastricht Üniversitesinden Mark Post bir İngiliz kanalında laboratuvarda yetiştirdiği eti pişirdi. Mark Post pişirdiği etin normal bir ineği etiyle aynı olduğunu hatta aynı hücrelerden oluştuğunu iddia etmişti. Tek farkın bu etin 'ineğin içinde değil dışında' yetiştirilmesi diyordu.

Bu et parçası 20 bin inek kök hücresinden yetiştirilen kas lifinden oluşuyor. Pancar kökü suyuyla renklendiriliyor ve safran ile tatlandırılıyor. TV kanalında bunu canlı olarak tadan seyirciler etin gerçek tadı olduğunu iddia etti. Bazı seyirciler de kuru olduğunu ve renginin tam olarak doğal et rengi olmamasından şikayetçi oldu. Bu kadarı bile etin ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor sanırım.

1274953-efqb

Son zamanlarda İsrailli bir girişim olan SuperMeat, yüzbinlerce dolar yatırım aldı. Hedeflerini 500 bin dolar olarak belirleyen şirket, Mark Post’un denemelerinden yola çıkarak daha sağlıklı ve daha çok et gibi hissettiren bir ürün üstüne çalışmaya başlıyor. Mark Post’un zamanında başarılı olamama sebeplerinden biri, yetiştirdiği bir parça etin 331 bin dolara mal olmasaydı.

Her ne kadar doğal etin sağlıklı olduğunu söylesek de etin fazla tüketimi ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Peki bu etin içindeki maddeleri biz kontrol edebiliyor olsak ve bize kötü olanı çıkarsak nasıl olur? Yani biraz daha güvenli olmaz mı?

Birleşmiş Milletlerin yaptığı çalışmalara göre 2030 yılında et tüketiminin şimdiye oranla yüzde 10 artacağını söylüyor. Çiftlikler de bu ihtiyacı karşılayacak gibi bir görüntü sergilemiyor. Tüm bunlar düşünüldüğünde laboratuvarda et yetiştirmek sanki bu sorunu çözebilir gibi.

800px-livestock_grazing_in_armenia

Tüm bunlara ek olarak tabi ki doğal kaynaklarımızı kullanma sorunu var. 2030 yılına kadar çiftliklerin insanlığı doyuracak kadar inek yetiştirmesi için oldukça büyük alanlara ihtiyacı olacak. Dünyanın belli bir sınırı olduğunu ve bir yandan da artan nüfusa yer sağlamak gerektiğini de hesaba katarsak bu çiftlikler yer bulmakta zorlanacaklar. Laboratuvar ortamında et yetiştirilebilmek için ise normalde ihtiyaç duyulacak çiftlik alanlarının sadece yüzde 1’i gerekiyor. Tıpkı daha önce paylaştığım dikey tarım alanları gibi et üretim alanları da hem enerji kullanımı hem de yer kullanımı olarak oldukça efektif görünüyor.

Geliştiriceler bunu mümkün kılmak için çalışıyor. Bu sorunların en önemlileri ise kültürel engeller ve tabiki çiftlik çalışanlarının işsiz kalması. Şu anda bu sorunların önüne geçebilmek için hem doğal hem yapay etin karışımı bir et üretilmeye çalışılıyor. Tabi bu durum kaçınılmaz sonu sadece biraz ötelemekten başka bir işe yaramayacaktır.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.