Google, kısa bir süre önce sahte haber sitelerinin reklam servisine erişimini engelleyerek, bu haberlerle mücadeleye başlayacağını açıklamıştı. Bu önlemin sahte haber sitelerinin reklam gelirlerine büyük bir darbe vurması bekleniyordu ancak gerçekler, bu beklentinin epey gerisinde kaldı. Öyle ki Google'ın en yeni telefonu Pixel dahil birçok büyük markaya ait reklamlar bu sayfalarda görünmeye devam ediyor.
Konuyu gündeme getiren Wall Street Journal'ın İngilizce dilinde sahte ya da yanıltıcı haber yapan sitelerle ilgili küçük çaplı araştırması, bu sitelerde Fiat Chrysler'den Choice Hotels'e SoundCloud'dan Bose'a kadar onlarca farklı tanınmış markanın reklamlarını tespit ediyor. Bu sayının onlarla sınırlı olmadığını ve binleri bulabileceğini tahmin etmek zor değil. Çünkü internette reklam vermek, hangi mecralarda çıkacağınıza karar verip, ilanlarınızı dağıttığınız sade bir süreç olmaktan çok uzak. Markaların dijital reklamlarını dağıtmak için güvendiği adtech şirketlerinin önemli bir bölümü de gereken hassasiyete sahip değil. Bazı sahte haber sitelerinin bu sayede aylık kazançlarının on binlerce doları bulduğu tahmin ediliyor.
Balon büyüdükçe sahte haber siteleri güçleniyor
Herhangi bir sektörde alıcı ve satıcı arasındaki ilişkinin karmaşıklaşması ve uzayan zincirde aracıların takip edilememesi, söz konusu spesifik alanda bir balona işaret eder. Sahte haber sitelerinin yayınlarına güçlenerek devam etmesi, bir süredir konuşulan dijital reklam balonunun gittikçe büyüdüğüne işaret ediyor olabilir. Kalkis Research geçtiğimiz Mayıs'ta yayınladığı Google : End Of The Online Advertising Bubble başlıklı araştırmasında, online reklamların otomatize edilmesi sürecinin, maliyetleri aşağı çekse de, büyümeyi daha düşük kaliteli reklam alanlarına odaklaması sorununu gündeme getirmişti. Sahte haber siteleri bu düşük kaliteli reklam alanları arasında öne çıktığını biliyoruz. Bununla birlikte dijital reklam ekosisteminin gittikçe kapalı ve karmaşık hale gelen yapısına dikkat çeken rapor, reklam veren ve yayıncılar arasında gittikçe uzayan bir dağıtım zincirinin oluştuğunu ve bu durumun aracıların güçlenmesiyle sonuçlandığını söylüyordu. Reklam alanlarının seçimi konusunda aracıları keyfiyetle suçlayan araştırma, bunun trafiğin kalitesinin ölçülmemesi, maliyetlerin ne pahaya aşağı çekildiğinin reklam verenler tarafından takip edil(e)memesi gibi istenmeyen sonuçlara yol açtığını belirtiyordu. Reklam yolsuzluğunun Ocak 2016’da 8.6 milyar dolar büyüklüğe ulaşması ise bunun en önemli kanıtlarından biriydi araştırmaya göre.
Sahte haber filtreleri ve Facebook, Google, Apple
Sahte haberlerinin kontrolsüzce fonlanmasının diğer sebeplerinden ilki, endüstride reklamların sahte haber sitelerinden görünmesini engelleyecek bir sahte haber filtresinin olmaması. Reklam verenler ve aracılar, reklamların nefret söylemi ya da porno içeriğe sahip sitelerde görünmesini otomatikman engelleyebiliyor ancak sahte haberler için bu tip uygulama henüz yapılamıyor.
Teknoloji devlerinin haber dağıtım platformları Facebook Instant Articles, Google AMP ve Apple News ise durumu daha da karmaşıklaştırıyor. Yayıncıların haberleri kendi standart formatlarında sunmalarını ön gören platformlar bu sayede sahte haberlerin gerçek haberler arasında kamufle olmasını sağlıyor. Sahte haber filtrelerinin olmaması Google'ın arama sonuçlarında öne çıkardığı "top news" bölümünde sahte haberlerin görünmesine bile yol açıyor. Gerçek ve sahte haberleri ayıramadığınız bu bölüm, internet kullanıcılarını yanıltmak için biçilmiş kaftan. Zira kullanıcıların çoğunluğu gördüğü sahte haberleri gerçek zannediyor.
this seems... not fine pic.twitter.com/AKgWHoCvrU
— Choire (@Choire) December 7, 2016
2017i sahte haberlerle mücadelede radikal adımların atıldığını gördüğümüz bir yıl olabilir. Buna paralel olarak öyle ya da böyle, kısa vadede dijital reklamların dağıtımı konusunda önemli yeniden yapılanmalar ve düzenlemeler görmemiz kuvvetle muhtemel.