Etohum Kampı, 16-20 Şubat tarihleri arasında Antalya Rixos Sungate Otel'de gerçekleşti. Etohum 15'in yanı sıra, Etohum 40'tan ve önceki yıllarda Etohum'da yer almış girişimcilerin katıldığı kampta, Etohum fonunu katılımcıları ile sektörden önemli ismimler kamptaydı. Tabi ki Webrazzi de oradaydı. Ben ve Serkan Ünsal da girişimleri hakkında girişimcilerle tanışmak için kamptaydık.
Genel anlamda son derece başarılı geçen kamp sürecinde genç girişimciler hem çok daha yakından tanışma, hem de tecrübeli girişimci ve yatırımcılarla zaman geçirme imkanı buldular.
Yoğun kamp programında yer alan oturumlarda konuşmalar, genç (ve hatta tecrübeli) girişimcilerin çok faydalandıklarını düşündüğüm bilgiler paylaştılar. Networking'den iş planı hazırlamaya, yeni Türk Ticaret Kanunu'nun değerlendirilmesinden, ödeme sistemlerine, temel girişimcilik bilgilerinden, yatırımcı beklentilerine, şirket kuruluşları, sözleşme esasları ve bilişim hukuku temellerinden başarılı internet girişimcisi tecrübelerine kadar oldukça geniş bir yelpazedeki konular, uzmanları tarafından ele alındı.
Kampın belki de en faydalı olan kısmıysa her oturumun sonunda gerçekleşen soru-cevap bölümleriydi. Büyük oranda konuşmacının sunumunu tamamlar nitelikte gerçekleşen soru cevap bölümleri zaman zaman konuşmacı ve girişimciler arasında hararetli tartışmalara da sahne oldu.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen kampta genç girişimciler tarafından en sık dile getirilen konu yatırımcılar ile yeterince bir araya gelme fırsatları olmadığıydı. Oturum aralarında ve akşam sohbetlerinde sık sık gündeme gelen konuda yatırımcılar ise, girişimcilerin bu konuda yeterince "girişken" olmadığını düşüyorlardı. Neredeyse tek başına bir gündem maddesi haline gelen bu konu, son günkü değerlendirme toplantısına da damgasını vurdu.
Bununla beraber oturum aralarında ve akşam sohbetlerinde hem girişimci - yatırımcı konuşmalarına, hem de kamp esnasında gerçekleşen iş anlaşmalarına yakından şahit olduğum için, kampın aslında bu konuda da genel anlamda başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Etohum kampını sadece yatırımcı – girişimci buluşması olarak değerlendirmek de yeterli değil. Orada yatırımcı sıfatıyla bulunan hemen herkesin, aynı zamanda tecrübeli birer girişimci olduğunu düşününce, genç girişimcilerin bu insanlarla beraber uzun zaman geçirmesi, yan yana kahve içmesi, aynı masada yemek yemesi ve bu sırada akıllarına gelen her türlü soruyu sorup, bilgi edinmesi bile tek başına önemli bir katkı.
16 Şubat'daki Webrazzi Gündem Toplantısı'nda yer aldıktan sonra, ilerleyen günlerde Antalya'ya geçenlerle beraber toplamda 150 – 160 civarında kişinin yer aldığı 3. Etohum kampının "bonus"u ise; oluşturulan toplamda 170 bin dolarlık Etohum fonunun Etohum 15 içerisinden bazı girişimlere yatırım yapacak olmasıydı. Başlangıç seviyesindeki girişimlerin pek çok temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bu yatırımın hangi girişimlere gideceği ise şu anda büyük oranda belirlenmiş durumda, fakat açıklamalar büyük ihtimalle bu hafta veya haftaya yapılacak.
Yine de girişimciler için bir motivasyon kaynağı olan bu fon yatırımı akşam sohbetlerinde eğlenceli bir "fon loto" oynanmasına yol açtı. Girişimciler kendi aralarındaki sohbetlerde girişimlerin fondan yatırım teklifi alma ihtimallerini değerlendirdiler. Benim gördüğüm kadarıyla "fon loto" bahislerinde, inovasyon anlamında daha ileri olan girişimlerin bir adım öndeler…
Etohum Antalya kampından bahsederken Burak Büyükdemir'in katkısına değinmemek olmaz. Kampın ilk gününden son gününe kadar en çok gayret gösteren, herkesin her türlü sorusunu yanıtlamak, sorununu çözmek için büyük çaba sarf eden Burak Büyükdemir'den de organizasyonun son gününde kısa bir kamp değerlendirmesi aldık.
Ümit Öncel: Kamp nasıl geçti? Genel bir değerlendirme alabilir miyiz?
Burak Büyükdemir: Aslında ilk kampı 3 sene önce İTÜ'de yaptık ama o kamp konaklamalı bir kamp değildi. Tam günlük etkinlik şeklinde benzer bir sistem gerçekleştirdik. Hatta o kamptan da katılımcılar var şu anda burada. Tabi o zamandan içeriğin nasıl olması gerektiğine dair fikirler de gelişti. Geçen yılki toplantı içeriği internet ve teknoloji ağırlığındaydı. Örneğin yatırım konusu pek yoktu. Yatırımcı eksikliklerini bu yıl giderdik ve bu yıl yatırımcılar da kampta yer aldı. Böylece yatırımcı – girişimci görüşmelerini de arttırdık. Her yıl Etohum kampı süreci bu şekilde gelişiyor. Ama burada asıl önemli olan bunu sürdürebilmek.
ÜÖ: Konuşmacılar, sunumlar nasıldı size göre?
BB: Buradaki konuşmalarının bazılarının hikayelerini ben de bilmiyordum, çok etkilendiğim sunumlar oldu. Alphan Manas'ın Erhan hocanın sunumlarının etkileyici olduğunu biliyordum ama örneğin Cavit Habib'in ISS kuruluşu mesela
çok enteresandı. Yeni Türk Ticaret Kanunu, Ebebek'in hikayesi, Şevket Başev'in yatırımcı açısından olayları anlattığı sunumu örneğin çok ilginçti. Ben aslında hepsini önceden dinlemiştim ama hiçbir sunum bir öncekinin aynısı olmuyor ve mesela benim bilmediğim şeyleri de anlatıyorlar. Bu sunumları burada melek yatırımcı sıfatıyla bulunan insanların birçoğu da girişimci gözüyle dinlediler.
Çok daha fazla kişiyi davet etmiştik aslında. Büyük firmaların temsilcileri de gelişen ekonomiyi görüyorlar. Onların da bu girişimleri desteklemeleri lazım. Sadece Etohum'u söylemiyorum, Webrazzi'yi de desteklemeleri lazım. Arda Kutsal'ın ne kadar uğraştığını biliyorum. Bugünün büyük şirketlerinin yarını görüp, bu sektöre daha fazla değer vermeleri lazım.
ÜÖ: Girişimciler bu kampta ne gibi dersler aldılar?
BB: Girişimciler bence buradan önemli bir ders aldılar. Network için hiç bekleme, yanaş konuş dersi aldılar. Burada yatırımcı ile konuşamadım demek yerine, nasıl konuşabilirim demek lazım. Buna çözümü üretebildiğin zaman emin ol ki girişimcisin zaten. Girişimci adamın biraz "girişken" olması lazım. Girişkenlerin hepsi girişimci olamaz ama girişimci adamın çözüm üretmesi lazım, empati sağlaması lazım, ortama girmesi lazım.
Bu yıl ki konuşmaların üzerine aslında daha anlatılacak daha çok şey var ama buradaki önemli değer boş zamanlarda o networking'i sağlayabilmek. Bunun için önümüzdeki yıllarda biz de farklı şeyler düşünüyoruz. Ama konuşma anlamında ilham veren konuşmaların bilgiden çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. O konuşmaları bulmak da çok kolay değil.
Ama günün sonunda girişimcilerin öğrendikleri kısım "ben ne yapabilirim"se bence başarılı olmuştur. Girişimcilerin alması gereken en önemli ders de bu olması gerekir diye düşünüyorum. Ayrıca burada asıl desteği girişimciler birbirlerine veriyorlar.
ÜÖ: Kamp networking anlamında da faydalıydı sanırım.
BB: Emin olun ki buralardaki network bundan 10 yıl sonranın şirketlerinin buluştuğu patronlar network'üne dönüşecek. Bunu nereden biliyorum; bugün buradaki sponsorların hepsinin girişimciliklerinin ilk günlerinde konuşuyorduk, hayal oydu. Şimdi belli aşamalardan geçtiler, şirketleri büyüdü, ciddi paralar kazanıyorlar. 10 sene sonra buradaki girişimciler de öyle olacaklar. Bunu gerçekleştirmek hepimizin görevi.
ÜÖ: Şimdi kampın ardından Etohum'un gündeminde neler var?
BB: 9 Nisan'da bir sunum günü yapacağız. Çünkü aslında pazar daha da büyük, onu göstermek istiyoruz. Daha gelişmiş projeler olabilir. Ya da mesela Grupanya çıkmıştı bizden geçen sene. Grupanya benzeri grup satın alma modelinin tekrar Etohum'a seçilmesi zor olabilir, ancak aynı sektörde faaliyet gösteren başarılı girişimlerin yatırımcıya ihtiyacı olabilir. Çünkü daha yeni projelere öncelik veriyor olabiliriz. Orada yatırım alacak bir sürü şirket ve girişimci olabilir. Ayrıca örneğin Etohum 40'a seçmediklerimiz "biz başarısız mıyız?" diye soruyorlar. Hayır, değil. Buradaki süreç bizim belirlediğimiz şartlar altında seçiyoruz ama sen de başarılı olabilirsin, sen de yatırımcıya sunum yapabilirsin. İşte sunum günü o yüzden düşünüldü. Daha sık hale gelebilir, 2 ayda bir, hatta bir ayda bir düzenlenebilir.
ÜÖ: Bu güzel kamp süreci ve söyleşi için teşekkür ederiz. Yeni Etohum etkinliklerini heyecanla bekliyoruz…
BB: Ben teşekkür ederim…
Görsel Kaynak: Alaattin Turyan, Yalvaç Akgün