E-ticarette, agentic commerce olarak adlandırılan ve alışverişin her adımını otonom yapay zeka ajanlarının üstlendiği yeni bir dönem başlıyor. Bu yaklaşım, tüketici niyetini anlama, seçenekleri tarama, fiyat pazarlığı yapma ve işlemi tamamlama gibi çok adımlı süreçleri tek bir niyet akışına dönüştürüyor.
McKinsey'nin yaptığı araştırmalara göre, 2030’a kadar yalnızca ABD B2C perakende pazarında 900 milyar ila 1 trilyon dolar, küreselde ise 3 ila 5 trilyon dolar düzeyinde gelirin söz konusu olabileceği öngörülüyor. Bu da mobil ticaretin yarattığı dönüşüme benzer ölçekte ancak daha hızlı bir büyümeyi işaret ediyor.
BCG’nin 6 Ekim 2025 tarihli analizine göre rekabetçi kalmak artık sürekli yapılan küçük iyileştirmelerden fazlasını gerektiriyor. Perakendecilerin üçüncü taraf yapay zeka ekosistemlerinde görünürlük kazanması, kendi ajanlarını devreye alması ve yapay zeka ölçeğinde çalışacak teknik ve organizasyonel temelleri kurması bugün için stratejik bir zorunluluk olarak tanımlanıyor.
Yapay zeka ajanlarıyla yeni bir alışveriş deneyimi
McKinsey'nin kıdemli ortağı Becca Coggins’in altını çizdiği gibi, şirketler yıllardır her tıklamayı optimize ederken artık tüketici yalnız gezmiyor. Tüketicinin dijital vekili olan yapay zeka ajanının yaptığı milyonlarca mikro kararı doğru anlamlandırmak gerekiyor.
Agentic commerce üç etkileşim modeli üzerinden şekilleniyor. Ajan-site modelinde ajan, otel ya da perakendeci gibi sitelerle doğrudan konuşuyor ve onayınızla rezervasyonu tamamlıyor. Ajan-ajan modelinde, örneğin bir kişisel alışveriş ajanı, perakendecinin ticaret ajanıyla indirim için etkileşim sağlayabiliyor. Aracılı ajan-site modelinde ise OpenTable benzeri bir platformun aracı ajanı devreye giriyor ve sadakat indirimlerini otomatik uyguluyor. Bu üç yolun ortak sonucunun, manuel arama ve kıyasın, makine aracılı kararlara yerini bırakması olduğunu söyleyebiliriz.
BCG, 2025 sonu itibarıyla tüketicilerin yarısından fazlasının alışverişte yapay zeka asistanlarını kullanmayı beklediğini belirtiyor. Aynı zamanda yapay zeka ajanları üzerinden gelen kullanıcıların, geleneksel ziyaretçilere kıyasla daha yüksek etkileşim gösterdiğini de aktarıyor.
Bu yeni deneyim yalnızca ürün keşfini değil, alışveriş niyetinin doğduğu andan itibaren tüm süreci dönüştürüyor. Tüketiciler internette arama yaparken yapay zeka destekli keşfe kayıyor ve bu keşif, kasaya kadar uzanan ajan akışlarına dönüşüyor. 2024’te Perplexity’nin “Buy with Pro” alışveriş aracı, 2025’te OpenAI’ın Operator’u ve daha sonra duyurulan Agentic Commerce Protocol gibi hamleler, sohbet ekranını doğrudan alışveriş kanalına çeviriyor.
Shopify, kataloğunu ajanlara açan bir altyapı geliştiriyor. Amazon, Google, PayPal ve Mastercard gibi oyuncular da benzer servisler üzerinde çalışıyor. Tüm bunlar kavramı, niyete dayalı gerçek zamanlı bir alışveriş pratiğine dönüştürüyor. Deloitte, 2030’a kadar yapay zeka ile yapılan ticaretin toplam ticarette 17,5 trilyon dolara kadar etki yaratabileceğini ve bunun ödeme ağlarında makineden makineye işlemler gibi yeni değer alanlarını tetiklediğini vurguluyor.

Agentic commerce için altyapı
Bu dönüşümün teknik yüzü, entegrasyon kolaylığı ve standartlarla hız kazanıyor. Ajanlar, dört kritik protokolle e-ticaret süreçlerini gerçekleştiriyor. Model bağlam protokolü (Model Context Protocol, MCP) ajanların farklı araç ve modellere bağlanmasını standartlaştırıyor ve kalıcı bellek ile amaç sürekliliği sağlıyor. Ajan-ajan protokolü (Agent-to-Agent, A2A) farklı sağlayıcılara ait ajanların güvenli şekilde yetenek alışverişi yapmasına ve uzun soluklu işleri birlikte yürütmesine imkan sağlıyor.
Ajan ödemeleri protokolü (Agent Payments Protocol, AP2) ise Google tarafından niyeti, sepeti ve ödemeyi kriptografik olarak imzalayan açık bir standart olarak tanıtılıyor. Agentic commerce protokolü (Agentic Commerce Protocol, ACP) de bu zincirin ticari akış katmanını besliyor. Bu protokoller birlikte çalıştığında ajanlar yalnızca tavsiye veren sistemler olmaktan çıkıyor ve tarama, doldurma, ödeme gibi adımları güvenli şekilde üstlenebiliyor.
Marie Claude Nadeau’nun paylaştığı gibi, ödeme tarafı kökten değişiyor. Güvenlik tarafında tehtit unsuru olan durumlarda botları durdurmaktan ziyade doğru ajanı yetkilendirmeye evrilen bir güvenlik modeli gerekiyor. Kart bilgilerinin token’laştırıldığı, yetkilendirme ve harcama politikalarının programlanabildiği bir düzene doğru gidiliyor. Visa’nın yapay zekaya hazır kartları ve ajanlar bütçe dahilinde harcama yapabilme özelliği bu yönde atılan adımlar arasında yer alıyor. Aynı zamanda AP2’nin, Mastercard, PayPal, American Express, Adobe ve Alibaba gibi isimlerce desteklenmesi, protokol düzeyinde güvenin sağlandığını gösteriyor.
Start-up ekosistemi de bu sürecin içinde etkinliğini sürdürüyor. Skyfire'ın Agent Checkout ürünü ve KYA Pay protokolü, ajan kimliği, harcama kontrolü ve itibar takibi gibi katmanları birlikte sunuyor. Ayrıca Apify, BuildShip, CarbonArc, Forter gibi girişimleri tek bir standardın etrafında buluşturuyor. Bu altyapı dönüşümünün bir diğer boyutu da bilgisayar kullanımı ajanı. API’si olmayan senaryolarda bile ajan, insanın yaptığı gibi fare ve klavye üzerinden form doldurabiliyor ve satın alımı tamamlayabiliyor.
Kişiselleştirme ise statik tahminlerden bağlamsal anlayışa ilerliyor. Ajan, kullanıcı tercihlerini hatırlıyor, yeni ipuçlarından niyeti çıkarıyor ve önerileri dinamik biçimde güncelliyor.
Sonuç olarak gerçek zamanlı plan yapabilen, aksaklıklarda rotayı hızla değiştiren ve çıktıları makinece okunur hale getiren bir müşteri deneyimi gerçekleşiyor.
Accenture’ın Future of Money araştırmasına göre şirket yöneticilerinin yüzde 57’si yapay zeka destekli ajanlarla ödemelerin üç yıl içinde temel ödeme yöntemi olacağını öngörüyor. Buna ek olarak yöneticilerin yüzde 87’si bu süreci benimsemenin önündeki en büyük engelin güven, yüzde 78’i ise ajanlarla ticaret nedeniyle dolandırıcılık riskinin artacağını düşünüyor.

İş modelleri agentic commerce'e nasıl evriliyor?
Çok yakında pek çok perakendeci için müşterinin önemli bir kısmı insan değil, onun adına karar veren bir ajan olacak. Bu nedenle ürün dizinlerinin ajanlarca okunabilir hale gelmesi, ajan öncelikli akışların pilotlanması ve kurumlarda otomatik süreç yönetimini sahiplenen yeni iş modellerine geçilmesi gündeme geliyor. McKinsey ayrıca, sohbet tabanlı arayüzlerin yaygınlaşmasıyla ticaretin yapay zeka kanallarına akacağını vurguluyor.
Platformun verilerine göre, ChatGPT’nin haftalık 800 milyon kullanıcıya ulaşması ve Google’ın Gemini destekli AI Overviews deneyiminin aylık 1,5 milyar kullanıcıya erişmesi, bu akışın ölçeğini gösteriyor. BCG, GenAI tarayıcı ve sohbet hizmetlerinden ABD perakende sitelerine gelen trafiğin 2025 Temmuz’da yıllık bazda yüzde 4.700 arttığını vurguluyor. Kurum, bu ziyaretçilerin sitede daha uzun süre kaldığını ve daha derin etkileşimler sergilediğini belirtiyor.
Yeni müşterinin yapay zeka ajanları olacağı düzende, akıllara Naveen Sastry’nin işaret ettiği temel zorluk, “İnsan deneyimi mi yoksa ajan deneyimi mi tasarlıyoruz?” sorusu geliyor. Ajan keşfi için ürün kataloglarında semantik ve davranışsal meta verilerin yer alması, ajanın kimliği doğrulanmış şekilde arayüzlere erişmesi ve gerçek zamanlı niyet doğrulamalarıyla güvenli işlemler yapması gerekiyor. Sadakat ve kişisel müşteri danışmanlığı (clienteling) için ise kalıcı müşteri bağlamı katmanı açığa çıkıyor. Ajanların erişebildiği bu katman, tetiklediği hiper kişiselleştirme ile mesaj önerisi tekliflerini anlık biçimde uyarlayabiliyor.
Operasyon tarafında dinamik fiyatlama ve stok duyarlı öneriler gibi yapay zeka yetenekleri, vitrinden depoya kadar zinciri akıllandırıyor. BCG, yapay zeka platformlarına bağımlılığın artmasıyla doğrudan müşteri erişiminin ve birinci taraf veri avantajlarının aşınabileceğinin altını çiziyor. Aynı zamanda sadakatin zayıflayıp perakende medya gelirlerinin baskı altına girebileceğini vurguluyor.
Reklam gelirlerine aşırı bağımlı modellerde ise risk büyüyor. Aracılı ajanlar, klasik reklam temaslarını atlayabildiği için perakende medya ağlarının getirilerini aşağı çekebiliyor. Buna karşı işletmelerin yeni gelir yolları geliştirmesi gerekiyor. Ajanların markalar arası sepetleri birleştirip karma bir fiyat deneyimi oluşturması ve gelir paylaşımı yapması gerekiyor.

Güven ve risk
Ajanların özerkliği arttıkça güven kavramı hissiyattan çıkıp altyapının merkezine yerleşiyor. Sorumluluk paylaşımı netleşmediği için şeffaflık, açıklanabilirlik ve kullanıcı kontrolü öne çıkıyor. Kullanıcının ajan kararlarını görmesi, gerektiğinde geri alabilmesi ve süreçlerin denetim izi ile izlenmesi kritik rol oynuyor. Bu nedenle izin katmanları, kimlik eşleme ve kademeli güven düzeyleri sunan TRiSM yaklaşımı standart hale geliyor. Veri egemenliği ve bölgesel etik ayarları, ajanın kullanıcı değerleriyle uyumunu güvenceye alıyor.
Kültürel farklar yaygınlaşma hızını etkilerken, insan müdahalesi seçeneği ve açıklanabilirlik bariyerleri azaltıyor. Deloitte'in belirttiğine göre, ödeme ağlarının ajan odaklı (agentic) yapay zeka ile yeni katma değerli servisler sunabileceğini ve tüketicilerin kanallar arasında daha kişiselleştirilmiş deneyim, daha fazla kolaylık ve kişisel veriler üzerinde daha fazla kontrol beklediğini belirtiyor.
Zorluklar ve fırsatlar
Başarı, yetkinlik ve pazara çıkış, para kazanma, güven ve uyumdan geçiyor. İlk hamle avantajı, modüler ortaklıklar ve inovasyon merkezleriyle yakın bağlar fark yaratıyor. Ajanların reklam akışını atladığı düzende yeni gelir modelleri öne çıkması hem bir zorluk hem de bir avantaj yaratıyor. Veri ürünleri, premium servisler, teklif pazarlığı ve koruma ücretleri ve sohbete gömülü pazar yerleri doğrudan değer üretimi sağlıyor. Veri yerelliği, sorumluluk çerçeveleri ve dayanıklı mimariler benimsemeyi hızlandırıyor.
Kullanıcı niyetini erken yakalayan markalar, ürün sayfasına gelinmeden ajanlar sayesinde çözüm ortağına dönüşüyor. Böylece edinim maliyeti düşüyor, dönüşüm ve LTV artıyor. Ajan deneyimi tasarlamak, katalogları ajanlar tarafından okunabilir hale getirmek, hafıza katmanı kurmak, sadakat ve fiyatlandırmayı API’lerle açmak, ödeme protokollerine hazırlanmak ve fulfillment–iade akışlarını ajanın tek akışta organize edebileceği şekilde bağlamak bu süreçte yer alacak markalar için önemli yol haritası diyebiliriz. Accenture, kurumların altyapı hazırlığı konusunda temkinli olduğunu belirtiyor. Accenture'ın paylaştığı verilere göre, finansal kurumların yüzde 85’i, bugünkü sistemlerinin yüksek hacimli, ajan başlatımlı işlemleri ölçeklemeye hazır olmadığını düşünüyor.
Sonuç olarak agentic commerce, arama ve tıklama odaklı e-ticareti, niyet ve otomatik süreç yönetimi odaklı bir akışa dönüştürüyor. Ekosistemin tüm oyuncuları için bu bir fırsat aynı zamanda da bir zorluk. Geriye düşmemek için, protokol düzeyinde birlikte çalışabilirliğe, ajan kimliği ve yetkilendirmesine, bağlamsal kişiselleştirmeye ve açıklanabilirliğe yatırım yapmak gerekiyor. Bugün küçük pilotlarla başlayan kurumlar yarının standartlarını belirleyebilir. Hızlı hareket edenler, yalnızca değişime ayak uydurmuyor aynı zamanda dönüşümü bizzat yönetenler olarak pazarı şekillendiriyor.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap