Gartner’ın raporları incelendiğinde;
Dijital Dönüşüm ve Otomasyon: Şimdilerde BPM’nin ana trendlerinden biri, iş süreçlerinin daha fazla otomasyon ve dijitalleştirme ile desteklenmesidir. Bununla ilgili birçok firma çalışmalar yapmaktadır. Yapay Zekâ (AI), makine öğrenimi ve robotik süreç otomasyonu (RPA) gibi teknolojiler, tekrarlayan görevlerin otomatikleştirilmesi ve verimliliğin artırılması için kullanılmak üzere hazır hale getirilecektir.
Esneklik ve İş Birliği Odaklı Süreçler: Gelecekte iş süreçlerinin daha esnek ve işbirlikçi olması bekleniyor. Geleneksel hiyerarşik yapılar yerine, ağ tabanlı iş modelleri ve daha dinamik süreç yönetimi yaklaşımları öne çıkabilir. Ekip üyelerinin birlikte çalışması, iş birliği araçlarının daha yaygın kullanımıyla destekleneceği öngörülmektedir.
Veriye Dayalı Karar Alma: Veri analitiği ve iş zekâsı, BPM'yi destekleyen önemli unsurlardan biri olmaya devam edecek. Gelecekte, iş süreçlerinin performansını ölçmek ve iyileştirmek için daha fazla veri ve analiz yöntemi kullanılacak. Gerçek zamanlı veri analitiği, süreçlerin daha hızlı şekilde optimize edilmesini sağlayabilir.
Yapısal Esneklik ve Adaptasyon: İş süreçlerinin hızla değişen işletme gereksinimlerine uyum sağlayabilmesi için daha fazla yapısal esneklik ve adaptasyon önem kazanacak. BPM yönetimi, değişen pazar koşullarına ve müşteri taleplerine hızlı şekilde cevap verebilecek şekilde tasarlanmalıdır.
Sürekli İyileştirme Kültürü: Gelecekte iş süreç yönetimi, bir organizasyonun kültürünün bir parçası haline gelecek. Sürekli iyileştirme ve süreçlerin optimize edilmesi, şirketlerin rekabet avantajı elde etmesinde kritik bir rol oynayacak. İnsan merkezli tasarım ve kullanıcı deneyimi (UX) odaklı süreçler, bu süreçlerin başarısını belirleyecek faktörler arasında olacak.
Bu trendler, BPM'nin geleceğini şekillendirecek olsa da her organizasyonun ihtiyaçları ve hedefleri farklı olduğundan, BPM uygulamalarının esnek ve özelleştirilebilir olması önemlidir. Bu şekilde, organizasyonlar iş süreçlerini kendi benzersiz gereksinimlerine göre optimize edebilir ve rekabet avantajı sağlayabilirler.
Yapay zekâ, bulut platformları, hiperotomasyon ve sürdürülebilir teknolojiler hayatımıza yerleşecek
Gartner’ın yayınlamış olduğu son rapora göre, iş süreç yönetimi pazarının 2030 yılının sonunda yaklaşık 28.3 milyar ABD Dolarına ulaşması ve 2022-2030 arasındaki yıllık bileşik büyüme oranının %12.40 olması tahmin ediliyor. İş dünyasında sürdürülebilirlik, verimlilik ve otomasyona yönelik teknolojik çözümlere olan talebin artmasıyla birlikte sektörde ön plana çıkan teknolojiler arasına yapay zekâ, bulut platformları, hiperotomasyon ve sürdürülebilir teknolojiler girmiştir.
Görselden de anlaşılacağı üzere firmalar iş süreçlerini, yapay zekâ entegrasyonunun sağladığı değeri dikkate alarak geliştirme eğiliminde olacaktır. Yapay zekâ alt yapılı teknolojik gelişmeler iş akışlarının otomatikleşmesini sağlamakla birlikte verimliliğin artmasını ve maliyetlerin düşmesini sağlayacaktır. Özellikle yapay zekâ destekli sohbet robotları şirketlerin süreç maliyetlerini %30’a kadar düşürmelerine olanak sağlayacaktır. Bu üretken yapay zekâ fonksiyonunun en önemli katkısı ise öğrendiği verilerin özelliklerini yansıtan, ancak tekrar etmeyen yeni veriler üretmesidir. Başka bir ifadeyle üretken yapay zekânın, kod, tasarım, yazı vb. zaman gerektiren işleri saniyeler içinde yapması beklenmektedir.
Hiperotomasyon ise iş süreçlerini mümkün olduğunca en hızlı bir şekilde tanımlamak, değerlendirmek ve otomatikleştirmek için kullanılan bir yaklaşımdır. Hiperotomasyon ile yapay zekâ, makine öğrenimi, robotik süreç otomasyonu, iş süreç yönetimi (BPM) gibi birden fazla teknoloji, araç veya platformun entegrasyonu ifade etmektedir. Son dönemlerde trend olma eğiliminde olan bu kavramı öne çıkaran özellik ise sürekli büyüme gereksiniminde olan firmaların, otomasyonu özgür bir şekilde iş süreçlerine entegre edebilmesidir.
Firmalar özellikle sürdürülebilir teknolojiye yatırım yapmakta ve stratejik planlarında yer vermektedirler. Çevresel, sosyal ve yönetişim teknolojileri şeklinde 3 başlık altında toplanan sürdürülebilir teknolojiler firmaları daha uzun vadeli kararlar almaya teşvik etmektedir. Sürdürülebilirlik aynı zamanda uzun vadeli değer anlamına geldiğinden yeni dünya düzeninde yöneticiler, sürdürülebilir teknoloji odaklı bir yaklaşımı benimsemektedirler.
Tüm bu gelişmelerin ışığında BPM sektörü analiz edilecek olursa, 2030 yılına kadar pazarda %35-40 civarında ciddi bir büyüme ve gelişme beklenmektedir. Globalde meydana gelecek olan bu artış, Türkiye için de büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de dijital dönüşüm, veri analitiği ve yapay zekâ gibi teknolojik gelişmelerle birlikte BPM sektörü büyümeye devam edecek. Şirketlerin iş süreçlerini daha verimli hale getirmek için BPM çözümlerine olan ihtiyaçları artacak ve bu da sektörün geleceğini şekillendirecek.
Netoloji Yazılım’ın No-Code BPM çözümü E-Flow BPM, dünyadaki tüm bu gelişmeleri takip ederek, değişen gereksinimlere göre yeniden şekillenmekte, yapay zeka ve makine öğrenimi destekli teknolojisi ile işletmelerin daha az zaman ve kaynak harcayarak, daha hızlı ve etkili sonuçlar elde edebilmesine yardımcı olmaktadır.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap