Pandemi döneminde finansal açıdan zorlanan müzeler, Leonardo da Vinci, Caravaggio, Raphael ve Gustav Klimt gibi sanatçıların eserlerinin NFT edisyonlarını yaratıyor. Bu edisyonlar, iflasın eşiğindeki müzeler için yeni bir gelir kapısı yaratırken, tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Söz konusu NFT edisyonları aslında birer reprodüksiyon olarak konumlanıyor. Yani Leonardo da Vinci, Caravaggio, Raphael ve Gustav Klimt gibi sanatçıların eserleri, dijital ortamda yeniden üretiliyor. Hatta İtalya merkezli Cinello, 2021 yılında bu yeniden üretimi mümkün kılan özel metodununun patentini aldı. Cinello iş birliği ile düzenlenen sergilerde, reprodüksyon ile dijitale aktarılmış eserleri, arkadan aydınlatılan ekranlarda ziyaretçilerin ilgisine sunmak mümkün. Eserlerin dönemine uygun çerçevelerin içinde yer alan bu ekranlar, kuşkusuz dijital sergilerin kapılarını aralıyor.
Yakın zamanda Unit London "Eternalising Art History: From Da Vinci to Modigliani" isimli sergisini bu yöntemle gerçekleştirdi. Floransa'daki Uffizi Gallery ise Michelangelo'nun 1505-1506 döneminde yarattığı Doni Tondo eserinin dijital versiyonu ve NFT edisyonunu yine aynı yöntemle yaklaşık 170 bin dolara sattı. Fiyattan da anlaşılacağı üzere anlaşmaya eserin orijinal versiyonu dahil edilmedi.
Bu arada British Museum'un Hokusai koleksiyonu ile NFT dünyasına adım attığını sizlere aktarmıştık. British Museum, diğer kurumlardan farklı olarak Hokusai'nin orijinal eserleri açık artırmayla satarken, NFT'leri ise sabit fiyatlarla alıcıların ilgisine sunmuştu.
Rusya'daki State Hermitage Museum ise Gustav Klimt’in “The Kiss” eserinin 10 bin det NFT kopyasını satışa açtı. Kurum, bu satıştan 444 bin dolar gelir elde etmeyi başardı.
Eserin aslı yerine kopyasını sergilemek ya da satmak, şimdiye kadar müze ve galerilerin itibarını sarsan bir şey olarak görülüyordu. Anlaşılan o ki denkleme dijital kopya ve NFT kavramlarını yerleştirmek, "kopya" sergileme ve satma meselesini meşrulaştırıyor.
Öte yandan reprodüksiyonların "sanat" olarak değerlendirilmediğini belirtmekte fayda var. Bu galeriler, çağa uyum göstermek ve kendilerini fonlayabilmek adına, kendi amaçlarıyla çelişen bir yaklaşımı benimsemiş oluyor. Oysa bunun yerine kurumların, NFTler ile topluluk tabanlı sanat üretimine odaklanması, yeni nesil sanatçıları desteklemenin ötesinde kendilerini sürdürülebilir bir şekilde fonlayabilecekleri bir gelir modeli yaratacaktır. Geçtiğimiz hafta paylaştığımız Adidas ve Prada iş birliği bunun en güzel örneği olarak öne çıkıyor.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap