Steve Jobs'un 5 Ekim 2011'deki vefatının birkaç ay öncesinde, 24 Ağustos 2011'de, Tim Cook Apple'ın CEO'su olarak görev yapmaya başladı. Dün itibarıyla Tim Cook, bu görevinde 10 yılı geride bıraktı. Steve Jobs'un kurduğu ve modern bir şirket haline getirmek için çaba sarf ettiği Apple'ın yönetimine Tim Cook'un geçişiyle şirketin bazı konularda değişimler yaşadığını göz ardı edemeyiz. Zira şu anda dünyanın en değerli şirketlerinden biri olan Apple, aslında bu ünvana son 10 yılda erişti ve bunda şirketin başında olan Cook'un yadsınamaz bir etkisi oldu.
Apple'ın yönetim kurulu da Tim Cook'tan bir hayli memnun. Çünkü Apple CEO’su Tim Cook, 2020'nin eylül ayında 2011′den bu yana ilk büyük hisse senedini almış ve bu da Cook'un 2025 yılına kadar 1 milyondan fazla hisse kazanabileceğini gözler önüne sermişti. Şirket, Tim Cook’a 336 bin 987 kısıtlı Apple hissesi ve 2025 yılına kadar toplamını 1.001.961 hisseye çıkarabilecek performansa dayalı hibeler vermişti.
Apple'ın iPhone konusundaki işini sağlamlaştırdı
Şirketin en büyük gelir kaynağı hiç şüphesiz iPhone ve her şeyden önce Tim Cook, Apple'ın iPhone konusundaki işini bir hayli sağlamlaştırdı. Yeni müşteriler kazanan ve mevcut müşterileri Apple’ın dünyasında sağlamlaştıran bir dizi yeni ürünle destekledi. 2011′den beri şirket, Apple Watch ve AirPod’lar dahil olmak üzere birçok yeni ürün piyasaya sürdü.
Şirketin gelirleri arttı
Tim Cook döneminde şirketin gelirleri de bir hayli arttı. 2011′in üçüncü mali çeyreğinde, Apple 28.57 milyar dolar gelir bildirdi. Bu yıl, aynı çeyrekte ve rakamların mevcut olduğu en son çeyrekte, Apple 81,4 milyar dolarlık satış bildirdi. Bunun en önemli nedeninin de yukarıda da bahsettiğimiz gibi iPhone satışları olduğunu söyleyebiliriz. iPhone satışlarından elde edilen gelir, geçtiğimiz çeyrekte yaklaşık 39.6 milyar doları oluşturdu ve bu da Cook’un şirketin yönetimini devraldığı zamanki tüm satışlardan çok daha fazlası.
Yeni işlere odaklanıldı
Apple şu anda Microsoft ve Amazon gibi diğer devleri geride bırakarak 2,4 trilyon dolardan fazla değere sahip halka açık en değerli şirket konumuna sahip. Bu noktada Apple'ın piyasa değerini artıran ise şirketin hizmet işine yeni yeni odaklanıyor olması. iCloud, Apple Music, Apple Pay, Apple TV+, Apple News+ gibi hizmetler, şirketin ilk olarak 2015 yılında iPhone büyümesinin yavaşlaması ile dikkat çekmeye başladı. Şimdiler de ise Apple, hizmetlerini Apple One adlı abonelik ile sunuyor. Bu da Apple’ın 2011 mali yılında 2,95 milyar dolar olan hizmet sektörünün 2020 mali yılında 53,77 milyar dolara yükselmesinin en önemli nedenlerinden.
Yeni ürünler ve bu ürünlerin başarısı
Tim Cook, Apple'ın bazı yeni ürünlerinin geliştirilmesine de ön ayak oldu. 2015 yılında Apple, kalp atış hızını takip eden, bildirimleri görüntüleyen ve Hermes gibi moda markalarının çeşitli uyumlu saat kayışlarıyla çalışan iPhone’a entegre edilen Apple Watch’u piyasaya sürdü. Apple, hiçbir zaman saat satış rakamlarını ve hatta doğrudan geliri açıklamamış olsa da Counterpoint Research’ün tahminine göre Apple’ın 2020′de 33,9 milyon saat sattığını ve yalnızca 11 milyon akıllı saat satışı gerçekleştiren ikinci şirket olan Huawei’yi geride bıraktığını söylüyor.
Apple ayrıca 2016′da AirPod’ları piyasaya sürdü ve tahminlere göre şirketin kablosuz kulaklıklarının 2020′deki kablosuz kulaklık satışlarının yarısından biraz azını oluşturduğu iddia ediliyor. Ancak yine de Apple’ın ana ürünü, son çeyrekte şirketin satışlarının yüzde 47′sini oluşturan iPhone olmaya devam ediyor.
Tim Cook döneminde yaşanan zorluklar
Tim Cook döneminin özellikle son zamanlarında zorlukların yaşandığını da söyleyebiliriz. Cook, 2014'te eşcinsel olduğunu açıkladıktan kısa bir süre sonra, bir dizi insan hakları sorunu hakkında konuşmaya başladı. Bir yıl sonra, Washington Post'ta gay, lezbiyen, biseksüel ve transseksüel topluluklara karşı ayrımcılığı ele alan yaklaşık 600 kelimelik bir yazı kaleme aldı. Apple'ın kapsayıcı politikasının bir yansımasıydı.
Son zamanlarda ise Apple, pandemi sırasında yöneticilerin işe dönüş politikalarını ele alışından dolayı hüsrana uğrayan çalışanlardan gelen tepkilerle karşı karşıya kaldı. Apple ofise dönmek için hedef tarihini en erken gelecek yıl ocak ayına ertelese de yöneticiler çalışanları düzenli olarak ofise gelmeye zorladı. Bazı çalışanlar ayrıca şirketin çalışan kaynakları ekibini, şirketin yaklaşık 147 bin çalışanı arasında taciz, cinsiyetçilik, ırkçılık ve diğer rahatsız edici sorunları yanlış ele almakla suçladı. Twitter'da #AppleToo hashtag'i altında bir araya geldiler ve endişelerine dikkat çekmek için bir web sitesi oluşturdular.
Tim Cook döneminde tüketicilerin iPhone’a bir uygulama yüklemesinin tek yolu olan App Store’a da odaklanıldı. İtiraz edenler Apple'ın keyfi kuralları olduğunu iddia ediyor ve Apple’ın uygulama ücretlerinden yüzde 30 komisyon almasını kınıyor.
Ancak baktığımızda Tim Cook döneminde şirketin gelirlerini bu denli artırması ve dünyanın en değerli teknoloji şirketlerinden biri haline dönüşmesi de azımsanmayacak bir başarı. Son dönemde yaşanan 3 konunun nasıl çözüleceği ise hem kendisi hem de Apple açısından belirleyici olacaktır.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap