Telegram 1 milyar dolar yatırım aldı

Geçtiğimiz aylarda WhatsApp gizlilik sözleşmesinden rahatsız olan pek çok kullanıcı Telegram uygulamasına geçiş yapmıştı. Şirket, halka arz öncesinde, kullanıcı tabanını genişletmesinin meyvelerini topladı. 1 milyar doların üzerinde yatırım alan Telegram'ın bu turuna Birleşik Arap Emirlik'lerinden geldi.

Telegram, yaptığı basın duyurusunda borç karşılığı hisse olarak 1 milyar dolar yatırım aldığını açıkladı. Bu yatırım 150 milyon dolarlık kısmı Mubadala ve Abu Dhabi Catalyst Partners yatırım şirketlerinden geldi. 

Yatırım ne için kullanılacak? 

Şirket, kasım ayında yeni  500 milyon aylık aktif kullanıcıya ulaştığında yeni gelir modelleri üzerinde çalışmak istediğini de duyurmuştu. Telegram'ın kurucusu ve CEO'su Pavel Durov Telegram kanalında paylaştığı duyuruda bu yatırımın gelir modeli geliştirmek için kullanılacağını açıkladı: 

Bu, Telegram'ın değerlerine bağlı kalarak ve bağımsız kalırken küresel olarak büyümeye devam etmesini sağlayacaktır. Bu kaynaklar, Aralık ayında ana hatlarıyla belirttiğim para kazanma stratejisini de besleyecek.

Yaklaşık 8 yıl önce Telegram'ı piyasaya sürerken söylediğim gibi, Telegram'ın nihai hedefi, insanlığa on yıllarca (veya yüzyıllarca) hizmet edebilecek finansal olarak sürdürülebilir bir proje haline gelmektir. Bugünün haberleri bu hedefe doğru atılan bir başka adımdır.

Yatırım detayları

Paylaşılan basın duyurusunda Abu Dabi merkezli Mubadala Investment Company'nin 5 yıllık halka arz öncesi dönüştürülebilir Telegram hissesi karşılığında 75 milyon dolar yatırım yaptığı belirtildi. Mubadala Investment Company'yi takiben Abu Dhabi Catalyst Partners da aynı şartlar dahilinde 75 milyon dolar daha yatırım yaptı.  

Telegram'ın bu yatırımın ardından Abu Dabi'de ofis açması planlanıyor. Aynı şekilde şirket, bölgesel genişleme planlarını Dubai'de sürdürecek. Durov, bu stratejik ortaklığı gelişterek hem MENA bölgesinde hem de küresel olarak büyümeyi planladıklarını açıkladı.  

Yatrırımların kabul edilmemesinin nedeninin Durov'un yatırımcılardan korkması olduğu konuşuluyor. Şirketin borç karşılığında yatırımı tercih etmesi, sürdürülebilirlik ve bağımsızlık adına daha doğru bir hamle olarak görülüyor.