Dün test ettiği ücretli özellikler ile gündeme gelen Twitter, şimdi de yeni bir algoritma yaklaşımıyla kaşımıza çıkıyor. Twitter CEO'su Jack Dorsey, sosyal ağlarda kullanıcıların kendi öneri algoritmasını seçmesini sağlayacak.
Dorsey, yatırımcılarla yaptığı görüşmede merkezsizleştirilmiş sosyal ağ vizyonunu paylaştı. Jack Dorsey, Twitter'ın neden diğer şirketlerden faksız olarak bu alanda bir ağ yaratmak istediğini de aktardı. Dorsey, Twitter'ın alakalı içeriği kullanıcılara sunabileceği "çok daha geniş bir konuşma topluluğuna" erişerek fayda sağlayacağını belirtti ve "Rekabetçi olacağımız yer burası," dedi.
Merkezsizleştirme ne anlama geliyor?
Bu merkezi yönetim ve merkezsizleştirme kavramlarını biraz açalım, şimdiye kadar sosyal ağlardaki öneri algoritmaları, sosyal ağ şirketleri tarafından belirleniyordu. Genellikle de kullanıcıların beğendiği içerikler onlara daha fazla gösteriliyor ve kullanıcıların daha önce ilgisini çeken gönderilere benzer gönderiler öne çıkarılıyordu. Bu durum kullancıların, kendileriyle aynı görüşte olan kişilerin içeriklerini daha fazla görmesini sağlarken, onları adeta yapay bir konuşma baloncuğunun içine hapsediyor.
Konu hakkında daha fazla bilgilenmek isterseniz, Netflix'in Social Dilemma belgeselinde, sosyal ağ algoritmalarının, kullanıcıların daha fazla içerik tüketmesi adına push bildirimler, hipnotize edici tasarımlar ve içerik önerileriyle nasıl hareket ettiği detaylı bir şekilde anlatılıyor.
Twitter CEO'su Jack Dorsey ise paylaştığı yeni vizyon ile algoritmanın neler önereceğini bundan böyle Twitter'ın geliştirici ekiplerine değil kullanıcılara bırakıyor. Açıkçası bu yeni açıklama Jack Dorsey'nin sosyal ağların en çok eleştirildiği konularda bile adım atmaktan çekinmediğini gösteriyor.
Twitter'ın siyasi reklamları platformundan kaldırması ve yakın zamanda ücretli özelliklerle gelir modelini reklamların ötesine taşıyarak çeşitlendireceğini açıklaması, kullanıcıların gözünde saygı kazanmasını sağlıyor.
Algoritmalar için uygulama mağazası
Dorsey, yatırımcılarla yaptığı görüşmede Twitter'ın insanlara platformda ne göreceğine dair daha fazla seçenek sunacağı özellikler geliştirmek için heyecanlı olduğunu söyledi. Dorsey sözlerini şöyle devam ettirdi:
İnsanlara hangi yayınların önlerine konulacağı konusunda nihai esneklik sağlayan uygulama mağazasına benzer bir sıralama algoritması görünümü hayal edebilirsiniz.
Böylece Twitter, hem platform için birbirinden farklı algoritmalar geliştirecek hem de kullanıcıların farklı seçenekleri görüp, tercih edebileceği bir pazar yeri oluşturacak. Dorsey bu yapının platformu nasıl etkileceğini ise şöyle açıklıyor:
Bu sadece ev sahipliği yapabileceğimiz değil, aynı zamanda katılabileceğimiz, katkıda bulunabileceğimiz bir şey. İnsanlara daha fazla seçenek sunmak, sadece işletmelere yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda daha fazla insanı sosyal medyaya katılmaya yönlendirir.
Kısacası, platformdaki etkileşimi artırmanın her zaman yeni yollarını arayan Twitter, kullanıcılara arzu ettiği sosyal ağı sunarak etkileşimi artırmayı planlıyor. Ancak Dorsey'nin bu yapıyı kurmak istemesinin tek nedeni bu değil.
Algoritma seçenekleri ile Trump'ın sosyal ağ kararnamesinin etkisi azaltılacak
Twitter bu hamlesi ile İletişim Uygunluk Yasası'nın 230. kısmıyla ilgili problemlerden kaçınabilir. ABD'nin eski Başkanı Donald Trump'ın 2020'nin Mayıs ayında imzaladığı kararname ile 1996 tarihli İletişim Uygunluk Yasası'nın 230. kısmını değiştirdiğini hatırlatalım.
Bu bölüm, Twitter, Facebook ve YouTube gibi çevrimiçi platformlara, kullanıcıları tarafından yapılan paylaşımların içeriğinden "sorumlu olma muafiyeti" tanıyordu. Aynı şekilde sosyal ağ şirketleri, bu madde sayesinde paylaşılan içerikler üzerinde değişiklik yapabilme hakkına kavuşuyordu.
Donald Trump, bir kararname imzalayarak sosyal ağların, kullanıcılar tarafından üretilen içeriklerden sorumlu olmasını sağladı. Kararname kapsamında Twitter, Facebook ve YouTube gibi çevrimiçi platformlar, kullanıcıları tarafından yapılan paylaşımların içeriğinden sorumlu olacak. Federal İletişim Komisyonu ise bundan böyle sosyal ağları içerik ve politika yönünden inceleme zorunluluğuna sahip oldu.
Bu arada ABD Başkanı Joe Biden'ın göreve başlamasıysa 230. kısmın yeniden değişmesi bekleniyor. 2020'nin Aralık ayında Biden'ın danışmanlarından biri 230. kısmın tamamen ortadan kaldırılmasını ve bu konuyla ilgili tamamen yeni bir yasa yapılması gerektiğini savunmuştu. Biden danışmanlarına göre, 230. kısım, çocukların çevrimiçi platformlarda rahatsız edici ve uygunsuz içeriklere maruz kalmasına neden oluyor.
Twitter merkezsizleştirilmiş bir sosyal ağa dönüşecek
Twitter belki yasaların da etkisiyle son bir kaç yıldır, merkezsizleştirilmiş bir sosyal ağa dönüşmeye çalışıyor. Hatırlarsanız Jack Dorsey, 2019'un Aralık ayında Bluesky isimli projesini duyurmuştu. BlueSky, Twitter'ın merkezsizleştirilmiş versiyonunu geliştirmeye odaklanıyordu. 2019'dan bu yana ağır adımlarla hareket eden BlueSky, henüz araştırma aşamasında.
— bluesky (@bluesky) December 11, 2019
Merkezsizleşme; şirket olarak yasal sorumluluklardan arınmanın bir yolu olarak öne çıkarken, kullanıcılara Facebook'un kontrolcü uygulama ailesinden farklı bir seçenek sunuyor. Hali hazırda bu modelle ilerleyen Mastodon ve ActivityPub gibi sosyal ağlar mevcut. Twitter bu yeni yapıyı geliştirirken, Mastodon ve ActivityPub'ın yanı sıra güvenli sohbet platformu Element'in de görüş ve değerlendirmelerine başvuruyor.
Sebebi her ne olursa olsun, sosyal ağ devlerinden birinin, mevcut durumu değiştirmek için makul adımlar atması heyecan verici. Kim bilir belki de geleceğin dijital demokrasisine Twitter sayesinde ulaşacağız.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap