İnternet üzerinden içerik izlemeye olanak sağlayan platformların sayısı arttıkça rekabet de yoğunlaşmaya başladı. ABD'de başlayarak diğer ülkelere yayılan bu platformlar Türkiye'de de daha çok ilgi görmekte. Global oyuncuların pazara girmesiyle başlayan Türkiye'deki OTT segmenti, yerli rakiplerin de farklı içerikler sunmasıyla erişim trafiği de artıyor.
Türkiye'de ödemeli yayınlar, Pay TV'ler ile alışılagelmeye başladı. Pay TV'lerin OTT servisleri ile de çeşitlenen bu platformlar, daha iyi yayın kalitesi sözü ile başlayarak farklı araçlardan erişim, içerik çeşitliliği ve platforma özel kanallar ile artış gösterdi. Son birkaç dönemdir doygunluğa ulaştığı görülen Pay TV penetrasyonunun artışı kullanıcıların OTT servislerini daha çok kullanması ile daha stabil hale gelmişe benziyor. BTK'nın açıkladığı verilere göre 2019 3. çeyrekte 7 milyon civarında olan Pay TV sahipliği, 2020'nin aynı döneminde 7.3 milyona çıktı - buna karşılık Netflix Türkiye ve diğer OTT servislerinin açıkladığı artışların çok daha hızlı olduğunu görüyoruz.
Pay TV'ler ilk defa hayatımıza girdiğinde de başlangıç döneminde daha hızlı bir artış gözlemlenmişti ancak internet penetrasyonunun artması, internet üzerinden yayın yapan platformların ivmesini büyük ölçüde artırırken Pay TV'lerin de daha çok kabul görmesini sağladı. Salgın döneminde kullanıcı sayısına 12 milyonu ekleyen OTT platformlarını da düşündüğümüzde içerik izlemek, aktif olsun ya da olmasın artık en sık yapılan aktivitelerden. Bu dönemde online içerik izleme süresinin iki katına çıkması, toplamda ise 7 saate varan bir izleme süresi ile karşı karşıya olmak trafik açısından olumlu ancak içeriğin hızlı tükenmesi açısından platformlar için zorlayıcı istatistiklerden.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap