Startupfon Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı, Türk İnternet ekosistemi içinde fon yöneten üç kadından biri... Kocaeli Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun olan yatırımcı, İstanbul'da doğup büyüdü. Gülsüm Çıracı üniversitede okuduğu bölüme nasıl karar verdiğini şöyle anlatıyor:
"Ailem aslen Güneydoğu'lu... Üniversiteye başladığım dönemde işletme ve iktisat bölümleri çok popülerdi. Ama aslında mühendis olmak istiyordum. Yakın çevremin özellikle ailemin etkisiyle bu bölümde okumaya girmeye cesaret edemedim. Çünkü o dönem için İstanbul'dan uzak şehirlere gitmek ve orada okumak bir meseleydi. Dayım da bir kız çocuğu için mühendisliğin çalışma koşulları bakımından zor bir meslek olduğunu belirtti. Ben de dönemin yıldız mesleği bankacılığa geçebilmek için işletme okumayı seçtim. İstanbul'a yakın olan Kocaeli Üniversitesi'ne kayıt yaptırdım."
Okuldan mezun olur olmaz evlendiğini ve genç yaşta anne olduğunu söyleyen Çıracı, "Bundan sonrası için benden beklenen bir bankaya girip çalışmamdı. Kaç yaşına geldim. Annem hala 'keşke bankacı' olsaydın diye serzenişte bulunuyor.(gülüyor) Ama kendi adıma bankacılık mesleğini üzerime giydiremedim. Ne iş yapabilirim diye alternatif iş alanlarını araştırmaya başladım. O dönem insan kaynakları yeni yeni popüler olan bir iş alanıydı. Bu alanda çalışan bir danışmanlık şirketinde iş buldum. Fakat o işi de çok parçalanarak aldım. Çünkü bu sefer de okuduğum bölüm bir mesele oldu. İşletme okumuştum. Ama bu işte çalışanlar genelde ya sosyoloji ya da psikoloji bölümünden okuyanlardan oluşuyordu."
"O dönem çalıştığım şirkette rakam okuyabilen tek kişiydim"
Çıracı, daha sonra okuduğu bölümü avantaja çevirmiş. Çünkü çalıştığı firma Dünya Bankasıyla 2002 yılında Türkiye’de girişimcilik projeleri yapmaya karar vermiş. Türkiye'nin ilk girişimcilik projesi olma özelliğini taşıyan proje, işsiz kalan bankacıların kendi işlerini kurmalarıyla ilgiliydi. "Ama çalıştığım şirkette rakam okumayı bilen kişi ben olduğum için proje müdürü oldum" diye konuşan Gülsüm Çıracı, projenin o dönem Osmaniye, Tarsus ve İstanbul'da eş zamanlı olarak yönetildiğini söylüyor.
Bu projenin onun için 15 yıllık deneyime bedel olduğunu söylüyor. Girişimcilik projesi bitince bir süre işe ara verdiğini söyleyen Çıracı sözlerine şöyle devam ediyor: "Üniversitede ders vermeye başladım. 2004'te kendi firmamı kurdum. O tarihten 2013'e kadar kamu kurumları, ticaret odaları, sanayi odaları, özel şirketler dahil olmak üzere girişimciliğe dokunmak isteyen her kurumla çalıştım. 2013 sonrasında ekosistem yerli yerine oturmuştu. Rekabet ortamı kızışmıştı. Yeniden başka bir şey yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Start-upbootcamp'i Türkiye'ye getirdim. 2014 Ocak ayında işe başladık. Yatırımcıları ve mentor ağını tamamladık."
Startupbootcamp'in dünyadaki ilk kadın kurucusu olduğunu belirten Gülsüm Çıracı, "Oluşum 20’den fazla ülkede faaliyet gösteriyordu. Ama buna rağmen ben ilk ve tek kadın kurucu ortak idim" diye konuşuyor.
Kadın girişimciler, başarısızlığı daha ağır biçimde ödüyor
Bu noktadan sonra kadınların girişimcilik dünyasında neden daha edilgen sorusunu kendisine sormaya başlamış. Ona göre girişimci denilince insanların aklına kadınlardan ziyade erkekler aklına geliyor. Gülsüm Çıracı sözlerine şöyle devam ediyor:
"Bir girişimcinin kadın olduğunu özellikle belirtmek zorunda kalıyoruz. Diğer taraftan erkeğin girişimci olmaya karar vermesiyle kadının bu işe girmesi arasında farklar var. Bir erkek girişimci olmaya karar verince hem ailesi hem de arkadaşları tarafından destekleniyor. Fakat bir kadın girişimci olmaya başlayınca bu durum çok desteklenmiyor.
Bir erkek, girişimci olunca diğer toplumsal rollerine ara verebiliyor. Ama kadınlar için bu durum söz konusu bile değil. Çocuk bakımı, evin düzeni, eşine karşı sorumluluklarını da yerine getirmek zorunda... Durum böyle olunca kadınların girişimci olması çok daha zor. Başarısızlığı çok ağır biçimde ödüyor. Dolayısıyla bu işi başarabilen o kadar az kadın var ki sektör içinde 'kadın' girişimci diye özellikle altı çiziliyor." Şimdiye kadar tanıdığı herhangi bir erkek girişimciden "Çocuğum hasta, bu yüzden toplantıya katılamadım" diye bir şey duymadığını belirten Çıracı, "Ama bunu kadınlar söylüyor. Çünkü çocuğun bakımı onun üstünde..." diye konuşuyor.
"Kadın girişimciyle iş yapmak daha avantajlı..."
Türkiye’de yatırımcı sayısı azdı ve olanlar da İstanbul’da kümelenmiş durumdaydı. Çıracı, var olan yatırımcıya değil, potansiyel yatırımcıya ulaşmak gerektiğini gördüğünü söylüyor. 2016’dan itibaren Türkiye’deki gibi sanayi şehirlerini dolaşıp oradaki potansiyel yatırımcılara, geleneksel sektörlerde faaliyet gösteren insanlara teknoloji yatırımının da bir yatırım alternatifi olduğunu anlattı. Üç yıl içinde 25 yatırımcıyla, 30 girişime toplamda 3,5 milyon dolarlık yatırım yaptı. Bir yıl önce ekosisteme yeni yatırımcıları getirmemize rağmen modelin sürdürülebilir şekilde çalışmadığını fark etti. Bu problemlerden dolayı bu işi offline’dan çıkarmaya karar verdik ve Startupfon ortaya çıktı. 950 yatırımcıya ulaştıklarını belirten Çıracı sözlerine şöyle devam ediyor:
"950 kişinin içinde 10 tane kadın yatırımcı yok. Ama bu sermayeyle alakalı. Kadınların yatırımcı olması gerektiğini savunuyoruz. Ama kadınların yeteri kadar sermayesi yok. Bu dünya genelinde de farklı değil. Zengin olan kadınlar da kendi servetini yaratan kadınlar değil. Ya boşanma ya da miras yoluyla kazanmış. Çünkü sermaye erkeklerin elinde!"
Bir kadın girişimciye yatırım yaparken masaya bir erkek gibi oturmadığını belirten Çıracı, "Bundan dolayı kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapmıyorum. Sadece işe bakıyorum. Ama bir kadın girişimciyle iş yapmak benim için avantajlı oluyor. Kadınlara yapılan yatırımın geri dönme oranı çok daha yüksek. Buna rağmen yatırımcılar kadın girişimcilere yatırım yapmaktan çekiniyor. Çünkü burası erkeklerin dünyası ve kural koyucu da onlar."
Neden erkek işi olduğunu anladın mı?
Türkiye'de toplamda üç tane kadın fon kurucusu olduğunu söyleyen Çıracı bunun nedenini şöyle açıklıyor: "Anadolu'nun her yerini dolaştım. Ama hiçbir zaman cinsiyetimden dolayı ayrımcılığa uğramamıştım. Çünkü yaptığım işe ve bana saygı duyuyorlardı. Fakat finans dünyasına girince kanım dondu. Bu sektörün sanayiden daha fazla ataerkil olduğunu fark ettim. Parayı emanet ettikleri kişiler erkeklerden oluşuyor. Ama işi yürütenler kadın... Hatta kadınların en fazla istihdam edildiği sektör... Yatırım fonu kurarken portföy yöneten biriyle muhatap olmak zorunda kaldım. Görüşme sırasında bana bazı ağır finans terimlerinin ne demek olduğunu sordu. Tam bu terimlerin anlamlarını açıklamaya başlamışken 'Bu işin neden erkek işi olduğunu şimdi anladınız' mı dedi. Sonra sorduğu soruyu kendi kendine 'Çünkü anlamıyorsunuz' diye cevapladı. Çünkü asıl amacı karşısındaki kadına 'hesap kitap kısmına kadınların değil, erkeklerin kafası erer'i hissettirmekti."
Gençlik zamanlarında cinsiyeti üzerinden maruz kaldığı olaylara çok fazla tepki vermediğini anlatan Çıracı, "Ben bir erkek olsaydım. Cinsiyetçi tavır, kadın hakları gibi konular gündemimde olmazdı. Çünkü dünya erkeklerin üzerine kurulu. Ben de bu konularla ilgili erkeklerin bir şey yapmasını beklemiyorum. Kadınların sektörde erkek gibi hareket etmesini yanlış buluyorum. Hayır, önce ben bir kadınım. Kadın kimliğimle oradayım. Bunu da karşı taraf böyle kabul etmeli" diye konuşuyor.
Bir taraftan sözlerine özellikle teknoloji dünyasında kadınların çok daha iyi yöneticilik yaptığını söyleyerek sözlerine şöyle son veriyor: "Erkekler daha otoriter olduğu için mavi yakanın ağırlıklı olarak çalıştığı sektörlere daha hakim ve daha kolay yönetebiliyor. Kadınlar ise empati gerektiren beyaz yakanın yoğun olduğu teknoloji gibi sektörleri yönetmekte çok daha başarılı... Bu bir güç savaşı. Kadınlar da bu güç savaşını parçalaya parçalaya kazanacak. Ama kadınların öncelikle öğrenilmiş çaresizlik halini üstünden atmaları gerekiyor."
Kadınlar Anlatıyor yazı dizisinin diğer yazılarına şuradan ulaşabilirsiniz!
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap