COVID-19 salgını ile temel ihtiyaçların ne olduğunu da yeniden tanımlıyoruz. Salgın öncesinde aklımıza gelmeyen detaylar artık gündelik hayatta daha önemli hale geldi. Çok düşünmeden yaptığımız alışverişçi davranışlarını yenilerken hem ihtiyaçların gerçekten ne kadar ihtiyaç olduğunu hem de nasıl bu ihtiyaçları gidereceğimizi daha çok konuşmaya başladık. Bu süreçte aldığımız tedbirler büyük ihtimalle bundan sonra benzer ihtiyaçları isterken de devreye girecek ve bir sonraki siparişimizde ya da alışverişimizde yeni alışkanlıklarla hareket edeceğiz.
Maslow hiyerarşisinde en altta yer alan ihtiyaçlardan olan gıda alışverişi de elbette salgından en çok etkilenen sektörlerden. Market alışverişinden eve siparişlere kullanım sıklığı, sepet içeriği ve tutarı salgın öncesinden daha farklı. Restoranlar sadece dışarıya servis yaparken eleman ihtiyaçları değişmekte, yemek siparişi uygulamalarının restoranlarla ilişkileri farklılaşmakta, tedarikçiler ise planlamada daha önce öngörmedikleri sorunlarla uğraşmaktalar. Yemek ve market siparişi uygulamaları, rezervasyon girişimleri hatta teknoloji devleri bu süreçte ortaya çıkacak sorunları en aza indirmek ve mümkün olduğunda bu süreci az darbeyle atlatmak için çalışıyorlar.
Yemek ve market siparişinin bireyler üzerindeki etkileri
Son verilere göre reklam gösteriminde de artan bir grafik izleyen gıda sektörünün en uzun vadeli etkilerinden biri son kullanıcılarda ortaya çıkıyor. Evde yemek yapmaya başlayan bir kitlenin olması, her zaman her şeyin eskisi kadar erişiminin kolay olmaması COVID-19 salgını sonrasındaki sipariş eğilimlerini etkileyebilir.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap