Son aylarda dünyayı etkisi altına alan Corona virüs salgını yarattığı kaos ve sıkıntıların yanında dünyaya hiç hazır olmadığı bir başka şeyi yaşatıyor. Uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim.
Yıllardır geleceğin iş ve eğitim modellerinden biri olacağı konuşulan uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim için bir çok farklı teknolojik araç geliştiriliyor, yenilikçi şirketler bu modelleri test ediyor ve eğitimciler yine uzaktan eğitim modellerini inceliyor. Bugün daha detaylı inceleyeceğimiz konu eğitimden ziyade uzaktan/evden çalışmak.
Her ne kadar çalıştığım şirket 1 haftalık bir evden çalışma sistemine geçmiş olsa da yaklaşık 4 yıl dijital bir göçebe olarak yaşadığım için bu konuda birkaç şey söyleyebileceğimi ve bazı öneriler sunabileceğimi düşünüyorum. Henüz okumadıysanız öncelikle bundan 3 yıl önce kaleme aldığım "Bir dijital göçebeden notlar: Dijital Göçebe kimdir? Ne yapar? Nasıl yapar?" yazımı okumanızı tavsiye ederim.
Evden Çalışmak Vs Uzaktan Çalışmak
Öncelikle yaşananların anormal olduğunu, bir çok şirketin ve çalışanın böyle bir çalışma modeline pek de hazırlıklı olmadığını, büyük bir oranda zorunluluktan geçildiğini ve "evden" çalışmak ile "uzaktan" çalışmak arasında ciddi bir fark olduğunu aklımızın bir kenarında tutmamız gerekiyor.
Uzaktan çalışmak, evden çalışmaktan çok daha esnek olması dolayısıyla şu anda birçok kişinin zorlandığı "evden" çalışma modelinden çok farklı bir şey. Biz zorunlu olarak evden çalışacak kişilere odaklanacağız.
Günlük Rutin
Daha önce hiç evden çalışmamış biriyseniz sabah uyandığınızda bocalamanız gayet normal. Bu bocalamayı olabildiğince hızlı atlatmak için yapmanız gereken ilk şey her gün işe gitmeden önce ne yapıyorsanız aynen tekrarlamak. Bunu yaparken yolda geçireceğiniz saati keyifle uykuya ayırabilirsiniz.
Uyandınız, banyo rutininizi tekrarlayıp kahvaltınızı yaptınız. Şimdi hemen o pijamaları çıkarın. Evet, "evde çalışma" keyfi pijamalarla olmuyor. O pijamalar üzerinizde olduğu sürece çalışma moduna geçmeniz zorlaşıyor, her an yatağa atlayarak uyumaya devam edebileceğiniz fikri kafanızdan çıkmıyor. Sembolik bile olsa ofise gider gibi bir şeyler giymek tahmin ettiğinizden de önemli. Üstelik bunu yıllarca deneyimlemiş biri olarak sadece ben değil, uzmanlar da söylüyor.
Ofis Ortamı
Muhtemelen bilgisayar başına geçtiniz veya en azından masa başında bir iş yapıyorsunuz. Burada çalışma ortamınızın olması oldukça önemli. Ailenizle yaşamanız, çocuklu bir aile olmanız veya tek başınıza yaşıyor olmanız bir şey değiştirmez. Düzenli çalışabilmek için steril, fiziksel sağlığınızı kötü etkilemeyecek rahatlıkta bir çalışma ortamınızın olması günlük üretkenliğinizi oldukça etkiler.
Evden çıkmak şu anda büyük bir problem olmasa tabi ki her gün farklı bir kafede çalışmak gibi büyük bir avantajınız olacaktı fakat şu anda böyle bir seçeneğiniz bulunmadığı için evinizde bu ortamı yaratmanız önemli. Çok büyük bir hazırlıktan söz etmiyorum, ergonomik bir sandalye-masa ikilisi. Gerisi sizin hayal gücünüze ve imkanlarınıza kalmış.
Ses
Ofiste çalışırken kulaklığını takıp odaklanabilenlerdenseniz hayat sizin için oldukça kolay. Ama siz de kulaklık takmayıp çalışma arkadaşlarının konuşmaları, fotokopi makinesinin sesi, çevrede yürüyenler, yan masadaki kulaklıktan gelen ses, dışardan gelen ses gibi farklı onlarca sesin birleşiminden oluşan uğultuyla çalışıyorsanız o zaman işiniz biraz zor.
Ofiste çalışıyormuş gibi bir ortam yaratmak aslında çok zor değil. Dış sesler sandığınız gibi her zaman kötü olmayabiliyor. Youtube'da bunun için binlerce farklı video var. Bu da yetmez diyorsanız Coffitivity sizin için güzel bir uygulama olabilir. Biliyorum, çocuklu evlerde ses çok büyük bir problem olabiliyor ama şu anda bunun için bir teknoloji bulunmuyor. (:
Evden Çalışırken Verimliliğinizi Artırma Yöntemleri
Ofiste çalışırken sandığınızdan çok bölünürsünüz. Gün içinde o kadar çok hareket edersiniz ki çay, kahve, iş arkadaşlarıyla laflama, toplantıya giriş-çıkışlar, birilerinin yanına gidip bir şeyler sormak, lavaboya gitmek, öğlen arası vermek ve dahası. Bunlara bir de ofise gidiş ve dönüş sırasında yolda harcadığınız fiziksel efor da eklenince toplamda önemli miktarda "hareket" anlamına geliyor.
Salgın dolayısıyla evden de çıkamadığımız için yaptığımız tek hareket genelde 200 m2'den küçük bir alanda gidip gelmek oluyor ve çoğu da mutfakla çalışma masası arasında geçiyor. Bunun önüne geçmek için sınırlar çizmek ve tabi ki hareketi artırmak gerekiyor.
Evde çalışmaya yeni başlayan kişilerin en büyük problemlerinden biri bir şeyler yemek dışında masadan kalkmayı hiç düşünmeyecek olmaları. Çünkü kalkmak için bir nedenleri yok. Oysa gün içerisinde yaptığımız basit hareketler bile sağlığımız için oldukça önemli. Bu nedenle ara vermeyi öğrenmelisiniz. Bunu alışkanlık haline getirmek için bir kaç araç önereceğim fakat siz isterseniz çok daha fazlasını bulabilirsiniz.
Time Out: macOS işletim sistemleri için geliştirilmiş bu araç oldukça basit bir kullanıma sahip ve dilerseniz bir çok farklı yönden özelleştirebiliyorsunuz. Ara vermek istediğiniz aralıkları seçtiğiniz zaman size uyarı gösteriyor ve ara vermeniz gerektiğini hatırlatıyor. Dahası her gün vakit geçirdiğiniz uygulamaları da süreleriyle beraber gösteriyor.
Randomly RemindMe: Android akıllı telefon kullananlar için bu uygulama ise oldukça sade ve amacına uygun olarak kullanılabilir. Böylece çok da belirli olmayan zamanlarda kendinize su içmeyi hatırlatabilir, evde bir tur atabilir veya bir kaç esneme hareketi ile kendinize gelebilirsiniz.
Tomato Timer: Pomodoro tekniğini mutlaka duymuşsunuzdur. Belirli aralık vererek çalıştığınız bu teknik için bir çok farklı araç bulunuyor fakat tarayıcınızda açabildiğiniz bu zahmetsiz link ile verimliliğinizi artırabilir bunu yaparken sağlığınıza da pozitif katkı yapabilirsiniz.
Minik hareketler hatırlatan bu araçlar dışında mutlaka ama mutlaka spor yapmak amacıyla da bir program geliştirmeyi ihmal etmeyin. Spor salonu üyeliğiniz varsa ne ala ama artık onu bile kullanamadığınız için evde sürekli dolanmak dışında sizi gerçekten terletecek şeyler yapmanız gerekiyor.
YouTube yine bunun için bulunmaz bir kaynak. "workout at home" aramasıyla karşılaşacağınız seçeneklere inanamayacaksınız. 20 dakikadan ne olabilir ki demeyin, gerçekten terletiyor... YouTube videoları yetmez diyorsanız 17 egzersiz uygulamasını deneyebilirsiniz.
Sosyal medya bağımlısı olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Bunu itiraf etmek iyi bir başlangıç çünkü evdeyken sizi sosyal ağlarda gezinmekten alıkoyacak hiç bir şey olmayacak. Burada iradenizle beraber bazı uygulamalar fayda sağlayacaktır. Üstelik bu araçlar sadece sosyal medya bağımlısı olanlar için değil, sadece tek bir şeye odaklanarak çalışmak isteyenler için de birebir.
Freedom: iOS, Mac, Android ve Windows cihazlarda çalışabilen Freedom uygulaması sadece odaklanmak istediğiniz işe sizi odaklanmaya zorlayan bir bloklayıcı diyebiliriz. Engellemek istediğiniz şeyleri seçin ve odaklanarak bitirmeniz gereken o işi hızlıca bitirin. Sekmelerde açık onlarca farklı web sitesini görmeyince ne kadar verimli çalıştığınıza şaşıracaksınız.
LeechBlock: Oldukça basit ama bir o kadar etkili bir Chrome eklentisi olan LeechBlock, zamanlama özelliği sayesinde oldukça net kurallar belirlemenize imkan sağlıyor. Bu kuralları başlarken belirledikten sonra sosyal ağlar ve web siteleri dikkatinizi çok daha az dağıtacak ve emin olun pek bir kaybınız olmayacak.
Sizi bağımlılıklarınızdan kurtaran araçlar dışında gününüzü ne yaparak geçirdiğinizi merak ediyor musunuz? Hatta uzaktan çalışma modelini yeni deneyimlediğiniz için yöneticiniz sizden bu konuda bir rapor bile bekliyor olabilir. Tam da bu durumlarda size oldukça büyük fayda sağlayabilecek bir araç var.
Rescuetime: Bu araç, hangi uygulama üzerinde ne kadar vakit geçirdiğinizi sizin müdahalenize izin vermeden size raporluyor. Bu raporu dilerseniz yöneticinizle paylaşın, dilerseniz daha verimli çalışmak için kendinize dersler çıkarın ama ne için ne kadar zaman harcadığınızı bilmek büyük bir avantaj olacaktır. Üstelik tüm platformlar ve cihazlarca çalışıyor.
Uzaktan çalışmaya alışkın olmayan çalışma arkadaşlarınızla ve müşterilerinizle günlük iletişimi nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz? Evet, telefonlar ve whatsapp iş hayatında önemli bir yere sahip fakat yüz yüze konuşmak bazen bir çok şeyi çok daha hızlı çözebiliyor. Bu nedenle video konferanslar evden/uzaktan çalışanların günlük rutininin önemli bir parçası.
Google Hangouts, Skype, Zoom ve Join.me gün içerisinde hızlıca toplantılar yapmanıza olanak sağlayan araçların en popülerleri arasında yer alıyor. Hepsinin kullanımı oldukça kolay, hızlı ve ücretsiz. Benim tercihim genellikle Hangouts ve daha samimi görüşmeler için Join.me oluyor.
Büyük şirketler genelde kurumsal dosya paylaşımı altyapılarına sahip olsalar da bu sistemler her zaman iyi çalışamayabiliyor. Böyle durumlarda yüklü dosyalar almak-göndermek ise işkenceye dönüşebiliyor. Evde çalıştığınızda size yardımcı olabilecek bir IT çalışanı bulmak da zor. Bu nedenle büyük dosyaları transfer etmenin en hızlı ve ücretsiz yolu olarak Wetransfer, Firefox Send ve Smash girişimlerini bookmarklarınıza eklemekte fayda var.
İtiraf edin, bir kaç gündür evden çalışıyorsunuz fakat ofisi özlediniz değil mi? Arkadaşlarınızı, çalışma ortamınızı, öğlen yemeği geyiklerini...
Şu anda bu durum için pek bir çözüm yok ama evden/uzaktan çalışmak zamanla alışılan ve alışıldıktan sonra bırakılması gerçekten zor bir alışkanlık. Unutmayın şu anda "salgın" dolayısıyla evden çalışmak zorundasınız. Daha normal şartlar altında bu çalışma modeli evden ziyade "uzaktan" olarak tanımlanacağı için size bir çok farklı sosyalleşme imkanı sağladığı için çok daha keyiflidir. Bu nedenle hemen bir karara varmayın, biraz daha deneyin. Unutmayın önümüzdeki yıllarda bir çok şirket çalışanlarına evden çalışma imkanı verecek. Corona virüs dolayısıyla mecburen yaşadığınız bu günler geleceğiniz için önemli bir hazırlık aşaması olabilir.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap