2016 Başkanlık seçimlerinde yaşanan skandalların ardından ABD senatosu sosyal ağlara karşı aldığı tavırla öne çıkmıştı. Teknoloji devleri senatoda ifade vermeye çağrılırken, her bir sosyal ağın 2020 ABD Başkanlık Seçimleri konusunda izleyeceği strateji de kendini yavaş yavaş göstermeye başlamıştı.
Twitter, platfromunda siyasi reklamları yasakladığını duyururken Facebook siyasi reklamların ifade özgürlüğü olduğunu savunmuştu. 2020 ABD Başkanlık Seçimleri yaklaşırken, sosyal ağ devleri bu konuda tarafını belli etmeye ve duruşlarını sağlamlaştırmaya başladı.
Yakın zamanda bilgilendirici etiketler eklemeye başlayan Twiter, manipüle edici tweetler konusundan da taviz vermedi.
Şirket, Cuma günü Michael R. Bloomberg’in Başkanlık Kampanyası kapsamında aynı mesajı paylaşan 70 twitter hesabını askıya aldı. Bir bot hesap gibi aynı mesajı paylaşan hesapların, Twitter'ın şirket kurallarını ihlal ettiğini belirtelim. Bir Twitter sözcüsü konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
Bir grup hesapta platform manipülasyonu ve spam'a karşı kurallarımızı ihlal ettiği için uygulama eylemi gerçekleştirdik.
Bu arada bazı hesapların kalıcı olarak askıya alındığını ancak sahte hesap ya da bot hesabın kullanılmadığı durumlarda hesap sahiplerinin hesaplarını kontrol ettiklerini doğrulamak zorunda kalacağını ekleyelim.
Eski New York valisi yeni Başkan adayı Bloomberg’in ofisi ayda 2.500 dolara saha organizatörleri yardımcıları işe alarak, bu kişilerin kendi şahsi çevrelerine Bloomberg'in propagandasını yapmasını amaçladı. Kendilerine gönderilen kampanya kapsamında onaylanmış metinleri doğrudan paylaşan organizatör yardımcıları, Twitter tarafından platformda manüplasyon yaptığı gerekçesiyle engellendi.
Düzenleyicilerin çoğu genellikle aynı metni, resimleri, bağlantıları ve hashtagleri kullandı. Ayrıca kullanılan birçok hesabın sadece son iki ayda oluşturulduğunu da ekleyelim. Bloomberg'ün cumhurbaşkanlığı yarışına resmi olarak 24 Kasım'da girdiğini düşünürsek, Twitter'ın attığı adımın yerinde olduğunu söylemek mümkün.
Bloomberg kampanyasını sözcülerinden Sabrina Singh ise mesajın Mike Bloomberg 2020 kampanyasında çalışan saha organizatörlerinin yardımcıları ve gönüllüler tarafından paylaşıldığını ve kullanıcıları yanlış yönlendirme amacı taşımadığını dile getirdi.
Öte yandan sosyal ağların hepsinin Twitter gibi son kullanıcıların seçim kararını tarafsız alması yönünde bir yaklaşıma sahip olmadığını belirtelim. Zira Facebook’un Bloomberg kampanyasının yeni sosyal stratejisine verdiği yanıt, şekil değiştiriyor. Şirket, kampanyanın etkinliğini, 2016 seçimlerindeki Rus müdahalesinde kullanılan “orijinal olmayan eşgüdümlü davranış” olarak nitelendirmek yerine markalı içerik kurallarının ihlali olarak değerlendirdi.
Bunun yanı sıra Facebook'un markalı içerik kurallarına göre kanaat önderleri ile ücretli iş birliği yapanlar, bu iş birliğini belirtmek durumunda. 2018'de Platformunda Devlet destekli manipülasyonlardan kaçınmak için siyasi reklamlar kapsamında daha fazla detay belirtilmesini isteyen Facebook, Bloomberg kampanyasıyla birlikte bu konuda da geri adım attı.
Facebook'tan siyasi reklam satın almak için oluşturulan yazılım aracı, influencerlar ile markalı içerik kampanyalarına müsade etmiyordu. Bu ayın başlarında, Bloomberg kampanyası, büyük ölçekli ücretli bir influencer kampanyası yürütmek için aracı tamamen atlattıktan sonra, Facebook bu yasağı da kaldırdı.
YouTube tarafında ise ABD seçmenlerin kendilerini sağlam bir Trump propagandasına hazırlaması şart. Bir bakıma YouTube'un Trump'ın reklam tabelasına dönüşeceğini söyleyebiliriz. Trump kampanyasının YouTube ile yaptığı anlaşma ile ülkedeki seçmenlerin 3 Kasım'da sandık başına gitmeye hazırlandıkları kilit günlerde Trump, belirgin bir şekilde öne çıkacak.
Dünyanın Google'dan sonra en çok ziyaret edilen ikinci sitesi olan YouTube Masthead reklam modelinde Trump kampanyasına yer verecek. Başkan Trump'ın ofisinin tam olarak bu reklam için ne kadar ödeme yaptığı bilinmese de günde yüzbinlerce dolardan 1 milyon dolara kadar değişebilen bir meblağdan söz etmek mümkün.
YouTube, anlaşma hakkında yorum yapmayı reddetti ancak siyasi reklamverenlerin masthead reklamları satın almasının yaygın olduğunu söyledi. Şirketten bir sözcü, bir reklam satın aldıktan sonra alanı teslim etmeyi veya belirli bölgelerle sınırlamayı seçebileceğini söyledi. YouTube sözcüsü bir e-posta ile yaptığı açıklamda şu ifadelere yer verdi:
Geçmişte, kampanyalar, PAC'ler (siyasi hareket komiteleri) ve diğer siyasi gruplar Seçim Gününe kadar çeşitli türde reklamlar yayınladılar. Tüm reklam verenler aynı süreci izler ve reklamları politikalarımıza uygun olduğu sürece masthead alanını satın alabilirler.
Trump kampanyasının sözcüsü ise konu hakkında yorum yapmadı. Yine de Başkanın kampanya yöneticisi Brad Parscale, Başkan Trump'ın dijital reklamlara ve stratejilere 500 milyon dolara kadar bütçe ayırabileceğini belirtti.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap