Güncel araştırmalara göre sosyal medyadan uzaklaşmak, insan sağlığı için küçük ama önemli faydalar sağlıyor. Yarattığı zaman kaybı ve sebep olduğu odaklanma sorunu toplamın küçük bir parçası. Hoşça zaman geçirdiğimiz, gelişmelerden haberdar olduğumuz, yeni insanlarla tanıştığımız ve yeni bilgiler edindiğimiz sosyal kazan, bazı akademik araştırmalara göre bizi mutsuz da ediyor. Stanford Üniversitesi ile NY Üniversitesi'nin ortak yürüttüğü araştırma, bu konuda önemli bazı sonuçlar ortaya koyuyor.
Diğer bağımlılıklara benziyor
Sosyal medyanın bizi mutsuz etmesinin sebeplerinden biri, "bağımlı" hale gelmemiz olabilir. Bu yılın başlarında yayımlanan araştırmada, genç yetişkinlerin yarısından fazlası, akıllı telefonlarına bağımlı olduklarını, yürürken bile sosyal medyaya bakmadan duramadıklarını itiraf etti. Peki daha iyi hissetmek ister misiniz? O zaman en çok kullandığınız sosyal medya hesaplarını silin!
Birileri Facebook'a koyduğumuz fotoğrafı beğendiğinde, Tweet'imizi RT'lediğinden veya Instagram gönderimize hayranlık ifade eden yorumlar geldiğinde beynimizdeki ödül merkezi büyük bir ivme kazanıyor. Uzmanların daha önce de söylediği gibi, Facebook, Instagram, Snapchat ve benzeri diğer sosyal medya platformları tarafından inşa edilen ödüllendirme sistemi, kumar veya madde bağımlılığının yan etkileriyle oldukça benzeşiyor. Eski Facebook yöneticilerinden Sean Parker, kullanıcı etkileşimini körükleyen faktörün arkasındaki fikri "ufak bir dopamin iğnesi" yapmaya benzetmişti.
Fanatizmi körüklüyor, çatışmayı artırıyor
Başta Twitter olmak üzere, sosyal medya platformları tartışma ve kamuoyu oluşturma konusunda da çok önemli bir kanal. Ülke gündemini TT bölümünden takip etmek mümkün. Politika, spor, din, hayvanseverlik, cinsiyet, milliyet ve tüm diğer kırılgan konularda Twitter adeta bir cadı kazanı. Bu "yankı odası"nda herkes kendisi gibi düşünen bir çoğunluk bulma telaşı içinde. Ve kutuplaşma had safhada!
Sosyal medya kullanımının özellikle ergenler üzerinde zihinsel sorunlarla bağlantısı bir psikolog grubu tarafından uzun süredir savunuluyor. Facebook bağımlılığının beyinde yarattığı etkinin manyetik rezonans görüntüleri de yayımlanmıştı.
Dramı hayatınızdan çıkarın!
Herhangi bir takıntılı davranışta olduğu gibi, dengeli kullanarak daha iyi bir ruh hali ve genel bir zindelik hissine kavuşabileceğini haklı olarak düşünebilirsiniz. Fakat bilimsel bir araştırma, sosyal medyayı hayatımızdan tamamen çıkarmanın avantajlarını anlatmakla bitiremiyor. Stanford ve NYU tarafından yürütülen "Sosyal Medyanın Refah Etkileri" isimli araştırma, insanların oturumdan çıktıktan sonra ne yaşadıkları üzerinde yürütülmüş en titiz bilimsel incelemelerden biri olarak gösteriliyor.
Oturum kapatmanın görece daha iyi hissetmenizi sağlayacak muhtemel olumlu aslında gayet açık: Daha az politik dram yaşıyorsunuz, daha etkin bir şekilde yoğunlaşmaya başlıyorsunuz ve eş dostla daha fazla vakit geçiriyorsunuz. Diğer taraftan ise oturum kapatanların son haberlerin daha az farkında oldukları görülüyor faka tekrar düşündüğümüzde bunun o kadar da olumsuz bir şey olduğunu düşünemiyoruz. Özellikle Türkiye gibi ekonomik ve siyasi gündemi oldukça hareketli bir ülkede yaşıyorsanız, sosyal medyanın da bundan nasibini alması kaçınılmaz.
Araştırmacılar, sosyal medyanın etkilerini takip etmek için 2.844 Facebook kullanıcısıyla çalışmışlar. Sonra bu kullanıcıların rastgele seçilen yarısından hesaplarını bir ay boyunca dondurmaları istenmiş. Uyumsuzluk çıkmaması için de deneklere katkılarının karşılığı verilmiş ve anlaşmanın çiğnenmediğinden emin olmak için hesaplarının devre dışı olduğu tüm süre boyunca denetlenmiş. Temizlenme sürecinde deneklerin nasıl hissettikleri ise düzenli olarak mesajlaşmalarla takip edilmiş.
Hesabını kapatanlar daha mutlu hissediyor
Deneklerin ifadelerinde özellikle daha mutlu oldukları, hayattan daha fazla zevk almaya başladıkları, depresyon ve anksiyete gibi hislerde ise önemli gelişme gördükleri yer aldı. Günlük mesajlaşmalarla alınan tepkilerle ölçülen öznel sıhhat üzerindeki etkiler olumlu olsa da çok belirgin değil. Bunun yanında, araştırmak bittikten sonra Facebook orucu tutan deneklerin yüzde 10'unun Facebook'a geri dönmediği görüldü. Araştırma, sosyal medyanın aşikar olan faydalarını yadsımıyor tabi. Facebook hâlâ, tüm zaaflarına rağmen, arkadaşları ve aileleriyle bağlantıda kalmak isteyen ve bir bilgi kaynağı, topluluk bulma ve eğlenme aracı olarak kullananlar için (özellikle bu kişiler sosyal olarak yalıtılmış bir yaşam sürüyorsa) önemli bir anlam ifade ediyor.
Elde edilen sonuçlar olumsuz yönleri açık bir şekilde gösteriyor. Facebook'tan bir ay uzak durmanın bile öznel sıhhati geliştirdiği, deneyden sonra oturum açma arzusunun önemli ölüde azaldığı görüldü. Tüm bunlar, bağımlılık ve yansıtmalı ön yargı gibi davranışların, insanları Facebook'u normalde olacağından daha fazla kullanmaya ittiğini gösteriyor.
Peki ben neler yaptım? Birkaç ay önce telefonumdaki Facebook uygulamasını kaldırdım. Tamamen çıkamadım çünkü bazı sayfaları yönetiyorum ve arada güncellemem gerekiyor. Instagram'ı paylaşımdan çok izlemek için kullanıyordum. Geçtiğimiz hafta hesabımı süresiz olarak dondurdum. Twitter'ı düzenli olarak takip ediyor ve arada paylaşım yapıyorum. Fakat onu da günde en fazla 1 saatte tutmaya çalışıyorum. Bu tedbirlerin zaman kazanmanın yanı sıra, sağlık ve konfora da etkilerini gözlemlemeyi umuyorum.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap