TikTok: Kimin uygulaması bu?

Son zamanlarda karşıma çıkmasından feci şekilde rahatsız olduğum videolar bütününü oluşturan mobil uygulama TikTok da bir süredir kendi hesabımda sessize aldığım kelimelerden biriydi;
TikTok: Kimin uygulaması bu?

Bir süredir Twitter’da bazı içerikleri ve içerik sağlayıcıları sessize almaya başladım. Zira uzun süre sosyal medyada vakit geçirmek zorunda kalıyorum, haliyle gördüğüm, okuduğum, izlediğim bazı şeyler kendimden bile nefret etmeme, bazı anları gerçekten boşa geçirdiğimi düşünmeme neden oluyor. Bu sessize alan kelimeler kimi zaman bir kitabını dahi elime alıp okumayacağım bir yazarın adı olurken, kimi zaman bir futbolcuya ya da bir siyasi görüşe evrilebiliyor. Son zamanlarda karşıma çıkmasından feci şekilde rahatsız olduğum videolar bütününü oluşturan mobil uygulama TikTok da bir süredir kendi hesabımda sessize aldığım kelimelerden biriydi; ta ki bir yerde engellesem başka yerde karşıma çıkmasına engel olamayacağımı anladığım ana kadar.

İşin şöyle bir kötü boyutu da var. Nefret ettiğiniz ve gerçekten seviyenizi altlara çekeceğini düşündüğünüz TikTok, kişide açıklanamayan, belki de sadece “guilty pleasure” olarak açıklayabileceğimiz bir bağımlılığa neden oluyor. Bunun nedenini de ilk olarak sosyolojik ve psikolojik açıdan incelemek gerekiyor. Sigmund Freud’un psikoanaliz kuramında id, ego ve süper ego adı verilen üç temel yapı taşı bulunuyor. İd, yani alt benlik insan kişiliğinin en ilkel parçası iken ego, ilkel dürtülerimizi, manevi idealleri, tabuları ve gerçeğin sınırlamalarını dengelemek için id, süper ego ve dış dünya arasında aracılık ediyor. Süper ego ise sosyal açıdan uyarılmış vicdanı temsil ediyor ve ortaya çıktığı anda id’i devre dışı bırakıyor. TikTok videoları, garip bir şekilde süper ego’yu ön plana çıkarıyor ve id’i resmen yok sayıyor. Çünkü bir taraf için utanç verici olan bir videolar, diğer taraf için beğenilme, tanınma gibi modern toplumun sosyal ihtiyaçlarını yansıtıyor.

Diğer taraftan baktığımızda ise toplumun yaşayışını ve eğlence anlayışını gözler önüne seriyor, bir üst sınıfın da TikTok videolarını izleyerek kendini olduğundan farklı bir noktada görmesine neden oluyor. TikTok videoları izlemeye başlayan kişide bağımlılık yaratıyor. Çünkü ego kavramı, istemsizce ve önlenemeyen bir şekilde kendini ön plana çıkarıyor.

Bu videoları çekip beğenilme ihtiyacında olan kullanıcılar, sosyal medyada görmeye alışkın olduğumuz kesimden daha farklı. Ancak aslında işin özüne baktığınızda iki veya daha fazla sınıfın yapmak istediği de ortak noktada birleşiyor; beğenilmek ve tanınmak. Bir grup insan -ki bu grubun içinde şu an fenomen diye tabir ettiğimiz ve hayatlarının her detayını sosyal medya sayesinde öğrendiğimiz kişiler de bulunuyor- Instagram’da, YouTube’da ciddi paralar harcayarak, daha elitist bir şekilde bu tanınma ihtiyacını karşılıyor. TikTok ise toplumun neredeyse her kesimine kendini kolay yoldan tanıtabilmek için fırsat tanıyor. Kısacası TikTok ile sosyal medyada görmeye alışkın olmadığımız yüzler dijitale ulaşmış oluyor.

TikTok nereden çıktı?

TikTok, şu anki haliyle ilk çıkışını 2016’da yaptı. Ancak görünüşte müziği odağına alan ve aynı mantıkla çalışan Musical.ly uygulaması ise lansmanını 2014’te yapmıştı. Kısa sürede, tüm dünyada milyonlarca kullanıcıya ulaşan Musical.ly’nin yükselişi, alternatiflerinin de doğmasına neden oldu ve akabinde TikTok uygulaması yayına alındı. Kısa sürede rakibini geride bırakan TikTok, bununla da yetinmeyerek geçtiğimiz ağustos ayında Musical.ly’i satın aldı ve yoluna daha da güçlenerek devam etmeye karar verdi.

2016 yılında kurulan bir girişimin, geçtiğimiz birkaç aydır ülkemizde popüler olmasının nedenlerinden biri de aslında bu satın alma oldu. Tüm uygulama marketlerinde, Musical.ly uygulaması TikTok’la yer değiştirdi ve eski Musical.ly kullanıcıları artık TikTok bünyesine katılmış oldu. Bunu da bir sabah, kendi gezegeninizde değil de sizinkine çok benzeyen bir gezegende uyanmanıza benzetebiliriz. Tüm şartlar, kullanıcılar aynı fakat şekil değişmeden isim değişti. Kısacası p=q ise TikTok=Musical.ly + satın alma payı demek mümkün hale geldi.

Ayrıca hatırlatalım TikTok'un sahibi Çinli ByteDance'in 1,45 milyar dolarlık yeni bir yatırım turuna hazırlandığını ve şirketin gelen parayı yapay zeka ve içerik odaklı olarak kullanacağı bilgisini de sizlerle paylaşmıştık.

Kimin kocası bu?

Uygulamayı birçok kesime tanıtan video serisi ise "Kimin kocası bu?" başlığı altındaki paylaşılan videolar oldu. Öyle ki gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine birçok TikTok kullanıcısı bununla ilgili videolar çekip paylaştı. Sadece YouTube'da kolajını 450 bin kişi izledi. Tiktok'ta akımlar hız kesmiyor ama asıl dikkat çeken nokta gencinden yaşlısına bu denli içerik üretiminin sağlanmış olması.

Şehirler arası otobüs yolculuğu gibi…

Ağustos 2018’den bu zamana kadar geçen 3 aylık sürede Türkiye’de bu denli popüler hale gelen bir uygulamayı ben şehirler arası otobüs yolculuğuna benzetiyorum. TikTok’u kullanmaya başladığınız anda karşınıza ne çıkacağını kestiremiyorsunuz, indiriyorsunuz, açıyorsunuz ve karşınızda gerçekten alışkın olmadığınız insanlar, daha önce belki de hiç bulunmadığınız ortamlarda mutlu bir şekilde video çekiyor ve bunu diğerleriyle paylaşıyorlar. Yaklaşık 10 saat sürecek ve tek başınıza çıktığınız bir otobüs yolculuğunda da yanınıza kimin oturacağını hiçbir zaman bilmiyorsunuz.

Kimi zaman yaşlı bir adam, kimi zaman genç bir çocuk, bazen çocuklu bir kadın oturabiliyor. TikTok’ta karşınıza çıkan videolarda da aynı durum yaşanıyor. Videoları geçtikçe her kesimden kullanıcıya da ulaşabiliyorsunuz, bu da sanki yanınızdaki kişinin ara duraklardan birinde inmesine ve o kişiden çok farklı birinin yanınıza oturmasına benziyor. Yanınıza oturan kim olursa olsun, değişmeyen tek bir şey oluyor; yanınıza oturan biri muhakkak var. Yani biz TikTok kullanıcılarını ve çektikleri videoları beğensek de beğenmesek de onlar var ve yaptıkları şey onları gerçekten mutlu ediyor. Kimisi için distopik olan bir platform, diğeri için ütopik olabiliyor.

Dijital dünya, her kesimi kapsamaya başlıyor

TikTok’la birlikte hiç aşina olmadığımız sosyal medya fenomenleriyle tanışıyoruz. Kameranın arkasında kimi zaman yaşlı biri, kimi zaman teknolojinin içinde asla görmeyeceğini düşündüğünüz biri olabiliyor. Bu da bazı soruları ve cevapları beraberinde getiriyor. TikTok’un derinlerine daldığımızda akıllı telefonların ve internet paketlerinin herkesin ulaşabileceği bir seviyeye geldiğini görüyoruz. Teknoloji herkes için ulaşılabilir hale geliyor, internet kullanımı da bununla birlikte yaygınlaşıyor. İnsanların öncelikleri dijitalleşen dünyaya kayıyor.

Kullanıcılar farkında olmadan viral reklamlar da yapıyorlar. Mobilin yükselişiyle birlikte dijital reklamcılığın şu an üst seviyelerde olması, aslında bu videoların ne kadar önemli olduğunu anlamamızı sağlıyor. Yakın gelecekte, eğer TikTok’un üzerine başka bir uygulama geçemezse reklam ajansları için bunun bulunmaz bir nimet olduğunu söylemek mümkün. Türkiye’den ve dünyadan her kesimi dijitalleştirebiliyor olmak, ne kadar eleştirsek bile TikTok’un başarısını gözler önüne seriyor.

Senin gibi olmayanı inceleme merakı

TikTok’u ve içindeki içerikleri beğenmeyen, buna rağmen kendini videoları izlemekten alamayan bir kesim de mevcut. Bu kesim, bunu yaptığı için topluma karşı utanç duyuyor, ancak kendi başına olduğu zamanlarda hem videoları izlemek hem de saçmasapan videolar çekip bunu insanlarla paylaşmak isteyebiliyor. Geçtiğimiz günlerde YouTube’da içerik üreticisi olan Yorekok’un son videosunda kendisine böyle bir yorum gelmişti. Yorekok’un takipçilerinden biri “TikTok’tan nefret etmeme rağmen uygulamayı indirdim ve video çekmeye başladım. Üstelik bunu yaptığımın farkında bile değildim.” diyordu. Bunun ciddi anlamda saçma olacağını düşünmüş olsam bile çevremde de benzer durumların yaşandığını fark ettim. Uygulamayı indiren kişi vaktini boşa harcadığını bilse de videoları izlemeye devam ediyor ve bunu yaptığı için tarif edilemez bir mutluluk duyuyordu.

Daha önce vesaire.org'da yazılan TikTok yazısında da bu durum geçmiş dönemdeki sirklere benzetiliyor. Fiziksel görünüşleri nedeniyle toplumdan dışlanan kişiler, geçmiş dönemde sirklere kabul ediliyor ve “freak show” olarak da tabir edilen bu sirklerde sergileniyordu. Bu yerler öyle çok dolup taşıyordu ki “normal” insanların en büyük eğlencelerinden biri haline gelmişti. Kesinlikle yanlış anlaşılmasın, TikTok’un bir sirk ya da “freak show” olduğunu söylemiyorum. Sadece kendimiz gibi olmayan başka insanları izlemek her zaman için ilgi çekici olmuştur. Belki de TikTok’un en çok indirilen uygulamalar arasına girmesinin en büyük nedenlerinden biri de budur.

Facebook’ta içerik azalırken TikTok’ta artış var

Bir dönem Facebook’ta karşımıza çıkan birçok kişiyi şu anda TikTok’ta video çekerken görmemiz mümkün. Artık Facebook’u kullanan kişi sayısı zaten ciddi anlamda azaldı, herkes kendine alternatif bir mecra arıyor. Maddi olarak bazı şeylere ulaşabilmiş kişiler YouTube ve Instagram’a yöneldi, geri kalan kısım için ise Facebook yetersiz kalmaya başladı.

Çünkü Facebook’a paylaşımların ulaşabileceği kişi sayısı sınırlı ve paylaşımın ne kadar kişiye ulaştığını tam olarak görebilme gibi bir durum da söz konusu değil. Ancak TikTok’ta videonuzu kimin, ne kadar izlediğini, kimin beğendiğini, nelere yönelmeniz gerektiğini görebiliyorsunuz. TikTok, daha kolay, daha çabuk ve daha efektif olduğu için de sosyal medya paylaşımları artık video odağında ve bu uygulamada devam edecek gibi duruyor.

TikTok’un diğer platformlara yansıması

TikTok, artık öyle bir seviyeye geldi ki uygulamada yer alan videoları izlemek için TikTok’un kendisini indirmenize gerek kalmıyor. Twitter’da bulunan no context TikTok isimli, eylül ayında açılan sayfadaki videolar bile 80-90 bin’e kadar izlenme sayılarına ulaşıyor. İçkiliydi Bilmem Ne, Cezmi Kalorifer gibi milyonlarca takipçisi olan Instagram sayfalarında da paylaşılan videolar, yine aynı şekilde binlerce görüntülenme sayılarına ulaşıyor.

Kısacası TikTok için çekilen herhangi bir video, sadece TikTok için çekilmemiş oluyor. Platforma yakından uzaktan uğramamış sosyal medya kullanıcıları da bir noktada TikTok videolarını izlemiş oluyor. Bu da platformda ne kadar fazla içerik üretildiğini gözler önüne seriyor.

Bir süre daha hayatımızda olmaya devam edecek

Sonuç olarak, her ne kadar beğensek de beğenmesek de TikTok’u bir süre daha etrafımızda görmeye devam edeceğiz. Artık video içerik her alanda ön plana çıkıyor ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi herkes kendini diğerlerine göstermek istiyor. Bunu yapabilmenin en kolay yolu da şimdilik TikTok’tan geçiyor. Yıllar önce Andy Warhol, “Herkes bir gün 15 dakikalığına meşhur olacak.” demişti. Anlaşılan o ki TikTok’la birlikte “Herkes 15 saniyeliğine ünlü olacak ve oluyor."

Yorumlar
  1. İlk Yorumu yazmak ister misiniz?

    İlk Yorumu yazmak ister misiniz?

    Yorum Yazmak için Giriş Yap
Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.