Konuk yazarımız, iProspect SEO direktörü Aykut Aslantaş online pazarlama odağında en önemli konferanslardan biri olan Pubcon ile ilgili notlarını paylaştı.
Bu yıl ondördüncüsü yapılan Pubcon etkinliğinin keynote sunumunu Buyer Legends kitabının yazarı Jeffrey Eisenberg gerçekleştirdi. Etkinliğin en ilginç anı keynote sunumunu dinlerken Google’un Panda 4.1 algoritma güncellemesini yayınlaması oldu. Algoritmanın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.
Keynote sunumun geneli pazarlama üzerineydi. Özellikle bu alanla ilgilinen kişilerin bilgi birikimleri üzerine konuşan Jeffrey, bu alan ve buna benzer bir çok alanda birşeyleri gerçekten başarılı bir şekilde yapmak istiyorsanız onu gerçekten istemeniz gerektiğini belirtti ve şu mottoyu bizlerle paylaştı : “It’s simple but it’s not easy”.
Pazarlama çalışmalarında müşteri odaklı çalışmanın doğru bir strateji olmadığını bizlerle paylaşan Jeffrey, yine güzel bir sözle buna eşlik etti : “Customer don’t care where you sit”. Müşterileriniz daha çok onlara karşı gösterdiğiniz “call to action” hamlelerini ve onlara karşı gösterdiğiniz bakış açılarıyla ilgilendiğini ve benimsediğini dile getirdi. Müşterilerimiz için markamız adına hikayeler (storytelling) üretmemiz ve onlara doğru bir şekilde aktarmamız gerektiğinden bahsetti. Buradan yola çıkarak hikayeleştirmenin beyne nasıl bir etkisinin olduğunu aşağıdaki görsel aracılığıyla bizlere iletti.
Bu anlamda pazarlama dönüşümlerinin bir yolculuk gibi düşünebileceğimizi ama asla varış noktası olmaması gerektiğini dile getirdi. En iyi örneklerden birisi olan Amazon.com’un kullandığı 4 taktiği bizlerle paylaştı.
• 7 ayrı alt kategori yapısı ile genişletilmiş ürün gamı • Sektördeki ilk 5 rakibine göre %5 ile %13 arasında daha uygun fiyatlandırma • Daha iyi logistik destek • Rakiplerine göre %13 oranında daha fazla müşteri mennuniyeti
Günün ikinci konuşmacıları, MOZCON etkinliğinde de aynı konuşmayı yapan “Understanding Mobil SEO – Basic to Advanced” konulu sunumu ile Mobilemoxie’den Cindy Krum ve “Mobile SEO” konulu sunumu ile Google Webmaster Trend Analisti Pierre Far oldu.
Mobil SEO’da micro-formatların (schema.org) daha fazla önem kazandığını ve yazılım sürecinde kesinlikle uygulanması gerektiğini iletiyor. Mobil sitelerdeki en büyük hatalardan birinin yönlendirmeler olduğunu dile getiren Cindy, mDot sitelerin (m.subway.com gibi) desktop üzerinden “rel=Alternative”, mobil üzerinden “rel=cannonical” etiketi ile yönlendirmelerin yapılması gerektiğini iletti. Responsive tasarımın mobil SEO için de önemli olduğunu vurguladı ve asla hazır mobil sitesi geliştiren araçlardan yararlanmamamız gerektiğini paylaştı. Google’ın responsive tasarımı desteklediğini iletti ama responsive tasarımının en önemli sorununun web sitelerinin yavaş açılması olduğunu da cümlesine eklemeyi unutmadı.
Google’dan Pierre ise uluslararası pazarlama stratejisine sahip olan bir markanın mobil kullanım penetrasyonlarına ve bu oranların mobil kullanıcıları nasıl etkilediğini incelemek zorunda olması gerekitğini bizlerle paylaştı.
Not: Uluslararası markaların aşağıdaki şirket içi hangout’u dikkatlice dinlemesini öneriyorum.
Mobil websitelerinde yer alan resimlerin hızlı yüklenmesi gerektiğini ve resimlerin “user friendly” yani daha çok okunabilir ve paylaşılabilir içerikleri barındırması gerektiğini bildiriyor. Google’un CSS , JS vb. tüm yazılımsal detayları crawl ettiğini ve indexleme sürecinde bunları değerlendirdiğini iletti. Google’ın mobil sitelerin tasarımında HTML5’ı desteklediğini iletip, son olarak mobil SEO checklistini bizlerle paylaşıp sunumunu bitirdi.
Bir sonraki konuşmacı sektörün “Search Geek” lakabı ile tanınan ve 2005 yılından beridir sektör ile ilgili blog tutan Bill Slawski’nin konusu ise “Semantic Web, Knowledge Graph, and Other Changes to SERPS – A Google Semantic Timeline” oldu.
Bill, Knowledge Graph uygulamaları için öncelikle doğru schema yapısını seçmemiz gerektiğini iletti ve müşterilerimiz için verimli kullanıcı deneyimini yaşatabilmemiz için dağınık datalar yerine doğru mikro datalarla desteklenen sitelerin daha görünür olabileceğini iletti. Google arama motorunun taranabilir yapısının 2003-2011 yılları ve 2011-2014 yılları arasında değişime uğradığını ve knowledge graph değişimlerinin örneklerini bizlerle paylaştı. Bu değişimin Google Maps ile ateşlendiğini iletti.
2008 yılları sonunda Google’ın Web Tables Project ile konunun temellerini atmaya başladığını iletiyor. Web tables yapısından sonra schema yapısı ile sürecin ilerlediğini ve bu zaman sürecinde sürekli testlerle kullanıcıların davranışlarını kontrol edip gerekli geliştirmeleri yapmaya çalıştığını iletti. Schema yapısından sonra 2009 yılında “Rich Snippets” yapısının ve daha sonra Acquires Meta Web yapısında 2010 yılında duyurulduğunu iletti. 2012 yılında ise Knowledge Graph ile tüm yapıların birleşerek tek bir platform altında değerlendirildiğini bildirdi. Daha taranabilir ve kullanıcılar için daha verimli olan bu sistem 2012 yılının sonunda ise Knowledge Panels ile yapısı giderek geliştirdiğini iletti.
Knowledge Graph yapısından sonra 2013 yılında Hummingbird güncellemesi ile yapının giderek web 2.0 ile semantik yapıya geçtiğini iletti. 2014 yılında çıkan Data Highlighter Tool ile mapping ve tagging işlemlerini kolayca yapabileceğimizi anlatarak sunumunu bitirdi. Sunuma aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Krisztian Panczel ise Avusturulya’daki e-ticaret siteleri için üretilen içerik örneklerini bizlerle paylaşarak sunumuna başladı. Sunumunda özellikle Pinterest’in çoğu markalar tarafından kullanılmadığını iletti. Pinterest’in içerik pazarlamasında en iyi kanallardan birisi olduğunu belirti ve bununla birlikte offline satış platformlarının online satışa aktarılmasındaki en önemli kanalın günümüzde video reklamları olduğunu iletti.
Mark Barrera , “Using Social Media to Increase your bottom line” sunuma öncelikle sosyal platformları kimlerin kullandığının datasını bizlerle paylaşarak başladı.
Bu anlamda sosyal medya platformlarında müşterilerimizi çok iyi bir şekilde tanımlamamız gerektiğini ve bununla ilgili Think with Google’dan “Customer Journey” yapısını örnek gösterek bilgilendirmeler yaptı. Sunumun sonunda bizlere sosyal medyanın satışa nasıl etki ettiğini paylaştı. Bunlar;
- Markanın farkındalığını yaratmak
- İletişimi güçlendirmek ve geliştirmek
- Müşteri sadakâtini arttırabilmek
- Yeni iş projeleri geliştirmek için müşterileri dinlemek olduğunu belirtti.
Kairay firmasından Brent Csutoras sunumda Pinterest, Tumblr ve Reddit’i pazarlama kanalı olarak nasıl kullanmamız gerektiğini paylaştı. Bu kanallar hakkında bazı detaylar bilgiler verdi.
Tumblr
- Ortalama ziyaret süresi 14 dk. ve bu oran Facebook ve Twitter’dan daha fazla olduğunu,
- Kullanıcıların %65’inin kolej mezunu olduğunu,
- 2013’te yılda %75 oranında büyüdüğünü,
- Kullanıcıların %35’inin yılda 50.000 dolar ...... iletti.
- Yüksek gelirli müşterilerin özelliklede bayanların bu platforma olduğunu,
- Twitter,Linkedin ve Reddit’ten önde en iyi 2. sosyal trafik sağlayıcısı olduğunu,
- Her geçen gün daha fazla geliştirildiğini ve verimin arttığını,
- Müşterilerin/kullanıcıların yaratıcı fikirlerini sergilemek için bu platformu kullandığını belirtti.
Aynı konu ile ilgili Cynthia Johnson’ın Pubcon 2014’teki “Pinterest ve SEO” konusu ile ilgili sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz.
- Ağustos 2014 yılındaki dataya göre 135 milyon ziyaretçisinin olduğunu,
- Reddit’in sosyal platformla birlikte “software solution” platformu olduğunu,
- Rich pins kodu ile arama motorlarındaki sıralamalarınızın verimini arttırabileceğinizi,
- Reddit gold ile partner olup ve ilgili promosyonlarınızı paylaşabilir ve görünür kılabileceğinizi,
- SubReddit özelliğiyle de herkese açık bir platform olduğunu iletti.
Etkinliğin önemli sunumlarından birisi ”Taming Algo Chaos and (Not Provided)” konusu ile ilgili Prashant Puri, Jake Bohall ve Bruce Clay konuşmacılarının sunumları oldu. Genel olarak “Not Provided” kelimelerini tespit etmek için aşağıdaki süreçleri uygulamamız gerektiğini belirttiler.
- Google Instant
- Keyword Research Tool
- Kelimeler için özel landing page’ler
- Google Analytics ile filtereler oluşturup daha detaylı landing page analizleri
- SEMRush , SearchMetrics gibi araçlardan yararlanmanın yararlı olacağını ilettiler.
2000 yılından beridir toplamda 117 kere algoritma güncellemesinin olduğunu belirten Jake , web sitemizdeki içerikleri değerlendirmemiz gerektiğini ve her zaman “better content & better links” mottosunu uyguladığımızc sürece herhangi bir algoritmadan kolay kolay etkilenmeyeceğinizi dile getirdi. İçeriklerimiz genel olarak anlamlı olarak üretilmesi gerektiğini ve bu sinyalin 2010 yılından beri mevcut olduğunu bildirdi. Örnek olarak LDA Scoring - Latent Dirichlet Allocation konusu ile ilgili yazıyı okumamızı iletti. Sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Mona Elesseily ise bizleri “21 Biggest Google Adwords” konusu ile bilgilendirdi. Öncelikle son zamanlarda video reklamlardaki yapılan hatalardan bahseden Mona, bu hataların bazılarını bizlerle paylaştı.
- Reklam metinlerinde hiçbir önemi ve değeri olmayan önermelerin kullanılmaması gerektiğini,
- “Call to action” kelimelerini doğru seçmemiz gerektiğini , örnek olarak“Shop now – Buy now” gibi,
- Filtrelenmemiş tıklamaların yapılan en büyük hatalardan biri olduğunu,
- Reklamlarda, rakipleriniz ve sizlerin aranızda bir farkın olmadığını düşünerek uygulamalara geçmemiz gerektiğini iletti.
Adobe Search Marketing Manager Maria Corcoran ise Adobe Creative ve Marketing Cloud platformlarıyla ilgili bazı istatistikler paylaşarak sunumuna başladı.
Adwords reklamlarındaki yapılan hataların en önemli noktasının otomatik olarak belirlenen lokal ve ya bölgesel optimizasyonu ve dil hedeflemesi olduğunu iletti ve detayları bizlerle paylaştı. Sunumunun sonunda reklam çalışmalarındaki “time management” konusunun üzerinde durdu ve hesaplanan bir datayı bizlerle paylaşarak sunumunu bitirdi. Reklam çalışmasında zamanının;
- %10’u kampanya bütçesini optimize etmek ile
- %25’i analiz ve raporlama ile
- %20’si reklam kopyalarının uygulanması ve optimize edilmesi ile
- %20’si kelime güncellemesi ve optimize edilmesi ile
- %10’u yeni fırsatlar ve hesap değişikleri ile
- %15’i ise hesap bakımı ile geçtiğini dile getirdi.
Diğer keynote sunumunu Chris Brogan gerçekleştirdi ve konusu “Mission-Driven Execution” oldu. Pazarlama çalışmalarında bu mesleği yerine getiren kişiler güçlü ve azimli olması gerektiğini iletti ama dip not olarak unutmamanız gereken bir şey var deyip “300 Spartalıların da azimli ve güçlü olduğunu ama sonunda öldüklerini” iletti! Kullanıcılar / müşterilerin her zaman edindikleri şeyden mutlu olmayan insanlar olduğunu ileterek , onları mutlu etmek için klasik pazarlama tekniklerinin artık o kadar da kolay olmadığını belirtti.
Kurucusu olduğu “Owner” firmasının içerik oluşumunda izlediği yolları bizlerle paylaştı. Bu yol haritasının tüm marka oluşumlarında uygulanabileceğini dile getirdi.
- Projeler ihtiyaç ile başlar,
- Çözüm üretmek ile devam eder,
- Marka kurmak ile büyür,
- Webinarlar aracılığıyla bildiklerinizi , öğrendiklerinizi paylaşarak daha fazla görünür olunur.
Tony Wright, Dwight Zahringer, Matt Craine ise online itibar yönetiminden bahsettiler. Genel olarak POTW – Power of the Web mantığınından bahsettiler ve bu mantığının temelinin itibar yönetimi olduğunu dile getirdiler. İtibar yönetimi çalışmasının öncelikle müşteriyi tanımakla başladığını ve doğru hedefleme yapıldıktan sonra ilgili hedeflemeye göre pazarlama çalışmaları yapılması gerektiğini dile getirdiler.
Örneğin call center’dan aranan müşteriye ulaşamadıktan sonra müşteri arayan telefon numarasını merak edip internete yazdığı zaman size ulaşamıyorsa markanın itibarı -1′den başladığını belirttiler. Diğer bir örnekte ise , markanın herhangi bir çalışanı ile tanıştığınızda eğer o kişiyi linkedin profil adresinden bulamıyorsanız günümüzde o markaya karşı ön yargılı olunabileceğini dile getirdiler. “Çalışanlarınızın Linkedin hesapları olması gerek çünkü müşterilerinizin sizi Facebook’taki party fotoğraflarından bulmasını istemezseniz.” cümlesinin üstünde durdular.
Marka değerinizi arttırmak istiyorsanız basın bültenleri tadında olmayan sektöre içerikler üretmemiz gerektiğini ve bu içerikleri farklı yöntemlerle paylaşılabilir hale getirmemiz gerektiğini ilettiler. Bu içerikleri üretirken yaratıcı değil zeki olun! mottosunu vurgulamaktan çekinmediler. ( Dont’ be creative , be smart! ). Paylaşılan içeriklerinizde örnekler göstermemiz gerektiğini , varsa elimizdeki dataları paylaşmamız gerektiğini ilettiler. Online itibar yönetiminin olumsuz içerikleri arama sonuç sayfalarından çıkartmak değil bu oluşumlar yayılmadan önce doğru yönetimi yapıp marka değerini daha görünür hale getirebilmek olduğunu paylaştılar ve aşağıdaki soruları kendimize sormamız gerektiğini dile getirdiler .
- ORM ile ilgili her gün monitoring yapıyor musunuz?
- Çevrenizdeki olan insanlarla iletişime geçiyor musunuz?
- Markanızla ilgili deneyimleri müşterilerinizle paylaşıyor musunuz?
Eğer bunları yapmıyorsanız diyet için salata yemek yerine double cheeseburger yiyen kişiye dönüşebileceğimizi paylaştılar.
“SEO Site Audit and Listing Audit” konusunda konuşmacılar “Alan Bleiweiss, Mike Stewart, Ben Cook” ise SEO Audit’te önceliğin UX (User Experience – Kullanıcı Deneyimi) çalışmalarıyla başlayacağını dile getirdiler. Audit bir anda yapılacak bir çalışma olmadığını, sürecin sırasıyla uygulanması gerektiğini ilettiler. İlgili IT ekibine audit yaparken web ortamındaki örneklerden ve daha iyi ifade eden cümlelerden yararlanmamız gerektiğini belirttiler. WMT’da ve ya GA her şey çok iyi gidiyor gibi görünebilir ama SEO Audit’teki yapılan yanlış bir çalışma sizi arama motorlarında geriye sürükleyebilir! Bu çalışmaları yaparken birden fazla crawl (tarama) aracını kullanmamız gerektiğini belirttiler ve araçlara “Screaming Frog , GWT , Deep Crawl”u örnek gösterdiler.
Audit çalışmalarında zorunlu olarak bakmanız gereken detayları paylaştılar:
- Cannonical Link
- URL Parameters
- Meta Robots
- Robots.txt
- Internal Link
- External Link
Mike Stewart ise Amerika’da aktif olarak kullanılan ve geçerliliği olan “Local SEO” konusundan bahsetti. Google’ın Pigeon algoritma güncellemesi ile geleneksel arama değerlerini ortadan kaldırıp daha çok yerel aramalar için daha fazla verimli sonuç üretmeye başladığını iletti. Local SEO için kullanacağınız bazı araçları bizlerle paylaşan Mike , webmaster tool üzerinden “Structured Data Markup Helper” ( micro data ) ile web sitenizin tüm detaylarını etiketleyerek de web sitemizi optimize edeceğimizi belirtti.
- Local Site Submit
- MOZ Local
- White Spark
- Bright Local
Rob Woods ise “Link Building via Press Outreach Campaign” sunumunda neden outreach ( iletişime geçmek ) çalışması için haber kanallarını ve ya basın bültenlerini kullanmamız gerektiği sorusuna cevap olarak daha kaliteli linkler elde etmek ve içerikle aldığınız 1 backlinkin websitenize daha fazla link kazandırabilir potansiyeli olduğunu iletti. Bu kazancın da sadece link elde etmek olmadığını aynı zamanda trafiğin de en önemli kaynağını olduğunu belirtti. “Press Outreach” çalışmalarında söylenilen ve paylaşılan içeriğin bazı dataları barındırması gerektiğini dile getiren Rob, paylaşılan istatistiki dataların insanlara/müşterilerinize yardım edebilecek kalitede olması gerektiğini ve anlatılmak istenilenin doğru kelimelerle (SEO çalışmalarında kullanılan kelimeleri dahil ederek ve her içerikte farklı kelime kullanmaya çalışarak) ifade etmemiz gerektiğini bildirdi. Bu konuyla ilgili bir prospecte ihtiyacımız olursa Vocus’u kullanabileceğimizi iletti.
Aynı konu ile ilgili Joe Youngblood’un “The Royal Guide to Link Building” konu başlıklı sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Rakiplerinizin hangi sitelerden backlink aldığını öğrenmek için de Moz Open Explorer, Majestic SEO, LRT gibi araçları kullanabileceğimizi paylaştı. Muckrack ile basın yazarlarını kolayca bulup onlara ulaşabileceğimizi ve ilgili hashtagleri kullanarak kendinize belirli uyarılar (Google Alerts ) kurabileceğimizi iletti. Followerwonk ile de bu araştırmanıza ekstradan katkıda bulunabileceğimizi ve ABYZ Link ile de sektördeki uluslararası tüm web sitelerinin kategori ağacına, iletişim bilgilerine kolayca ulaşabileceğimizi paylaştı. Sunumun sonlarına doğru da Pitch Box aracı ile otomatik bir dashboard ortamı oluşturup, outreach link building çalışmalarımıza hızlıca katkıda bulunacağımızı belirtti
Rob Garner, “Real-Time Content marketing with wearables and Google Glass” sunumu ile en farklı oturumlardan birini gerçekleştirdi. RFID, Bluetooth, iBeacons, Smart things ve local dijital pazarlama çalışmaları yeni içerik pazarlamasının temellerinin atıldığını belirtti.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap