Arama sonrası dönemde bizi ne bekliyor?

Arama sonrası dönemde bizi ne bekliyor?

"Google, 9 milyar dolarlık Amerika mobil arama pazarında pay kaybediyor, buna karşılık şapkadan Yelp çıkıyor". eMarketer'ın geçtiğimiz günlerde yayımladığı mobil reklam raporunun teması, web'le nasıl etkileşime geçtiğimiz konusunda çok büyük bir değişim sürecinde olduğumuzun en yeni göstergelerinden biriydi. Peki bu gerçekten Google için kötü haber mi?

Web tarayıcıları yerine uygulamalar üzerinden gittikçe daha fazla arama yaptığımız bir gerçek, ancak bunun Google'ı zorlayacağını düşünmek zor. Şirket, geçtiğimiz yıl I/O Konferansı'nda aramanın geleceği konusundaki vizyonunu şu şekilde tanımlamıştı: "Sorularınıza cevap verebilen, sizinle sohbet edebilen, hatta sormanıza gerek kalmadan işinize yarayabilecek öneriler getiren bir arama motoru".Ardından gelen Google Now ile arama sonrası dönem için çanları ilk çalan şirketlerden biri oldu Google.

Ve diğer teknoloji devlerinin arama sonrası dönem için hazırlıkları da peş peşe gelmeye başladı. Twitter'ın Android için akıllı ekran uygulaması Cover'ı, Apple'ın akıllı asistan Cue'yu satın alması bu yönde gelişmeler olarak yorumlandı. Yakın zamanda Foursquare'in ikiye bölünmesi ve ana uygulamanın tamamen içerik odaklı bir arama motoru haline gelmesi de yine bunun bir örneğiydi.

Arama konusunda rakiplerinin oldukça gerisinde kalan Yahoo için bile içerik yeni bir umut yarattı. CEO Marissa Mayer geçtiğimiz aylarda katıldığı bir konferansta bağlamsal arama gibi gelişmelerin kendisini çok heyecanlandırdığını söylüyordu. Mayer, Yahoo'nun o dönemde Android ekran düzenleyicisi Aviate'i satın almasını da bu yönde bir adım olarak örnekliyor.

Web tarayıcımızı açıp adres vs. verileri arama günleri hızla geride kalıyor. Arama sonrası dönemse içerik duyarlı yazılımlarla şekilleniyor. Şu günlerde bağlamsal aramayla ilgili sıklıkla karşılaştığımız Everything.me de arama sonrasının erken dönem uygulaması olarak dikkat çekiyor. Tel Avivli startup Everything.me, Android  cihaz kullanıcılarının günde ortalama sadece 1.25 kez internet tarayıcılarından arama yaptıkları gerçeğinden yola çıkarak kurulmuş.

Everything.me'yi Android cihazınıza indirdiğinizde ana ekranınızın yerini alıyor. Bu akıllı launcher, ne sıklıkta arama yaptığınız, nerede olduğunuz, nereye hangi saatte gittiğiniz, hangi uygulamaları kullandığınız ve takvimizdeki içerik gibi bilgileri toplayıp her şeyi size özgü hale getiriyor. Her baktığımızda aynı görünmesine alıştığımız ana ekran da Everything.me ile duruma göre değişiyor.

Başka bir şehirde, örneğin New York'a gittiğinizde, navigasyon için işinize yarayabilecek- Uber gibi- uygulamaları ekranınıza getirebiliyor... Everthing.me launcher'ında konum, alışkanlık ve diğer kullanıcı alışkanlıkları baz alınarak, telefonunuza her ulaştığınızda kullanmayı en çok isteyebileceğiniz ilk dört uygulama ekranda gösteriliyor. Everything.me'nin iddiası telefonunuzu sizin için mükemmelleştirmek, ihtiyacınız olan her şeyi sizin arayıp sormanıza gerek kalmadan size sunmak.

Kanımca, bağlamsal aramayla sağlanan en önemli ilerleme, klasik aramanın statikliğine karşılık, içerik duyarlı aramanın akışkan bir kurguya sahip olması. Yani daha belirsiz koşullar içinde çalışmaya elverişli olması. Everything.me Kurucu Ortağı Ami Ben David'in geçtiğimiz haftalarda The Next Web'de yayımlanan makalesinde, bu ürünlerin başarıya ulaşmasının düzenli, tekrar eden ve bu yüzden tahmin edilebilir görevlere odaklanması ve bunları kullanıcıya en şeffaf ve en uygun biçimde verebilmesine bağlı söylüyor.

David bu anlara "akan anlar" (flow moments) diyor çünkü bunlar size zaman kazandırıyor, sizi anlaşılmış hissettiriyor ve en önemlisi hayatınızın normal akışını bölmüyor. Yıllarca süren arama maceramızı da bu tip bir deneyim takip edecek gibi görünüyor.

Görsel Kaynak: Google tarafından Heinrich Rudolf Hertz'in 155'inci doğum günü için hazırlanan doodle. 

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.