New York Times'ın Genel Yayın Yönetmeni Jill Abramson'ın kovulmasıyla başlayan ve Buzzfeed muhabirinin gazetenin 96 sayfalık inovasyon raporunu sızdırmasıyla devam eden olaylar, günümüzün medya endüstrisiyle ilgili çok önemli konulara dikkat çekiyor.
Kaçıranlar için yineleyelim: Geçtiğimiz hafta birçoğumuzun hayatına kedi videolarıyla giren Buzzfeed, dünyanın en köklü gazetelerinden New York Times'ın dahili raporunu sızdıran ve haberi ilk paylaşan yayın oldu. Halihazırda Times'ın raporunda "oyun bozan yenilikçiler" diye nitelenen yeni nesil yayınların arasında gösterilen Buzzfeed için de ilginç bir skordu bu.
Times'ın "gazetecilikte kazanıyoruz ama ikinci kritik bir alanda kaybediyoruz", diye başlayan raporunda, başarılı gazeteciliğini okurlarına iletmekteki başarısızlığı irdeleniyor. Raporda ilgi çeken bir nokta da, gazetenin akranı olabilecek Washington Post gibi rakiplerinin agresif hamlelerine değinmekle yetinirken, ağırlıkla Vox, Business Insider, Huffington Post ve Buzzfeed gibi birçoğumuzun yakından tanıdıığı yeni nesil rakiplerinin hamlelerine odaklanıyor olması.
Ana sayfa ölüyor
"Ana sayfamızla çok zaman kaybediyoruz" deniliyor New York Times'ın raporunda. Times online'ın ana sayfasında ziyaretçilerin geçirdiği süre de azalıyor ve son üç yıldaki ciddi düşüş şu grafikle gösteriliyor:
Ana sayfaya paralel olarak gazetenin mobil uygulamasında da paralel bir düşüş var. Times'a ilişkin bu veriler, diijital medya organlarının pull startejisinin kan kaybettiğine ilişkin ön görüleri doğrulaması açısından oldukça önemli. Zira, ana sayfa ya da mobil uygulamalar gibi dijital medya organları okuyucuların ziyaret etmesini bekledikleri için, pull yani çekme stratejisini kullanılıyor. Pull medyanın karşısında ise push (benzer şekilde pazarlamada itme stratejisi olarak biliniyor ) medya yer alıyor. Push medya, okuyucuların haberi bulmasını değil, haberin okuyucuya başta sosyal ağlar olmak üzere farklı kanallardan ulaşmasını sağlıyor. Kendi görüşümse, haberi veren ve alan arasındaki ayrımın gittikçe daha da flu hale geleceği ve iki stratejinin haber merkezleri için uzun vadede daha az önemli hale geleceği yönünde.
Times'ın düşüşü push medyanın yükselişini gösteren tek veri değil. Öncelikle Facebook ve ardından Twitter'ın haber okuma alışkanlıklarımızı tamamen değiştirmesi ana sayfayı gittikçe ilgisiz hale getiriyor. Gazetenin vardığı sonuca başka açılardan yaklaşarak ulaşmak da mümkün. Örneğin, Buğra'nın dün kaleme aldığı ve Facebook'ta içerik paylaşımı en çok yapılan yayıncıları sıralamasını verdiği listede ilk sırada yer alan Buzzfeed, Times'ın açık ara önündeydi. Tüm bunlardansa şu sonuç çıkıyor: Facebook'u ele geçiren bir nevi dijital gazeteciliği de ele geçiriyor.
Sorumlu Facebook mu?
Sonuç bambaşka bir noktada düğümleniyor: Facebook algoritmaları. Zira, dijital yayıncıların Facebook'ta paylaştıkları içerikler Twitter'da olduğu gibi her zaman takipçilerle paylaşılmıyor. Facebook'un algoritmalarının hangi hikayelerini öne çıkaracağı ve hangisini geriye atacağı konusunda yayıncıların bir kontrolü bulunmuyor. Bu konuda Vox yazarının Facebook ürün müdürünün, yayındaki yazıların kalitesine ilişkin eleştirisine cevaben kaleme aldığı makale de bunun en güncel örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Bu tip konularda yerel ve küresel ayrımı şüpheli de olsa, Türkiye'deki görünümle ilgili birkaç kısa bilgiyi de hatırlatalım. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de internet kullanıcılarının yüzde 75'inden fazlası interneti haber okumak için kullanıyor. Türkiye'nin Facebook kullanıcılarının ülkelere göre dağılımında isitikrarlı bir biçimde ilk 10'da yer aldığını göz önünde bulundurarak, burada da benzer bir tabloyla karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Son olarak sosyal haberciliğe kendi ağıyla giriş yapan Hürriyet'in adımı, dijital reklam pazarının büyüklüğünün 1 milyar lira sınırını geçmesi gibi gelişmeler de bu ön görüyü doğruluyor diyebiliriz.