Konuk yazarımız Berrin Kalenderli, Deriş Marka ve Patent Acentalığı'nda Marka Vekili olarak çalışmaktadır.
ICANN tarafından yürütülen ve 30 Mayıs 2012 tarihinde başvuru süresi dolan yeni genel üst seviye alan adı uzantısı (gTLD) tescil programının markalara neler kazandıracağı veya kaybettireceği Türkiye’deki marka sahipleri tarafından bilinmiyor.
2008 yılından beri ICANN tarafından tartışmaya açılan yeni tescil programı ile, ICANN dünyada 22 adet olan genel üst seviye alan adı uzantılarını (.com, .net, .asia, .tel) sınırsız sayıda çoğaltmayı ve rekabet imkanını artırarak seçenek sunmayı amaçladığını açıkladı. Yeni genel üst seviye alan adı uzantılarında jenerik terimler için alan adı uzantısı başvurusu yapılabildiği gibi, coğrafi yer isimleri, özel çıkar grupları gibi toplulukları ifade eden terimler ve markalar için alan adı başvurularının yapılması mümkün.
Yeni tescil sistemi hem fırsat hem de risk
ICANN’in 2008 – 2011 yılları arasında sitesinden ve yılda 3 kez düzenlenen toplantılarında tüm paydaşların görüşüne açtığı tescil programına en çok eleştiri marka sahiplerinden geldi. 13 Haziran 2012’de açıklandığında 1.930 adet olan, ICANN’in Ağustos ayında yaptığı açıklamaya göre 6 başvurunun geri çekilmesi ile birlikte sayısı 1.924 ‘e düşen alan adı uzantısı başvurularının yaklaşık 1.000 – 1.200 adedinin tescile bağlanması ve tabana (root zone’a) delege edilmesi bekleniyor. Bunların sadece % 10’un dahi markanız ile çakıştığını varsayarsak, marka sahiplerinin koruma amaçlı alan adı portföylerini genişletmesi gerektiği ve bunun için ayrılan bütçenin fazlası ile artırılması gerektiği ortaya çıkıyor.
Tüm bunları düşündüğünüzde yeni tescil sistemi marka sahiplerine fırsatlar yarattığı gibi riskler de getiriyor. Alan adı portföyünüzü inceleyerek küçültmek ve gelecekteki yeni alan adlarına yer açmayı düşünebilirsiniz. Diğer yandan cybersquatting (alan adı korsanlığı) faaliyetlerinde artış beklenmekte olduğundan, markanızı birebir veya benzerini içeren ve yeni uzantılar altında alınacak ikinci seviye alan adı başvurularına karşı nasıl önlemler alabileceğinize dair mevcut koruma mekanizmalarını bilmek gerekli.
1) Marka Kontrol Kulesi (Trademark Clearing House)
Sözkonusu koruma mekanizması, marka sahiplerinin dünyanın herhangi bir ülkesinde sahip oldukları tescilli ve kelime unsuru içeren markalarını bir sicile kayıt etmeleri ile çalışıyor. Deloitte ile IBM ortaklığı ile yürütülecek olan merkezi kayıt ofisi görevini üstlenecek olan Kontrol Kulesi yeni genel üst seviye alan adı uzantılarının tescile kabul edilmesi ile birlikte 2013 yılında çalışmaya başlayacak. Marka sahiplerinin her bir marka için 150 ila 200 Dolar miktarında olması beklenen bir kayıt ücreti ödeyerek ve markanın aktif kullanımına ilişkin imzalı bir beyan vererek kontrol kulesi veritabanına kayıt ettirebilecekler.
Kayıtlı markaların birebir aynısını veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini içeren ikinci seviye alan adı başvuruları olması halinde, kontrol kulesi başvuru sahibine alan adı başvurusunun tescilli bir markayı içerdiğini, marka haklarını ihlal etme riski taşıdığını bildirecek, ancak herhangi bir işlem yapmayacaktır. Başvuru sahibinin gönderilen mesaja cevap vermemesi veya başvuruyu geri çekmemesi durumunda, alan adı başvurusu tescil edilmekte ve marka sahibine tescil edildiğine dair bilgi verilmektedir. Marka sahibi bu bilgiden itibaren alan adının durdurulması / askıya alınması için URS (Unified Rapid Suspension System) itiraz mekanizmasına veya alan adının iptali / kendisine devredilmesi için UDPR (Alan Adı Uyuşmazlıkları Yeknesak Kuralları) itiraz mekanizmasına başvurabilir.
2) Sunrise Period Uygulaması
Tescile kabul edilen yeni alan adı uzantılarını yürütecek olan siciller, Sunrise sürecini işletmek zorundadır. Bu süreçte marka sahiplerine markalarını içeren alan adları için başvuru yapabilmeleri için öncelik tanınmaktadır. Sunrise sürecine katılabilmek için, marka sahiplerinin markalarını Marka Kontrol Kulesine (Trademark Clearinghouse) kayıt etmeleri gereklidir. Marka veritabanına kayıt edilen her bir marka için marka sahibine bir şifre verilmekte ve bu şifre ile Sunrise döneminde ilgili markayı birebir içeren alan adı için başvuru yapılabilmektedir. Sunrise döneminin, sicilin genel başvurulara açılmasından en az 30 gün önce başlatılması öngörülüyor, ancak sürenin daha uzun olması (örneğin 60 gün) da mümkündür.
Yukarıda sayılan 2 koruma mekanizmasının dezavantajları, marka sahiplerinin sadece kelimeden oluşan markaları için başvurabilmeleri, şekil markalarının bu koruma mekanizmasının dışında bırakılmasıdır. Marka sahipleri sadece kontrol veritabanına kayıtlı markasını birebir içeren yeni alan adı başvuruları için başvurabilmekte, marka ile jenerik ibarelerden oluşacak kombinasyonlara sunrise döneminde başvuramamaktadır. Diğer yandan kontrol kulesi sadece birebir aynı olan veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markaları içeren ikinci seviye alan adı başvurularını bildirmekle yükümlü olduğundan, farklı kelimeler ile kombine edilmiş veya yazım hatası içeren ancak çok benzer olan ve marka ile karıştırılabilir nitelikteki ibareleri içeren yeni alan adı başvurularını bildirmeyecektir.
Marka adını korumak
Bu nedenlerle marka sahiplerinin kötü niyetli alan adı tescillerinden korunmak için markalarının farklı varyasyonlarını, örneğin yazım hatalı varyasyonlarını veya tanımlayıcı/jenerik kelimeler ile birlikte kombinasyonlarını içeren koruyucu/savunma amaçlı alan adı başvuruları yapmaya devam edeceklerini tahmin etmek zor değil. Sonuç olarak marka sahiplerinin Trademark Clearinhouse ve Sunrise Period mekanizmaları ile marka sahipleri için tam bir koruma sağlanmadığını bilmeleri önem taşıyor.
Marka sahiplerine önerimiz, ICANN tarafından tescile kabul edilecek olan yeni genel üst seviye alan adı uzantıları ile yapılacak ve onlarca veya yüzlerce sayıdaki olabilecek ikinci seviye alan adı başvurularının takibini yapmalarıdır. Bunu ise marka başvurularında olduğu gibi periyodik bir takip sistemini kullanarak ve markanın birebir aynısını veya karıştırılabilir nitelikteki benzerini içeren alan adı başvurularını tespit ederek yapabilirler. Halihazırda tüm alan adı hizmet kuruluşları, yeni alan adı uzantıları altında yapılacak ikinci seviye alan adı başvurularını takip edecek programlarını geliştiriyorlar.
Tescil edilen ikinci seviye alan adlarına karşı itiraz mekanizmaları ise WIPO tarafından yürütülen UDPR mekanizması ve yetkili kuruluşu atanmamış olan URS mekanizmasıdır.
UDPR uyuşmazlık çözüm mekanizması
WIPO alan adı uyuşmazlıklarını UDRP politikası ile çözümlemekte ve uyuşmazlık çözüm prosedürünü yönetmektedir. ICANN UDRP politikasını WIPO’nun tavsiyesi doğrultusunda benimsemiştir. UDRP kötü niyet, haksız yarar sağlayacak tescil alınması ve haksız yarar sağlamak üzere alan adlarının kullanımına ilişkin aşikar uyuşmazlıkları çözmeye odaklı bir prosedürdür. Bu prosedür uyuşmazlık taraflarından herhangi birinin yetkili mahkemeler nezdinde uyuşmazlığın çözümünü talep etmesine engel değildir. Ancak UDRP özellikle marka sahipleri arasında oldukça popüler olmuştur.
UDRP prosedürünün kullanıldığı alan adı uzantısı sayıları sınırlı olmakla birlikte (.biz, .com, .info, .net ve .org), yeni genel üst seviye alan adı uzantısı başvurularının tümü için WIPO tarafından yürütülen UDPR uyuşmazlık çözüm mekanizması kullanılacaktır. WIPO tarafından wipo.int/amc/en/domains/fees/index.html sitesinde yapılan açıklama itibarı ile 1 ila 3 hakemden oluşan heyetler tarafından itiraz incelenmekte ve karara bağlanmaktadır. URS ‘den farklı olarak alan adının itiraz sahibine devredilmesine karar verilebilir. İtiraz ücretleri, heyetteki hakem sayısına bağlı olarak 1.500 ila 4.000 dolar arasında değişmektedir.
URS (Yeknesak Hızlı Askıya Alma)
UDPR sistemine alternatif hızlı ve ucuz bir uyuşmazlık çözümü prosedürü olarak URS (Yeknesak Hızlı Askıya Alma) sistemi kullanılması planlanmıştır. Ücretinin yaklaşık 300 dolar olarak öngörüldüğü bu uyuşmazlık çözüm mekanizması için prosedür açıklanmış olmasına rağmen hizmet sağlayıcı kuruluş tespit edilememiştir.
Yeni gTLD başvurularının ICANN tarafından incelemelerinin tamamlanıp tescile bağlanacağı Temmuz 2013’e kadar hizmet kuruluşunun tespit edileceği bu mekanizmada, itiraz sonucunda ikinci seviye alan adı başvurusu askıya alınmakta, websitesinin operasyonuna son verilebilmektedir. İtirazın uyumazlık çözüm kuruluşuna geldiği günden itibaren 2 gün içinde alan adını değişiklikler, transfere karşı kilitlenmek üzere hizmet sağlayıcıya bilgi veriliyor, 14 iş günü içinde başvuru sahibi cevabını sunuyor, cevap verilmeyen itirazlar uyuşmazlık çözüm kurulu tarafından kabul ediliyor.
İtirazın itiraz sahibi lehine sonuçlanması halinde alan adı tescil süresi boyunca askıya alınıyor ve URS mercisinin belirleyeceği bir siteye yönlendirilerek askıya alındığı kamuya açıklanıyor. UDPR sisteminden farklı olarak alan adının iptalini veya itiraz eden gerçek hak sahibine devrini öngörmeyen bu sistemde, alan adı başvurusu tescil süresi boyunca askıya alınıyor ve tescil koruma süresinin sonunda tekrar 3. Kişi başvurularına açık hale geliyor.
Gelecek yazımda yeni genel üst seviye alan adı uzantıları için yapılmış olan başvurulardan ve bu alanda harcanan bütçelerden bahsedeceğim.