Daha henüz birkaç gün önce yazdığım yazıda, Facebook'un "Want" butonu ve sosyal ticaret hamlesinden bahsederken The Fancy adlı girişimi güzel bir örnek olarak göstermiştim.
Aslında The Fancy, sosyal ticaret için "geliyorum" diyen bir hamle yaptı. Hem de 'yeni sayılabilecek' bir iş modeli geliştirerek. İnternet reklamcılığı ile biraz ilginiz varsa, hepiniz referral reklamların nasıl işlediğini bilirsiniz. Bir web sitesi, sizi bir e-ticaret sitesindeki ürüne yönlendirir, muhtemelen adres çubuğunda bir referans kod vardır ve siz burası üzerinden alışveriş yaptığınızda, ürün ya da hizmet satışı yapan site, bir komisyonu yönlendiren/tavsiye eden siteye verir.
En basit hali ile yukarıdaki gibi özetlediğim sistemin kişiselleşmiş halini düşünün. Yani bir web sitesindeki reklam alanı ya da reklam içeriğinin yanı sıra, bu tavsiyenin bir kişi aracılığı ile, bireysel olarak yapıldığını. Kısacası, bir sosyal tavsiye ile bunu satışa çevirerek takipçilerinizin aldığı ürünler üzerinden komisyon almak.
'Sosyal Ticaret' mi, 'Sosyal E-Ticaret' mi?
Kulağa ne kadar hoş geliyor gerçek de emin değilim, ona siz karar vereceksiniz. Ama ticaret'in internet ortamında da sosyalleşmeye başladığının en büyük kanıtı bu. "Sosyal Ticaret" diyip duruyoruz, ama aslında sosyalleşen ticaret değil. Sosyalleşen e-ticaret'in ta kendisi. Yeni bir tanımlama yapmak gerekirse, bunun adı: Sosyal E-Ticaret.
Özellikle bizim ülkemiz için söylüyorum. Bizde ticaret zaten yeterince sosyal. Yanına aileden, arkadaşından birini almadan alışverişe giden var mıdır? Sanıyorum yoktur. Hatta bu konuda milletçe takıntılı olduğumuzu bile düşünüyorum. Alışverişe giderken illa yanımızda birilerini istiyoruz; ama fikir verecek, ama finanse edecek, ama eşlik edecek birileri olmadan alışverişe başlamayan insanlar var. Tavsiye olmadan alışveriş yapmayanlar da öyle. Gözlemlediğim hali ile -özellikle kadınlarda- "Üzerindekini nereden aldın? Bana da alalım." konuları, tamamen ticaretin doğasında var. Bunun e-ticaret'e yansıması da oldukça doğal. Sosyal medyadan takip ettiğiniz birisi size bir ürün öneriyor, siz de girip bu ürünü satın alıyorsunuz. O kişi sizin aldığınız üründen komisyon kazanıyor.
Pek çok kez şahit oldum. Sosyal medyada hayatlarımızı, kullandığımız ürünleri, dinlediğimiz müzikleri sıkça paylaşıyoruz. Nelere ilgi duyacağımıza dair renk de veriyoruz böyle, hali ile bunları arkadaşlarımıza önermiş/özendirmiş oluyoruz. Şimdiye kadar bunu komisyonsuz yapmışız diye üzülebilirsiniz ama, artık 'reklam kokan hareketlerle' çok daha fazla karşılaşabiliriz. Ben genelde refferral kodlu bir yapı fark ettiğimde, işlemi komisyon kazandırmadan yapmaya çalışırım. Niçin böyle bir takıntı edindim bilmiyorum ama bu şekilde işlemlerden tavsiye ile kazanan ciddi paralar ve reklam programları olduğuna göre, kişisel olarak The Fancy üzerinden para kazananlar da olacaktır.
Bir fotoğraf paylaşım ağı. Önceleri sadece amaç fotoğraf paylaşmakken, sonrasında "Satın Al" ve "Bu Ürünü Sat" butonları ile zengileşen bir yapı. Şimdi de kişisel bir affiliate ağı oluşturuyorlar ve tavsiye üzerine satışa dönen işlemlerden kişilere para kazandırmaya başlıyorlar. Farkındayım, The Fancy'i çok övüyor gibi oluyorum ama gelişimlerini en başından beridir takip eden biri olarak onları takdir etmemek mümkün değil.
Siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce bir süre sonra herkes daha fazla komisyon elde etmek için etrafı referans kodlu linklerin ürünleri ile doldurabilir mi?