'Dijital yerliler'in gözleri fıldır fıldır [Rapor]

'Dijital yerliler'in gözleri fıldır fıldır [Rapor]

İnternet ve teknoloji 25-40 arası yaştakilerin hayatına görece yumuşak bir giriş yaptı ama yeni doğanlar üzerinde nasıl bir etki bırakacağı belli açılardan bilinmezliğini koruyor. Bu bilinmezliği çözmeye çalışan Time'ın imza attığı yeni bir araştırma, dijital yerlilerin* cihazlar ve platformlar arasında hızlı geçiş halinde olduğunu gösteriyor.

Araştırmaya göre dijital yerliler 1 saat içinde Televizyon, gazete, tablet bilgisayar, akıllı telefon vb. platformlar arasında 27 kez geçiş yapıyor. Duygusal iniş çıkışları alt seviyede deneyimleyen bu kitlenin havalarını (sıkılganlık, yorgunluk vs..) değiştirmek için dikkatlerini başka bir yere verdiği aktarılıyor.

Kullanıcılar bu geçişler için zamanının yüzde 65'ini harcıyor ve kullanıcıların yüzde 54'ü konuşmak yerine mesajlaşmayı tercih ediyor. Teknoloji ile hayatının ilerleyen yaşlarında haşır neşir olan dijital göçmenler ise mesajlaşmayı yüzde 28 oranında konuşmaya tercih ediyor.

Dijital yerlilerin bu hareketliliği bilinçaltına da işliyor ve söz konusu kitle bir konunun farklı parçalarını farklı araçlardan alabiliyor.

Time, kullanıcıların günlük medya tüketimlerini ölçmek için biyometrik izleme ve kullanıcı gözünden video kayıt (kullanıcının hangi noktalara dikkatini verdiğini takip etmek için) yöntemini kullanmış ama önümüzdeki dönemde bu ölçümlerin daha kolay ve etkili yapılabileceğini söyleyebiliriz.

Teknoloji bir bağımlılık mı?

Teknoloji kullanımının 'bağımlılık' kapsamına girip girmeyeceği tartışmalı ama geçtiğimiz haftasonu düzenlenen 1. Teknoloji Bağımlılığı Kongresi'nde paylaşılanlar ve PEW'in 2020 tahminlerini içeren araştırmasından hareketle özellikle ABD ve Uzakdoğu'da daha az duygusal ve insani ilişkilere daha uzak bir neslin yetiştiğini kesin ortaya koyuyor. (Bu durumun olumlu olup olmayacağı da tartışılabilir).

İnternet ve Teknoloji Bağımlılılığı Merkezi'nin kurucusu olan Dr. David Greenfield, İstanbul'da düzenlenen konferansta ABD'deki gençlerin tamamen mesajlaşarak iletişim kurduklarını bunu kendi dönemlerinin (kullanılan dil dahil olmak üzere) olağan iletişim şekli olarak kabullendiklerini söyledi.

Beynin psikolojik dışavurumlarını araştıran İngiliz bilim insanı Susan Greenfield ise gençlerin bebeklik ve ertesindeki erken çocukluk döneminde dijital ekranlarla ilgilenmenin ileri dönemlerde dikkat eksikliğine sebep olduğuna değindi ve önemli çıkarımlarını paylaştı.

Küresel Ekonomik Forumu'nun de değindiği 'Hyperconnected' dünyanın gençlerin beyinsel gelişimine dair etkisini inceleyen PEW'in araştırması ise 2020 ile yüzyüze iletişim becerilerimizi kaybedeceğimize işaret ediyor.

*Dijital yerli tabiri akıllı cihaz ve internet kullanımına çocukluktan adım atanlar için kullanılıyor. Dolayısıyla bu etiketi yıllardan bağımsız olarak kullanmayı daha doğru buluyorum.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.