Açıklama: Ali Rıza Babaoğlan, SAP Türkiye'de Kamu Sektör Yöneticisi olarak çalışmaktadır. Bu yazısı Webrazzi'de konuk yazar olarak yayınlanmıştır.
2012 yılında yapılacak ilk büyük alımlar ile adım adım gerçekleştirilmeye başlanacak, dünyanın en büyük IT projelerinden birisi olan FATİH (Fırsat Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesi hakkında eminim bugüne kadar birçok bilgi akışına maruz kaldınız.
Ben de hem işim gereği, hem de Türkiye’de bilişim sektöre mensup her vizyoner insanın yapması gerektiği gibi, bu proje üzerine fazlasıyla araştırma yaptım ve edindiğim izlenimleri sizlerle paylaşmak ve yorumlarınızı almak istedim.
Geleneksel ve sosyal medyada sıkça yer aldığı gibi; 16 milyondan fazla tablet bilgisayarın ilköğretim öğrencilerine dağıtılması şeklinde duyurulan Fatih Projesi’nin özetle asıl hedefi; Türkiye’de ki tüm sınıfları kapsayan bir internet alt yapısının kurulması ve eğitim ekosistemi içerisinde yer alan tüm unsurların (öğrenciler, öğretmenler, eğitim kurumu yöneticileri, veliler, vs..) birbirine bu ağ üzerinden kolayca bağlanarak, etkileşimli bilgi paylaşımda bulunabilmesi.
2011- 2012 eğitim öğretim yılının 2. yarı yılında devreye girmesi planlanan ve öncelikle seçilen bazı pilot illerde 5. ve 9. sınıf öğrencileri ile başlanacak proje gerçekten Türk eğitim sektörü için umut verici. Bu bağlamda projeyi oldukça olumlu karşılıyorum.
Geçtiğimiz aylarda Ekonomi Bakanımız Sayın Zafer Çağlayan ile birlikte benzer dönemlerde Amerika’da Silikon vadisindeydim. Zafer Bey’in ziyaret ettiği birçok uluslararası firmanın genel merkezini ben de ziyaret etme ve fikir alışverişinde bulunma şansı elde ederek, şu tesbitleri yaptım.
Fatih Projesi dünya çapında önemli bir eğitim projesi olmanın yanında, oldukça önemli bir ekonomik atılım projesi. Eğitim yanında asıl önemli hedefler; Türk bilişim ekonomisini canlandırmak ve Türkiye’nin yabancı yatırımlarla atılımını sağlamak. Böyle olması da bence oldukça doğru bir adım. Yapılmak istenilen bir taşla, birkaç kuştan fazlasının vurabilmek. Yani ülkemizin bugüne kadar her IT projesinde yapması gereken.
İçerik yukarıda anlattığım gibi olmasa Amerika’da Google, Apple, Intel vs.. gibi firmaların genel merkezlerini Ekonomi Bakanımızın değil, Milli Eğitim Bakanımızın ziyaret edeceğini düşünüyorum.
Başlıkta yer alan “Diğer Yüz” ifadesinin anlamı ise üst kısımlarda ki satırlarda değil, bana göre şimdi aktaracağım kısımlarda gizli.
Proje’nin bütçesi, amacı ve vizyonu oldukça büyük olunca doğal olarak birçok yerli-yabancı büyük oyuncu proje ile ilgilenmekte. Hal böyle olunca da, görsel ve işitsel medyada yeralan birçok haber projenin asıl amacını irdelemekten ziyade, işin yapılması ile ilgili.
Ciddi bir bütçeyle yol almaya başlayan projenin en büyük kalemleri, ilköğretim sınıflarına kurulması gereken akıllı tahta sistemi, tüm öğrencilere dağıtılması planlanan tabletler ve bunlara ilişkin teknik alt yapı gibi görünse de, projede küçük olarak görülen fakat başarısına en büyük etkisi olacak kalem bu sistemlerin yönetilmesine ilişkin yazılımlar.
Düşünsenize, her öğrenciye tablet dağıttınız, her sınıfa akıllı tahta sistemi kurdunuz, her öğretmene bir PC verdiniz, fakat bunları yönetemiyorsunuz.
Herkes bu cihazlarla her istediğini yapabiliyor, projenin asıl amacı dışında çok farklı amaçlar için kolayca kullanabiliyor.
Tam bir teknolojik kaos ortamı
Bu sistemler üzerinde koşacak yazılımın önemini vurgulamak için birkaç örnek daha vermek gerekirse; öğrencilerin defteri, kitabı bırakıp digital ortamda eğitim almasını sağlayan bu önemli projede örneğin bir online sınav sisteminin de düşünülmesi faydalı olabilir. Bu kadar teknolojik bir alt yapı kurulduktan sonra herhangi bir sınıfta Hayat Bilgisi sınavının geleneksel yöntem yerine, tabletler üzerinden test şeklinde yapılabiliyor olması gerekir.
Zamanla Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından eğitim içeriğiyle hazırlanacak mobil uygulamaların, tüm öğrencilerin cihazlarına merkezden verilecek tek komut ile kolayca kurulması sağlayacak yazılım alt yapısı da gayet önemli bir ihtiyaç bu proje için. Ve kullanılan tabletin işletim sistemiyle ilgili çıkacak bir yazılım güncellemesinin hızlıca yapılabilir olması gerekecek. Çünkü 1. ya da 2. sınıf öğrencilerinin bunları kendilerinin yapamaması çok doğal.
Proje içeriğinde hemen hemen hiç konuşulmayan fakat en önemli ihtiyaç ise bir şikayet yönetim sistemi. Çünkü öğrencisiyle, öğretmeniyle, velisiyle, yöneticisiyle yaklaşık 35 milyon kişiye hitap eden ve tüm eğitim ekosistemini içine alan bir projeden bahsediyoruz. Burada bireylerinin sorunlarının ve ihtiyaçlarının yönetilmesi de başlı başına bir kalem. Erzurum'da bir öğrenciye verilen bir tabletin kırılması ya da değiştirilmesinin talep edilmesi durumunun nasıl yönetileceğini şimdiden hesaplamamız gerekiyor.
Proje kapsamında yapılması planlanan milli arama motoru ve eğitim portalı kısmı ise tamamen farklı fakat oldukça önemli yazılım ihtiyaçları arasında. Gerçekleştirilmesi planlanan portalın içeriğinin sağlanması bile başlı başına ciddi bir iş yükü.
Özetle Fatih projesi bir buz dağı ve bana göre projede adı geçen donanımları alıp dağıtmak sadece buzdağının görünen kısmı. Önceki hükümetlerin aksine, IT projeleri konusunda oldukça başarılı adımlar atan ve Fatih Projesi gibi bir vizyonu önümüze getiren şuan ki hükümetin, projenin başarısı için bu konuların da bir çok ortamda ve basında tartışılmasını sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Böylece projenin asıl önemli kısmı olan yazılım ihtiyaçları için de ortak akıl hızla oluşur ve ihtiyaçlar daha net belirlenebilir.
Çünkü bu projenin, projelendirilmesi, proje yönetimi ve proje alımlarının takibi bile oldukça ciddi bir iş ve bu ihtiyaçları sadece güçlü yazılımlar ile çözerek, Fatih projesini başarıya ulaştırabiliriz.
Fatih projesi hakkında detaylı bilgi almak için http://fatihprojesi.meb.gov.tr adresini kullanabilirsiniz.