Açıklama: Bülent Tekmen, girişimci destek ve yatırım programı Startosphere'in kurucu ortağıdır. Bu yazısı Webrazzi'de konuk yazar olarak yayınlanmıştır.
Ağustos'ta ilk kez Türkiye’den bir ekip Paul Graham'ın hayata geçirdiği Y Combinator - YC 2011 DDay'e (demo günü) katıldı, detayları aktarmaya çalışacağım. Doğrusu Y Combinator – Dday de 63 start-up'tan hangileri dropbox ya da airbnb başarısını yakalayacak sorusundan çok, bizim Türkiye’de bu işi başarmamız için neler yapmalıyız gerektiğine cevap aradım.
Stanford Technology Ventures Program'ı Yöneticileri ile toplantılarımız ve Silikon Vadisi'nde çalışan Türk girişimci ve mühendisler ile toplantılarımızda da bu tip bir projeyi ne şekilde uygularsak daha doğru olur sorusunu derinlemesine tartışma fırsatımız oldu.
Türkiye’den arka arkaya gelen güzel yatırım haberleri sonrasında Sina Afra tarafından çok güzel kaleme alınmış, Business Insider da yayınlanan Why Turkey is Hot yazısı ile bence herkesin dikkatini çekmeyi başardık.
4 aydır üzerine titreyerek hazırlanan sektör raporu sunumunu ulaştırdığımız her yatırımcı Y Combinator sonrasında hem ek bilgiler hem de raporun tümünü istediğini aktaran mesajlar gönderdi hatta Türkiye’de ilgilendikleri şirketlere kadar temel çalışmaların yapılmış olması oldukça etkileyiciydi. Peki biz Türkiye olarak hazır mıyız? Hazır olmak için ne yapmalıyız?
Silikon Vadisi boyutları ile ilgili küçük bir hatırlatma yapmam faydalı olacaktır, faaliyet gösteren ilk 10 şirketin yaklaşık cirosu 400 Milyar USD ve yaklaşık 1 Trilyon USD market değerine sahipler. Bizim ziyaret etme firsatı yakaladığımız en popüler olanların kampüs ve ofis ortamlarının muazzam imkanlarının yanında hepsinin en büyük probleminin yetenek çekmek olduğu bize aktarılıyor. Hatta ABD'nin kriz sonrasında bir çok sektörde yaşadığı istihdam düşüşünün teknoloji tarafında 180 derece farklı işlediğini söylüyorlar. Çünkü şu an kısıtlı kaynak, yetkin insan kaynağı.
Y Combinator toplantısı öncesinde aralarında çok bilinen isimlerin de yer aldığı 300'e yakın yatırımcı ile birlikteydik ve tümüne ulaştırdığımız Türkiye İnternet Raporu sunumu ile bir hayli populerite edindiğimizi söyleyebilirim. Hazırladığımız rapordan bir kaç slide paylasmak istiyorum:
Google, Youtube, Facebook, Twitter, Apple, Cisco, Zynga genel merkezleri ile birlikte Stanford University ve University of California, Berkeley'i de ziyaret ettik ve Silikon Vadisi merkezli yeni projemiz için alt yapımızı oluşturduk. Bunların arasında hem yatırımcı ilişkileri hem eğitim ve sertifika programları hem de Türkiye için önemli bir firsat yaratacağına inandığımız “.com” ekosistemi entegrasyonumuzu tamamladık.
Ortam dışarıdan standartları ile inkubasyon merkezi gibi görünse de, YC çıktılarının nasıl bu kadar mükemmel kurgulanabileceğinin formulünü Paul Graham ve takımı çok net ortaya koydu. Bugüne kadar yaşadığım en keyifli teknoloji etkinliği olarak detayları aktarmaya çalışacağım..
63 "start up" girişimleri ile ilgili ihtiyaç duyulacak bilgileri 2.5 dk / 7 slide (takım, projenin can alıcı noktası, uygulama, sırada ne var, kim yatırım yaptı, neye ihtiyacımız var, buradan çıktığımızda hatırlanması gereken 3 şey) ve inanılmaz bir performans ile ortaya koyuldu.
Genel olarak profillere baktığımızda girişimcileri ile bu takımlar, dünyanın her yerinde her seviyede yatırımcı ile ortalama 30 dk - 1 saat civarı toplantı yapabilirler (Stanford, MIT, Harvard vb. hatta Harvard Law school + Stanford CS'den olusan takımlardan bahsediyoruz). Oluşabilecek zaman ve potansiyel kaybı, kaybedilecek market potansiyeli burada en kritik noktanın uygulamada olduğunu hatırlatıyor.
Y Combinator yüzdeleri ile oluşmuş 63 girişim (2000 civari basvuru geliyor bunların %3'ü proje sürecinde destekleniyor) burada sahne alırken bugüne kadar en kalabalık demo günü olarak tarihe geçti. Ekiplerin tümü YC desteğini alıyor, tüm YC mezun ekosistemini çok rahat kullanıyor ve paraya tahvil edebiliyorlar.
Burada Ron Conway ve Yuri Milner'in convertible debt (dönüştürülebilir borç) olarak her projeye 150K yatırım yapmasının ne kadar mantıklı olduğunu bizzat gördüm. Neden derseniz, eğer girişimler Seed investment seviyesinde böyle bir fırsatı kaçırırsa diger Round'a iyi bir değerleme ile girmeleri neredeyse imkânsız (dropbox 4 Milyar USD değerleme & airbnb 1.3 Milyar USD değerleme).
Burada herkesin düşündüğünden çok daha farklı bir durum var öncelikle yatırımcıların tamamı balon olma kuşkusu ile çok daha hassas yaklaşıyor her projeye, buna rağmen burada yatırım yapmanın çok doğru olduğuna inanıyorlar. Zaten IPO rakamları da IPO'ya gidebilecek firmaların durumu da 2000'den çok farklı, sadece o dönemki projelerden birkaçını hatırlayalım isterim.
Pets.com (1998-2000; PetPlanet ve diğerlerin öncüsü)
Bir yıl içerisinde halka açılıp hemen ardından tasfiye edilen şirket, internetteki finans ekosisteminin hazırladığı patlamanın işletmelere ne yaptığının tipik bir örneği. Pets.com ve özellikle de onun riskini üzerlerine alan kurucuları ve yatırımcıları online alışveriş dünyasının gazabını hissetmişti. Pets.com 2000 yılında evcil hayvan maması ve aksesuarı satıyordu ve Webvan gibi altyapısına, pazarlamaya ve depolamaya milyonlarca dolar aktardı. O zamanlar şu anki milyonlarca kişi daha modem almayı düşünüyordu ve kredi kartı bilgilerini "şu herkesin bahsettiği internet denen şeye" vermekten daha çok uzaktılar. Böylece şirket battığında üst düzey yayınların hepsi üzerine atlayıp o zamanlar internette ticaret yapmanın ne denli tehlikeli olduğundan bahsettiler.
Bir kaç tane daha örnek aktarayım hepsinin problemi, neredeyse aynıydı "trafic share / wallet share". eRegister.com, iHarvest.com, eMarker, Colo.com, Refer.com,Iam.com, Fandom.com, FunBug.com, Vitessa.com, OnlineChoice.com, eFanShop.com, eLetter.com, FreeRide.com, Work.com, CyberRebate.com, Zap.com, Meals.com, Express.com, Finance.com ..
2000'li yıllarda alt yapı, yazılım mimarisi, kaynak vb başlangıç yatırım ihtiyacı 5-10 milyon USD aralığında dolaşırken bugün 100K USD'nin altında yatırımlarla bile başarılı olma ihtimalini ya da başarısızlığı görmeniz son derece mümkün. Bu da özellikle ekosistemin "start up of you" konseptine son derece uygun..
Bir kaç akşam farklı ekipler ile çok değerli Silikon Vadisi Türk Girisimcileri ve vadide Amazon, Google, Facebook, gibi şirketlerde çalışan mühendisler ile birlikteydik. Bence hepsi büyük potansiyel arz ediyorlar bazıları startuplarını kurmuş 18 saatin altına düşmeden çalışıyor, bazıları Palo Alto'ya yeni gelmiş Stanford'da doktoralarıyla birlikte çalışmaya başlıyorlar..
Türkiye bu kadar sıcak derken özellikle herkesin radarında olduğumuzu da hatırlatmak isterim! Kaybedecek vakit yok!
Beğendiğim Y Combinator Girişimleri
Birazda Y Combinator 2011 katılımcılarına bakalım 63 proje içinde bir kaç tane çok beğendiğim girişimi "stealth mode" oldukları için malesef paylaşamıyorum. Tümünün girişimcileri ile hem Y Combinator'da hem de sonrasında Palo Alto da zaman geçirme şansımız oldu, özellikle buradan kendi kare asımı paylaşmak isterim (stealth olanlar hariç paylaşmak zorundayım malesef)
Launchpad Toys: MIT Media Lab ürünü rakiplerine rağmen çok başarılı olacağına inandığım bir ekip ve uygulama. Bence tarifleri çok guzel ve doğru dijital oyunun yeni Lego'su olmak istiyorlar. Çocuklar hamur ve diğerleri ile yeni şeyler yaratmayı çok seviyor ve Launchpad bu deneyimi çocuklar için dijital ortamda yaratmak istiyor. Launchpad'in ilk uygulaması Toontastic yaratıcı hikaye anlatımını yakalayıp çocuklara kendi çizgi filmelerini yaratmalarına olanak sağlıyor. Tek kelime ile süper! Kendi karakterlerini dokunmatik ekranda hareket ettirebiliyor, ses kayıt edebiliyor ve Launchpad'in 'Toon Tube'unda kendi yarattıkları çizgi filmlerini video albümü formatında seyredebiliyorlar. iPad uygulaması hemen test edilmeli!
Codecademy: Yazılım teknolojilerini öğretmenin en kolay yolu, kendi adıma 15 senedir bu eğitimlerin içindeyim ve ilk defa gerçekten ise yarayabilecek bir çözüm görüyorum tabi bu girişimcileri ile de alakalı süper bir takım! Rekabet olan bir alan ancak yaklaşımları ve v2 uygulamaları ile izlemeye deger..
Interview Street: Özellikle tüm teknoloji işverenlerinin işine yarayacak bir çözüm, binlerce mühendis ile aynı anda teknik iş görüşmesi ve teknik seviyelerini online değerlendirebildiğinizi düşünün bu iki Hintli genç bunu yapmış bir kaç rakipleri var ama YC ekosistemi desteği ile hızlı ilerleyecekleri kesin, en çok beğenilecek projeleden biri 10K USD ile ayağa kalktı bugünden kar ediyor ve pazarı çok büyüyecek.
Opez: Kendilerini özetle "Yelp for individual professionals" olarak özetliyor ekip, hem keyifli bir proje hem de süper bir ekip, sosyal medyanın desteği ile hızla tutunabilir ama zaman alacağa benziyor..
Bizim yaratacaklarımızla da bu alanda başarısız olma şansımız yok, girişimcilerimize de yetenek havuzumuza da yatırım yapmaya devam edersek 2023 hedeflerine ulaşmak son derece mümkün!
PS: Ycombinator takımını hatırlayalım.
Paul Graham On Lisp (1993), ANSI Common Lisp (1995) ve Hackers & Painters (2004) kitaplarının yazarı. 1995 yılında Robert Morris ile 1998'de Yahoo! Store olan Viaweb’i kurdu, 2002 yılında şimdiki spam filtrelerine ilham kaynağı olan basit bir spam filtreleme algoritması buldu. Cornell mezunu ve sonrasında Harvard Bilgisayar doktorası..
Trevor Blackwell ilk dinamik dengeli iki ayaklı robotu geliştirdiği Anybots'un kurucusu. Yüksek hızlı geniş iletişim ağındaki tıkanıklık kontrolü, sinyalizasyon protokolü mimarisi ve dosya sistem performansı üzerine yayınlanmış yazıları mevcuttur. Carleton'dan mühendislik mezunu ve Harvard'dan Bilgisayar doktorası..
Paul Buchheit GMailin yaratıcısı. Google’dayken AdSense’in prototipini yapmış ve Google’ın şuan meşhur olan ‘Don’t be evil’ sloganını bulmuştur. 2007 yılında şu ana kadar Facebook’un en büyük alımlarından olan Friendfeed'in kurucularından biriydi. Case Western Reserve Üniversitesinde Bilgisayar Mühendisliği diploması ve masterı..
Jessica Livingston daha önce yatırım bankası olan Adams Harkness de pazarlama GM idi. Startup kurucuları ile röportajlar kitabı olan Founders at Work (2007) ‘un yazarıdır. Bucknell’den İngiliz dili üzerine diploması..
Robert Morris MIT'den Doç Dr. ünvanı var aynı zamanda PDOS grubu üyesidir. Wireless ağlar, dağıtımlı işletim sistemleri ve peer to peer uygulamalar üzerine sayısız yayını bulunmakatır. 1988'deki buffer overflow keşfi ilk olarak halkın dikkatini internete çekmiştir.
Harj Taggar daha önce Auctomatic’in kurucusu idi. Auctomatic Y Combinator tarafından 2007'de yatırım sağlanmış ve 2008'de Live Current Media tarafından alınmıştır. Oxford’dan Hukuk lisansı var..