Grup alışveriş ve özel alışveriş alanlarındaki hareketliliği ve yakalanan satış hacmini gören birçok kişi bu kadar yoğunluk olmasına rağmen halen bu alanlardaki fırsatları kovalıyor ve girişim fikirleri üretiyor.
Son dönemlerde e-ticaretin bu en parlak iki alanı ile ilgili çok fazla sohbetin içinde bulunduğum ve bol miktarda soruyla karşılaştığım için söz konusu ortamlarda dile getirdiklerimi bir kez de buradan paylaşmak istedim.
Eminim grup alışveriş ya da özel alışveriş modellerine ilgi duyan ancak bu alana bu saatten sonra giriş yapmanın doğru mu yanlış mı olduğunu düşünen birçok Webrazzi takipçisi vardır. O yüzden hızlıca mevcut durumdaki fikirlerimi paylaşayım.
Verilmesi gereken ilk karar: Grup alışveriş mi özel alışveriş mi?
Çoğunlukla servis sektörüne odaklı olan grup alışveriş girişimleri, tedarik süreci özel alışveriş modeline kıyasla daha kolay olduğu için giriş ve tabi ki operasyon maliyetlerinde avantaj sağlıyor. En basitinden satılan ürünlerin bir de tedarikçiden alımı ve müşteriye gönderimi ile uğraşmanız gerekmiyor.
Bu bariyer düşük olduğu için de grup alışveriş alanında hali hazırda daha fazla oyuncu bulunuyor.
Tüm bunların yanında pazar nispeten daha sakin olsa bile, özel alışveriş alanında yeni bir girişimin kendisine yer bulması grup alışveriş kadar kolay değil. Bunun sebebi de özel alışveriş servislerinde üyelik zorunluğu olması ve üye olmadan kampanya ürünlerini görmenin mümkün olmaması. Bunun detaylara indiğinizde konumlandırma ve kitleye ulaşmak adına nispeten daha zor bir ortam sunduğunu görebilirsiniz.
Çok hızlı bir örnek düşünecek olursak, özel alışveriş modelinde açtığınız bir servise eğer kullanıcıları üye yapamazsanız, kampanyalarınızdan haberdar etmek için konseptin dışına çıkmanız gerekir. Ancak grup alışveriş modelinde üyeniz olmasa bile bir şekilde kullanıcıları kampanyalarınızdan haberdar edip, onların tercih edeceği bir fırsatı satın almalarına imkan sağlayabilirsiniz. Siteye gelmese bile piyasada grup alışveriş servisi kadar tüm fırsatları toplayan servislerin de olduğunu unutmamak gerekir.
Kısacası, özel alışverişe kıyasla ilk adımda grup alışveriş servislerinin duruşu oldukça farklı. Yeni bir girişim piyasaya girdiğinde en azından bundan haberdar olan potansiyel müşteriler servisin fırsatlarını inceleyebilir ve beğenirse alışverişlerini yapabilirler. Bu senaryo özel alışverişte nispeten daha zor. Kullanıcıyı üyeliğe ikna etmek için grup alışverişe kıyasla çok daha yoğun çaba sarfetmek gerekecektir.
Grup alışverişin popüler köşeleri kapıldı
Grup alışveriş alanında sürekli duyduğunuz belirli mekanlar bulunuyor. Restaurantlar, sağlık merkezleri gibi ismine artık aşina olduğumuz bu mekanları, bugün yeni bir marka yaratarak sizin de sisteminize dahil etmeniz elbette teoride mümkün olsa da, pratikte işler o kadar kolay yürümeyecektir.
Zaten yüzbinler hatta milyonlar seviyesinde üyeye sahip sektör liderleri varken, yeni kurmuş olduğunuz girişiminizin bu tür popüler mekanların fırsatlarını sunabilmesi önemli bağlantılar gerektirecektir.
Bu sebeple radarın altında kalan alanlara, mekanlara ve konulara odaklanmakta fayda var.
Spor, çocuk, hobi, tatil gibi nispeten genel sayılabilecek alanların dışında çok daha uç olan adrenalin sporları, sağlıklı beslenme, hayvanseverler gibi nişlere odaklanmak da fark yaratabilir.
Burada dikkat edilmesi gereken en hassas nokta şu: Çok genel bir kitleye satış yapmayacağınız için satış rakamlarınız o hergün gördüğünüz binlerle ölçülmeyecek. O yüzden standart kar marjları ile hedeflediğiniz cirolara ulaşabilmek için nispeten fiyatı biraz daha yüksek fırsatlar sunmak doğru seçim olabilir. Yani, 10 TL'den 100 tane satmak yerine, 20 TL'lik kampanyadan 5o tane satabileceğiniz modeller deneyin. Aksi takdirde işinizi kurar, birkaç kişiyi mutlu eder ama şirketinizi devam ettiremeyebilirsiniz.
Aslında bu noktada tatil alanına odaklı grup alışveriş ya da özel alışveriş servislerinin potansiyelinin neden yüksek olduğu ortaya çıkıyor.
Sermayeniz yoksa fazla heyecanlanmayın
Bugün ister grup alışveriş olsun, ister özel alışveriş, eğer yeterli reklam ve pazarlama bütçeniz yoksa hiç bu alanlara bakmayın derim. Piyasada adını duyduğunuz popüler girişimler ayda 100 bin ile 500 bin TL arasında bütçeler harcıyorlar.
Tabi durum siz nişlere odaklandıysanız biraz değişebilir. Kalabalığın içinde sektörün önde gelenlerinin gür sesleri arasında sesinizi duyurmaya çalışmak yerine, çok daha küçük bütçelerle hedef kitlenize ulaşabilirsiniz.
Ama şu an için bu pazardaki ana kuralı acı ama gerçek olarak özellikle hatırlatmak istiyorum. Eğer yeterli reklam ve pazarlama bütçeniz yoksa, hatta bir süre sonra ihtiyaç duyabileceğiniz ekibi oluşturacak kaynağa sahip değilseniz, bu alanlara giriş yapmayın.
Yani...? Hala bu alanlarda fırsat var mı?
Tüm bu sözlerimin sonunda asıl cevabı tekrarlamam gerekirse, evet bu alanlarda hala fırsat var. Ama bütçelerinizi, kontaklarınızı ve sahip olduğunuz tecrübeyi kesinlikle göz önüne alarak bu alanlardan birine girmeniz gerekiyor.
Hem grup alışveriş hem özel alışveriş alanlarında henüz doldurulmamış dikey alanlar bulunuyor. Bu alanları göz önüne alın ve doğru işbirlikleriyle ilerlemeyi planlayın. Ama tekrar ediyorum, bütçenize güvenmiyor ya da ilk 6 ay sonunda yatırımcıları cezbedecek üye ve satış rakamlarına ulaşabileceğinizi düşünmüyorsanız, e-ticaretin bu parlak ve ağız sulandıran alanlarına bakmayın. Türkiye internet pazarı bu alanların dışında da son derece fırsat ve cazip seçenekler barındırıyor...
Görsel Kaynak: The Gazette