Açıklama: Şekip Can Gökalp Mixxt Türkiye Ülke Müdürü olup bu yazısı konuk yazar olarak Webrazzi'de yayınlanmıştır.
Uzun sayılabilecek bir süredir Almanya'da yaşadığım ve web işlerine orada başladığım için, küresel piyasayla bağlantılarımın büyük çoğunluğu Almanya ve Avrupa merkezli oldu. Türkiye'nin hem teknolojik, hem de kültürel anlamda en sıkı takip ettiği ülke elbette ABD, ama benim görüşüm bizim yolumuzun Avrupa'dan geçtiği yönünde.
Avrupa'nın siyasi yapısı itibariyle bunca farklı dili aynı küçük coğrafyada barındırıyor olması, tarihinden gelen bir uluslararasılık kültürünü yaratmış durumda. Farklı dillere ve kültürlere saygı, irili ufaklı tüm internet firmalarına yansımış durumda.
Avrupa'nın homojen ekonomik yapısının bir diğer getirisi de yerelliğe verilen önem. Bunun sonucu olarak Amerikalı internet devlerinin yıllar sonra lütfedip de kurdukları yerel ofisleri, Avrupalı şirketler hiç zaman kaybetmeden kuruyorlar.
Xing'in Türkiye'de yaptığı yatırım ve de son olarak Levent'te bina giydirerek "Ben buradayım!" demesi azımsanacak bir gösterge değil. Türkiye'de her sene milyonlar kazanan, ama İstanbul ofisi bir satış ofisi olmaktan öteye gidemediği şeklinde sürekli eleştirilen Google'ın -yerel yayında gösterilmek üzere- bir logo yapması bile ne büyük heyecan yaratmıştı, hepimiz hatırlarız.
Türkiye de dahil olmak üzere, gelişmekteki birçok Avrupa pazarı, batı Avrupalı genç firmaların hedefi halinde. Bunun uzantısı olarak, yatırımcılar ve büyük firma çalışanı profesyoneller de Türkiye'ye büyük ilgi gösteriyor.
Olaya diğer açıdan baktığımızda da, Türkiye'nin Avrupa'yla olan bağlarını açık şekilde görüyoruz. Avrupa'da yaşayan ve nihayet birçok başarılı işadamı, akademisyen ve politikacı üretebilen büyük Türk nüfusunun Türkiye için sağladıkları fayda çok derin. Ebay Almanya'da son derece önemli bir konumda bulunan Sina Afra, Almanya'da en büyük açılım turu yatırımını alan internet firması olan Sevenload'un kurucuları Hediye ve İbrahim Evsan, sadece birkaç yıl orada yaşamış olmasına rağmen -bana göre- bu bağlantıları ve vizyonu ile Türkiye'ye büyük bir ismin gelmesini sağlayan Çağlar Erol ve irili ufaklı onlarca firmanın başında hem internet hem de diğer teknoloji merkezli alanlarda büyük başarılar sağlayan diğer Avrupalı Türk işadamları, Avrupalının gözünde ciddi bir girişimci Türk resmi oluşturdular. Bu resmin verdiği güven ile şimdi Brains to Ventures gibi büyük melek ağları ve European Founders Fund gibi yatırım firmaları harıl harıl Türkiye piyasasını araştırıyorlar, burada bizimle iş yapmak istiyorlar.
Büyük bakirlikler sunan Türkiye internet piyasası, yok sayılamayacak bir yatırım ve iş alanı. Elbette Amerika dünyanın lideri ve orada 'bir' başarmak, Avrupa veya Uzak Doğu'da 'on' başarmakla eşit, fakat Avrupa'dan Türkiye'ye uzanan onlarca kanalı göz ardı etmemek ve değerlendirmek gerek. Dünyanın en zengin kıtası ile ilişkilerimiz bu kadar sağlamken, bunun değerlendirilmemesi yazık olurdu diye düşünüyorum.
Avrupa'daki internet piyasası ve Türkiye'yi ilgilendiren gelişmeleri bundan böyle Webrazzi'de yazmaya çalışacağım. Avrupa'da başarılı olmuş Türk girişimciler, Türkiye ile ilgilenen firmalar, yatırımcılar ve de orada tüm internet piyasasını etkileyecek ve katılınmasını gerektiğini düşündüğüm etkinlikler en çok takip ettiğim konu olacak. Böyle uzun ve soyut bir giriş yapmamdaki amaç ise aslında basit: Avrupa ile aramızdaki bariz ilişkiyi bir kez daha ortaya koymak.
Bu ilk yazıda asıl bahsetmek istediğim konuya gelirsek; yine Avrupa'nın Türkiye'ye gösterdiği ilgiyi açık şekilde ortaya koyan bir gelişmeden bahsetmek istiyorum.
TechWeb ve O'Reilly Media tarafından düzenlenen ve geçen sene dünyaya açılan Web 2.0 Expo, Avrupa ayağını bu sene de Berlin'de düzenliyor. Odak noktası yalnızca Almanya veya batı Avrupa piyasaları değil. Bu sebeple Avrupa'nın her köşesine ulaşabilmek için bir blogger programı başlatıldı. Başvurular halen sürdüğü için, katılmak isteyen bloggerların incelemesini öneriyorum.
Programın amacı, tüm Avrupa'yı kapsayacak bir ağ kurmak ve bu ağ sayesinde fuara olan katılımı en üst uluslararası düzeye çekmek. Bu vesileyle bağlantıya geçtiğim Web 2.0 Expo komünite yöneticisi Janetti Chon, Türkiye'den gelecek katılımcıların ülkeye girişini kolaylaştırmak için ellerinden gelen desteği vermek istediklerini söylediler. Halen kesinleştirememiş olsak da, vize alımını kolaylaştırabilmek için bilet alan tüm katılımcılara bir davet mektubu sağlanması söz konusu. 25 Eylül'e kadar 'early bird' olarak fuar biletlerini alabilirsiniz. Buna ek olarak, webeu08gr60 kodu girilerek alınan biletlerde %35 indirim uygulanacak. Bu da düzenlenen blogger programının bir diğer getirisi; tüm katılımcılara okurları ile paylaşmaları için bir indirim kodu veriliyor. Bu ufak indirim umarım işinize yarar.
21-23 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek fuarda -Ersan Özer'in deyimiyle: efsane yatırımcı- Martin Varsavsky, Netvibes'ın kurucusu Tariq Krim, Mozilla CEO'su John Lilly ve elbette Web 2.0'ın babası Tim O'Reilly ile birlikte onlarca önemli isim konuşma yapacak, VC'ler, Avrupalı ve Amerikalı bloggerlar cirit atacak, belki de yüzlerce startup etrafımızda olacak. Fuar haftasının hemen öncesindeki haftasonunda da, hala uluslararası katılımcılar için açılan katılımcı listesinde bol bol yer olan Barcamp Berlin 3 gerçekleşiyor. Bu iki etkinlik kombine edilerek Avrupa web piyasası bir haftalık kısa süre içinde kalbinden yakalanabilir. Ben orada olacağım, görüşmek üzere!