Bugün Türkiye'de girişimcilik hiç olmadığı kadar gözde. Özellikle de internet alanında girişimlerin hayata geçirilmesinin nispeten kolay olması pek çok gencin büyük bir hevesle girişimciliğe soyunmasına neden oluyor. Ama ne yazık ki aralarından çok azı girişimlerinin birinci yaşını kutlayabiliyorlar.
Çoğu girişimci ise işe başlarken farkında bile olmadıkları pek çok sorunla yüzleşmek zorunda kalıyor. Türkiye'de girişimcilik üzerine odaklanmış eğitimlerin henüz çok yeni ve yeterince yaygın olmaması özellikle bu konuda tecrübesi olmayan gençlerin önündeki en büyük engellerden biri.
Bugüne kadar farklı nedenlerle çok sayıda girişimci ile çalışma imkanım oldu ve şimdiye kadar en sık karşılaştığım pek çok hatadan 10 tanesini seçip aşağıda bir araya getirdim. Daha sonra burada değinmediğim diğer hataları da ayrıca listeleyeceğim. Ama umarım öncelikli olduğunu düşündüğüm maddeleri içeren bu liste sayesinde yeni girişimcilerin en azından birkaçı, daha önce defalarca yapılmış hataları tekrarlamaz ve girişimlerinin 1. yaşını Webrazzi'de hep birlikte kutlayabiliriz :)
1- İş Fikrinin Uygulanabilir Olup Olmadığına Dikkat Etmemek
Şimdiye kadar tanıştığım girişimcilerden hemen hepsi iş fikirlerinin mükemmel olduğuna yürekten inanıyorlardı. Ama sıra bu fikirleri hayata geçirmeye geldiğinde içlerinden önemli bir kısmı daha önceden akıllarına bile gelmeyen aksaklıklarla karşılaştılar. Bazen kağıt üzerinde mükemmel gibi görünen fikirlerin aslında hayata geçmesinin mümkün olmadığı iş uygulamaya gelince fark edilebiliyor.
2- Ürün, Pazar ve Rakip Analizi Yapmamak
Ürün veya hizmetini gerçekten bir sorunu çözüyor, bir ihtiyacı karşılıyor mu? Evetse, bu ürün veya hizmet için hali hazırda bir pazar var mı, yoksa bu pazarı siz mi oluşturacaksınız? Eğer pazar varsa önümüzdeki 5 yıl içerisindeki farklı aşamalarda rakipleriniz kimler olacak ya da kimler olabilir? Eğer bu sorulardan herhangi birinin yanıtını veremiyorsanız, yeni aldığınız para sayma makinesini bir kenara bırakıp önce ev ödevinizi yapmanızda fayda var…
3- Gerçekçi Bir İş Planına Sahip Olmamak
İşte bununla ilgili en sık duyduğum sözler ve sonuçları:
1- "Bir iş planına ihtiyacımız yok, biz ne yapacağımızı biliyoruz",
Sonuç: %99 ihtimalle hesaba katmadığınız bir nedenle yolda tökezleyeceksiniz.
2- "Yazılı bir şey yok da ben kısaca anlatayım…"
Sonuç: İkimizin de hayatından bir daha asla geri gelmeyecek bir 1,5 saat boşa gidecek.
3- "Bunlar teknik konular, ben bunlarla oyalanarak vakit kaybetmek istemiyorum".
Sonuç: Bunlara şimdi vakit ayırmazsan ilerde gözden kaçırdığın nedenlerden dolayı daha çok vakit kaybedeceksin.
İş planı hazırlamak okuldayken son gecede sabahlanarak tamamlanan ödevler gibi, yatırımcı görüşmesi öncesinde yapılması gereken bir iş değildir. İş planı; fikrinizin uygulanabilir ve sürdürülebilir olup olmadığını gözden kaçırabileceğiniz durumların da farkına vararak değerlendirmenizi sağlar. İş planı yapmadan bir işe girişmek, planını çizmeden bir ev inşa etmeye benzer. Derme çatma kulübeler belki biraz daha uzun süre ayakta kalabilir ama yıllarca ayakta kalmasını istediğiniz bir bina yapıyorsanız o plana ihtiyacınız var...
Diğer yandan iş planı kutsal kitap da değildir. İlk iş planınızı muhtemelen en geç 3 ay içerisinde yeni gelişmeler çerçevesinde revize etmeniz gerekecek ve aralığı değişse de revizyonlar hiç bitmeyecek…
4- Hukuki ve Mali Konulara Gerekli Önemi Vermemek
Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında bir iş yapacaksanız sizi ilgilendiren tüm hukuki ve mali konulara aşina olmalısınız. Bir hukukçu veya finans uzmanı olmak zorunda değilsiniz ama en azından en temel konuları bilmeniz, bu konuda bir bilgiye ihtiyacınız olursa nereden öğrenebileceğinizi araştırmış olmanız şart. İstemeden bile olsa atacağınız ufak yanlış bir adım altından kalkamayacağınız cezalarla karşılaşmanız anlamına gelebilir.
5- Profesyonellerden Yardım Almamak
Hukuki ve mali konularda sizin alanınıza aşina insanlarla çalışmanızın bir zorunluluk olduğu konusunda herkesin hem fikir olacağını sanıyorum. Ama bir girişim sahibi olmak bundan daha fazlasını hesabını katmak anlamına geliyor. Ekibinizin sahip olduğu bilgi birikimini mümkün olan en yüksek oranda kullanın ama örneğin işletme bilginiz yoksa, maddi imkanların el verdiği ölçüde uzman bir işletmeciden, internet piyasasına hakim değilseniz bu alandaki bir uzmandan, müşteri ilişkileri en güçlü yanınız değilse (ama işiniz için hayati önem taşıyorsa) bu alandaki bir profesyonelden yardım, destek, danışmanlık almaktan çekinmeyin. Bu profesyonellerden destek almak size ucuza mal olmayacak ama bu kişilere yüksek ücretler ödenmesinin de bir sebebi olduğunu unutmayın. (İpucu: Onlara harcadığınızdan fazlasını kazandırıyorlar).
6- Yanlış Ortaklıklar Yapmak
Ortalık yapmak kimya laboratuarında deney yapmaya benzer. Birbirine karıştırdığınız iki maddenin özelliklerini çok iyi bilmiyorsanız ortaya her türlü sonuç çıkabilir. Dolayısıyla eğer ortaklık yapacaksanız karşınızdaki insanın iş konusundaki artı ve eksilerinin neler olduğundan emin olun.
Diğer yandan ortaklıklar çoğu zaman evliliğe benzetilir. Doğru kişi ile evlenip evlenmediğinizi ancak "cicim ayları" geçtikten sonra anlayabilirsiniz. Ve aynı evlilikte olduğu gibi eğer uyum sorunları ortaya çıkıyorsa, kimsenin vaktini (ve bizim durumumuzda parasını) daha fazla harcamadan ayrılmak en iyi çözüm olabilir. Eğer ayrılmak kaçınılmaz görünüyorsa geciktiğiniz her gün, şirketteki herkes için maddi ve manevi çok daha sıkıntılı bir ayrılığa neden olur.
7- Tecrübesiz Olduğu Alana Girmek
Ana işiniz (core business) ne ise kurucular arasında en az bir kişinin o alana hakim olmasında büyük fayda var. Eğer herhangi bir üretim yapıyorsanız belki bu işi yapması için işe birini alabilirsiniz ama yine de sürecin doğru yönetilmesi için kuruculardan birinin üretimi biliyor olması şart. Bunun yanı sıra satış ve pazarlama konusunda tecrübeli bir ortak da (sektörünüzü tanımıyor olsa bile) çok faydalı olacaktır.
Sadece çok karlı olduğu duyduğunuz için hakkında hiçbir bilginiz olmayan bir işe girmek yapılabilecek en büyük hatalardan biri. Öncelikle büyük ihtimalle bilmediğiniz bu sektörü yanlış değerlendiriyorsunuzdur ve sandığınız kadar karlı değildir. Eğer gerçekten o karlıysa bu sefer de o alana hakim rakiplerle, sizin tanımadığınız bir pazarda rekabet etmek zorunda kalırsınız ki, bu ilkinden de daha kötü bir hamle olabilir.
8- Sermayeyi Çok Erken ve Yanlış Kullanmak
Genç girişimciler genellikle sınırlı bir sermaye ile işe başlarlar. Böylesine kısıtlı kaynaklarla yola devam edebilmek için sermayeyi maksimum etkili bir şekilde kullanmak gerekli. Özellikle başlangıçta ihtiyacınız olmayan hiçbir şey almayın, buna personel de dahil. İşinizi yapabilmek için önceliklerinizi çok net bir biçimde belirleyin ve ayağınızı bu belirlediğiniz önceliklere göre uzatın. Cebinizdeki parayı önce kağıt üzerinde harcar ve bu sırada en azından 12 aylık bir süreyi hesaba katarsanız az olduğunu düşündüğünüz sermayenizin gereksiz ve plansız harcanmadığı taktirde aslında ne kadar yeterli olduğunu görebilirsiniz.
Ayrıca bu konuda sık yapılan bir hatada girişimcinin işine ait hesap ile kendi kişisel hesaplarını birbirine karıştırmasıdır.
9- İş Kurmak ile İşletmeciliği Birbirine Karıştırmak
İşletmecilik önemli ve iyi bir işletmeci çalıştığı kuruma çok fayda sağlayabilir. Ama o işletmecinin asla kafa yormak zorunda olmadığı sorunları işletmenin sahibi muhtemelen her gün düşünüyor. Bir girişimci işletmeciliğini de yaptığı kendi işinin aynı zamanda kurucusu olduğu için her iki tarafı ilgilendiren konularla da ilgilenmek zorunda. İşletmecilik dışarıdan kolay gibi görünebilir ("şuraya bir garson daha alsalar bu kadar beklemek zorunda kalmazdık"), ama işin içine girene kadar fark edemeyeceğiniz pek çok değişken bulunuyor. İşletmecilik bu kadar zorken, iş kurmanın bundan daha fazlası olduğunu unutmamak gerekli.
10- Çıkış Stratejisi Yapmamak
Benim tanıma şansı bulduğum girişimcilerin büyük bir kısmı girişimleri ile çok sıkı duygusal bağlar kuruyorlar. Bazıları için çıkış stratejisinden bahsetmek bile hakaret (veya ihanet) anlamına geliyor. Ama ne yazık ki tüm ciddi girişimcilerin bir çıkış stratejisine ihtiyaçları var. Çıkış strateji deyince ilk akla gelen mutlu (ve zengin) bir erken emeklilik olabilir. Ama daha en baştan çıkış stratejisini düşünmeye başlamanın bundan daha fazla nedeni var. Her şeyden önce bir yatırımcı ile görüşecek olursanız bu konudaki sorulara hazırlıklı olmalısınız. Yatırımcıların büyük bölümü zaten sadece çıkış gördükleri işlere yatırım yaparlar ve çıkış stratejisi olmayan bir girişimci her zaman onların gözünde olumlu bir izlenim bırakmayabilir.
Eğer gerçek bir girişimciyseniz çıkış yapmak sizi bir sonraki heyecan verici girişimize çok daha ciddi bir sermaye ile başlamanıza katkıda bulunabilir.
Ayrıca eğer uzun vadeli düşünüyorsanız çıkışı sadece kendiniz için değil, hissedarlarınız için de hesaba katmalısınız. İşin kurucusu olarak hissedarlarınızın bu işten maksimum kar elde etmelerine katkıda bulunmak sizin işinizin bir parçası.
Bonus- Büyük Resmi Görememek
Girişimcilerin en sık yaptıkları en basit hatayı sona sakladım: Büyük resmi görememek. Pek çok girişimci gündelik işlere veya üretim sürecine o kadar kendini kaptırırken çevrelerinde neler olup bittiğini gözden kaçıyorlar. Siz çok zaman alan ama aslında çok önemli olmayan bir konuya fazlasıyla odaklanmışken diğer konularda geri kalabilir, büyük fırsatları gözden kaçırabilir, rakipleriniz yeniliklerle pazarı değiştirebilir ve hatta değişen ekonomik koşullar artık söz konusu işi yapmak için uygun olmayacak hale gelebilir.
Girişiminizdeki öncelikli göreviniz ne olursa olsun kendinize nefes alacak, her şeye dışarıdan bakarak durumları değerlendirecek zaman ve imkan yaratın...
Görsel Kaynaklar: UpComingEntrepreneurs, eBizCash, BizPlanIt