Yapay zeka şirketleri, telif hakkıyla korunan içerikler için neden ödeme yapmak istemiyor?

Kimi şirketler, telif hakkı ödemelerinin teknolojik ilerlemeyi engelleyebileceğini dile getirirken, diğerleri ise inovasyonu teşvik eden yeni modellerin oluşturulması gerektiğini vurguluyor.
Yapay zeka şirketleri, telif hakkıyla korunan içerikler için neden ödeme yapmak istemiyor?

Teknoloji dünyasında, yapay zeka şirketlerinin telif hakkı konusu üzerinde yaptığı tartışmalar büyük bir önem taşıyor. Bu konuda Meta, Google, Microsoft, Adobe, StabilityAIAnthropic gibi önde gelen teknoloji şirketleri farklı perspektiflerle yaklaşıyor. Şirketler arasında, telif hakkına tabi materyallerin yapay zeka eğitiminde kullanımı konusunda farklı görüşler bulunuyor. Kimi şirketler, telif hakkı ödemelerinin teknolojik ilerlemeyi engelleyebileceğini dile getirirken, diğerleri ise inovasyonu teşvik eden yeni modellerin oluşturulması gerektiğini vurguluyor.

ABD'de telif hakkı yasalarının yönetimi ve uygulanmasıyla görevli olan ABD Telif Hakkı Ofisi'nin (US Copyright Office) bu değişiklikleri tartışmaya açması, özellikle geçmişte artan telif hakkı ihlali davalarıyla yakından ilişkili. Sanatçılar, yazarlar ve geliştiriciler, telif hakkı koruması altındaki materyallerin kullanımıyla ilgili çeşitli endişeler ve argümanlar sunuyor. Bu tartışmaların teknoloji ve yaratıcılık alanları üzerinde önemli etkileri olabileceği düşünülüyor.

Gelin, bu argümanlara göz atalım.

Meta ve Google

Meta, yapay zeka eğitimi için telif hakkı sahiplerine ödeme yapmanın zorluklarına dikkat çekiyor. Önceden belirlenmiş bir lisanslama sistemi uygulamak, milyonlarca eser arasında hak sahiplerini belirlemenin ve onlara adil bir telif ücreti ödemenin ne denli karmaşık bir süreç olduğunu gözler önüne seriyor.

Meta'nın vurgusu, her bir eserin yapay zeka eğitimindeki nispeten sınırlı rolü ve bu eserlerin geniş veri setleri içindeki önemsizliği üzerinde yoğunlaşıyor. Bu durum, telif hakkı sahiplerine adil ödemelerin belirlenmesinde ve uygulanmasında kaos ve belirsizliğe yol açabilir. Bu nedenle, Meta, telif hakkı sahiplerine ödeme yapmanın zorluklarına ve bu sürecin karmaşıklığına özellikle vurgu yapıyor.

Google, yapay zeka eğitimini bir kitabı okuma sürecine benzetiyor çünkü veri toplama aşamasında, telif hakkına tabi olan materyalleri orijinalinden değiştirmeden inceliyor. Şirketin görüşüne göre, eğer bu süreç telif hakkı olan materyallerin yeniden kopyalanmadan gerçekleştirilebilseydi, telif hakkı sorunu ortaya çıkmayacaktı.

Google'ın bakış açısına göre, veri toplama süreci, aslında telif hakkı yasalarını sadece uygulamakla kalmıyor, aynı zamanda yasal bir adım olarak değerlendiriliyor. Yani Google bu süreçte orijinal materyallerin sonucunu değiştirmeden kopya oluşturmamayı hedefliyor. Bununla telif hakkına tabi içeriklerin kullanımında orijinalliği korumayı amaçlıyor.

Microsoft

Microsoft, mevcut telif hakkı yasasının değiştirilmesinin, özellikle küçük ölçekli yapay zeka geliştiricileri üzerinde olumsuz etkilere sahip olabileceğini belirtiyor. Şirket, eğitim amaçlı kullanılacak materyaller için izin alınmasının, yapay zeka inovasyonunu kısıtlayabileceğine işaret ediyor. Bu, bir eserin kimliği ve sahibi bilinse bile, yapay zeka modellerinin geliştirilmesi için gerekli veri ölçeğine ulaşmanın zorluğundan kaynaklanıyor. Bu durum, genellikle sınırlı kaynaklara sahip olan yeni girişimleri etkileyebilir ve yapay zeka gelişimini, genellikle büyük şirketlerin sahip olduğu lisanslama programlarıyla sınırlayabilir.

Microsoft'un endişesi, telif hakkı düzenlemelerinin sıkılaştırılmasının, bu durumda özellikle küçük geliştiricilerin yenilik yapmalarını engelleyebileceği ve yapay zeka gelişimini sınırlayabileceği yönünde. Bu durum, sektördeki yenilikçiliği kısıtlayabilir ve farklı gelişim modellerini sınırlayabilir, çünkü bu durum yeni oyuncuların sektöre girişini engelleyebilir ve mevcut oyuncuların hakimiyetini pekiştirebilir.

Anthropic

Anthropic, mevcut yasal düzenlemelerin mevcut durumda yeterli olduğunu ve değiştirilmemesi gerektiğini savunuyor. Diğer şirketlerle karşılaştırıldığında, Anthropic, mevcut yasaların yapay zeka teknolojileri için uygun olduğuna inanıyor ve mevcut düzenlemelerin genel etkilerinden memnun. Diğer bir deyişle, diğer şirketler mevcut düzenlemelerde değişiklik yapılmasını desteklerken, Anthropic mevcut durumun korunması gerektiği görüşünü savunuyor.

Anthropic'in duruşu önemli. Çünkü mevcut yasal düzenlemelerin yapay zeka teknolojileri için uygun olduğunu savunarak değişiklik yapılmasına karşı çıkıyor. Bu, mevcut yasaların yapay zeka endüstrisinde uygun olduğunu düşünen bir perspektifi temsil ediyor. Bu durum, yapay zeka alanında faaliyet gösteren şirketlerin ve paydaşların farklı fikirleri ve talepleri olduğunu gösteriyor. Bu farklı perspektifler, yapay zeka teknolojileri için gelecekteki yasal düzenlemelerin şekillenmesinde ve endüstrinin gelişiminde önemli rol oynayabilir.

StabilityAI ve Apple

StabilityAI, dünya genelinde bazı ülkelerin yapay zeka modellerinin eğitimini adil kullanım olarak kabul ediyor. Çeşitli ülkeler, yapay zeka modellerinin eğitimi sırasında adil kullanımı teşvik etmek için telif hakkı yasalarını değiştiriyorlar. Bu ülkeler arasında Singapur, Japonya, Avrupa Birliği, Kore Cumhuriyeti, Tayvan, Malezya ve İsrail yer alıyor.

Örneğin İngiltere, yapay zeka endüstrisini geliştirmek istediği bir dönemde, mevcut verilerin toplanması ve yapay zeka tarafından üretilen sonuçların telif hakkı ve fikri mülkiyet yasalarıyla korunması gerektiğini öneriyor. Bu öneri, yapay zeka eğitiminde telif hakkı yasalarındaki değişikliklerin adil kullanımı teşvik etmeye yönelik olduğunu gösteriyor. Yani, bu değişiklikler, yapay zeka eğitimini geliştirirken mevcut yasaların adaletli kullanımını destekliyor.

Apple, yapay zeka tarafından üretilen kodların telif hakkı koruması altında olması gerektiği konusunda bir standart belirlemek istiyor. Eğer insan bir geliştirici, yapay zeka tarafından üretilen kodları değiştirebiliyor veya kontrol edebiliyorsa, o durumda ortaya çıkan sonuç telif hakkı koruması altına giriyor. Bu durum, insan etkisinin son ürün üzerinde belirleyici olduğu ve bu nedenle oluşan kodun telif hakkı yasaları kapsamına girebileceği anlamına geliyor.

Adobe

Adobe, yapay zeka döneminde telif hakkı ve yaratıcı haklarının önemini vurguluyor. Telif Hakkı Ofisi'nin bu konuda toplumun görüşlerine rehberlik etmesini ve desteklemesini takdir ediyor. Adobe, devlet, endüstri, yaratıcılar ve halkla birlikte çalışarak, herkes için yapay zekanın doğru şekilde geliştirilmesini ve uygulanmasını sağlamayı amaçlıyor. Sega v. Accolade olayını örnek olarak gösteriyor. Bunun Telif Hakkı Yasası ile ilgili önemli bir karara yol açtığını düşünüyor.

Hatırlatmak gerekirse mahkeme, Sega'nın oyun konsolu uyumlu oyunlar geliştirmek amacıyla yapılan ara kopyalama işlemini, yani Accolade'ın yaptığı kopyalamayı, adil kullanım olarak değerlendirdi. Accolade, bu kopyaları üretirken, tersine mühendislik yöntemiyle oyun konsolunun işlevsel gereksinimlerini keşfetti. Bu durum, bağımsız olarak üretilen oyun sayısında bir artışa neden oldu. Oyunlar, işlevsel ve yaratıcı özellikleri bir arada barındırıyordu. Yani, bu karar, Telif Hakkı Yasası'nın yaratıcı ifadeyi teşvik etme amacına uygun olarak, ara kopyalamanın adil kullanım olarak değerlendirilmesine yol açtı.

İnsanların yapay zeka tarafından üretilen kodları kontrol edebildiği ve bu kodlarda kişisel değişiklikler yapabildiği durumlarda, sonuç telif hakkı korumasına tabi olabilir. Bu, yapay zeka tarafından oluşturulan içeriğin insan etkisiyle birlikte üretilen ve değerlendirilen işler olarak kabul edilmesini ve telif hakkı korumasına alınabilmesini gerektiriyor.

Görsel Kaynak: Depositphotos

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.