Blockchain’in sadece arkadaşlarınızla konuştuğunuz yeni ve heyecanlı bir konu olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hollywood dahil olmak üzere bütün dünya bugünlerde bunu konuşuyor. Özellikle hayatın her alanından farklı iş kolları bununla ilgili konuşmak, hatta belki toplantılar düzenlemek zorunda. Çünkü gelecek burada ve geride kalmamak için adapte olmaları gerekiyor.
Mesela Fox Entertainment kanalı bu akımı bir fırsata çevirmek isteyen kurumlardan biri. Geçenlerde Blockchain Creative Labs ile kuracağı yeni NFT platformu için 100 milyon dolarlık bir sanatçı fonu ayırdığını açıkladı. Blockchain Creative Labs’in buradaki ana işlevi, Fox Entertainment’ta yayınlanacak dizi ve filmlerdeki karakterlerin ve bu sahnelere uygun arka plan, hareketli gif gibi yaratıcı işlerin NFT’lerinin üretileceği pazar yerini işletmek olacak. Aynı pazar yeri için Fox Entertainment’a Marvel’in de katıldığını belirtelim. Marvel evrenindeki karakterlerin NFT’leri bu platformda olacak.
Aracıyı aradan çıkarmak
Blockchain’in belki de en çok içerik üreticilerine faydası dokundu çünkü artık içerik üreticiler, aracı rolü üstlenen ‘dağıtımcılar’a mecbur değiller. Kendi ürünlerini kendi hedef kitlelerine, izleyicilerine ulaştırabiliyorlar. Hatta kendi kitleleri tarafından fonlanıyorlar. Dünyanın en büyük yetenek temsilcilerinden biri olan CAA (Creative Artists Agency) iş geliştirme başkanı Michael Yanover’ın konu hakkındaki görüşü şöyle:
“İnanıyoruz ki; Blockchain teknolojisi ve NFT’lerin yükselişiyle birlikte eğlence dünyasında hikâye anlatıcılarına, trend yaratıcılarına, ikonlara ve düşünce liderlerine eşi benzeri görülmemiş fırsat kapıları açılacak.”
Blockchain’e inandıklarının adeta bir kanıtı gibi kurumun, Theta Onaylayıcı Şirket ve Yönetim Konseyi'ne (Enterprise Validator and Governance Council) katıldığını da ekleyelim. Kurulda, kripto firmaları ve yatırımların yanı sıra Google, Samsung ve Sony de yer alıyor. Blok zincir tabanlı bir yayın platformu olan THETA.tv'nin, platformundaki yayıncıların ve izleyicilerin TFUEL cinsinden kripto para kazanmasını sağladığını hatırlatmakta fayda var..
24 Eylül 2021’de yayınlanan, dünyanın ilk NFT filmi Zero Contact’in başrolünde Anthony Hopkins oynuyor. Bu filmin NFT’si aynı zamanda dünyanın ilk interaktif sofistike bulmacasını içeriyor. Bu interaktif bulmaca çözüldükçe gerçek zamanlı olarak güncelleniyor ve nihayetinde Zero Contact evreninde gizlenmiş bir ödüle işaret ediyor. Bir başka deyişle adeta dijital bir hazine avı! Filmin yayınlandığı platform olan Vuele bütün bunları bir de imzalı poster ve kamera arkası görüntülerden oluşan bir ödül paketi çekilişiyle taçlandırdı.
Moviecoin ise tam da şu sıralar Russell Crowe’un başrolünü oynayacağı Prizefighter filmine fon topluyor. Opensea’den alınan NFT’ler, sahiplerine bir akıllı kontrat vasıtasıyla otomatik olarak filmin kârından binde 16 pay verecek. Bahsi geçen NFT’ler filmde kullanılan orijinal objelerden oluşuyor ve size fiziksel olarak yollanıyor.
Türkiye'deki sinema ve dizi endüstrisinin de bu akımdan geri kalmadığını belirtelim. Bu noktada Engin Altan Düzyatan'ın da kurucularından olduğu sinema ve dizi dünyası için NFT projesi Wideangle'ı sizlere tanıtmıştık. Wideangle, NFT’ler aracılığıyla sinema, dizi ve diğer tüm dijital içeriklerin yapımını ve dağıtımını desteklemeyi planlıyor.
Peki seyirci kitlesi açısından bütün bunlar ne demek?
Pek çok insan Hollywood’un blockchain’i kucaklamasından oldukça memnun çünkü bunun karar verme sürecini olumlu yönde etkileyeceğini, izleyiciye daha çok seçme hakkı vereceğini düşünüyorlar.
Bir ‘hepsi bir arada’ kripto cüzdanı ve blockchain firması olan Blackfort Wallet’ın Medium’da yayınlanan bir yazısına göre:
“İzleyicilerin seçme hakkı yok. Birkaç yapımcı şirketten oluşan küçük bir kalabalık, geri kalan insanlığın ne izleyeceğine karar veriyor. Bu da kaliteli yapımların önündeki en büyük engel. Blockchain, oyunun kurallarını değiştiren bir teknoloji olarak devreye giriyor ve bir kurtarıcı rolü üstleniyor. Film yapımı kararları ve fonlama konusunda merkeziyetsiz bir oluşumu mümkün kılıyor. Böylece ana karakter izleyicinin kendisi oluyor. Çünkü izleyici bu sistemde ne izleyeceğine oy verebiliyor ve bunun yapımını fonlayabiliyor. Hatta film başarılı olursa kâr da ediyor.”
Bir yönetmen token çıkartabilir ve yeteri kadar token satarsa filmini finanse edebilir. Ayrıca hem filmin tanıtımını yapmak hem de finanse etmek için, çıkacak filmiyle ilgili NFT’ler üretip satabilir. Hatta bir sinema sanatçısı, kendi projesi için yarattığı NFT’lerin satışı üzerinden bir çekiliş gerçekleştirebilir ve ödül olarak bir hayranı ile bir gün geçirebilir. Böyle bir ortamdan çıkacak olan filmin tamamen özgün olacağını belirtelim. Hiçbir stüdyonun dayatmasına, sansür ve değişikliklerine maruz kalmayacak bağımsız bir film…
Hollywood’un o bilindik formülünden sıyrılıp böyle özgürce yapılan bağımsız filmleri izlemeye hasret kalmadık mı?
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap