Pandemi ile birlikte yaşanan dijital dönüşüm, bilhassa e-ticaret sektörünü olumlu olarak etkiledi. Geçtiğimiz günlerde sizlerle paylaştığımız, TÜSİAD ve Deloitte Digital iş birliği ile hazırlanan e-Ticaret Raporu'na göre 2021 yılının ilk yarısında ülkemizde e-ticaret hacmi 161 milyar TL olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 49 oranında büyüme yaşandı.
Durum böyle olunca artık akla hayale gelebilecek her ürünü online platformlardan satın almaya başladık. Gıda ürünlerini, giyim ürünlerini, elektrik-elektronik ürünlerini, ev eşyalarını kısacası her şeyi aynı e-ticaret platformunda bulur hale geldik. E-ticaret platformlarının işleyiş mantığının nasıl olduğunu aslında tüm internet kullanıcıları çok iyi biliyor, yine de ben bir özet geçmek istiyorum. Mağazalar, bireysel satıcılar veya bayiler bu platformlara satıcı olarak üye oluyor, e-ticaret platformları aracılığıyla ürünlerini tüketicilere satabiliyorlar. Böyle bir rekabet ortamında, online platformlardan satış yapanlar da doğal olarak rakiplerinin önüne geçme imkanı yakalıyor.
Bosch, bayiliklerin online platformlardan kendi ürünlerini satmasını istemedi
Ancak Bosch, geçtiğimiz dönemde ilginç bir talepte bulundu ve kendi bayiliklerinin online platformlardan üzerinden satış yapmasını engellemek istedi. Şu anda MediaMarkt ile anlaşmış olan şirket, ürünleri sadece bu platformdan ve kendi online platformundan satmak istediğini belirtti ve bayiliklere bu konuda engel gelmesi gerektiğini dile getirdi. Şirketin bu talebine Rekabet Kurumu'ndan yanıt gecikmedi.
Bosch'un etkinlik kazanımına yönelik açıklamalarının bedavacılığı önlemeye, dağıtım sisteminin etkinliğini ve marka imajını korumaya çalışma amacına hizmet etmediği, başka bir deyişle incelemeye konu kısıtlamanın “etkinlik kazanımı sağlama” amacına hizmet eder nitelikte olmadığı, pazar yerlerinden yapılan satışların yasaklanmasının, internet üzerinden alışverişin yaygın bir şekilde kullanıldığı günümüzde tüketici faydası sağlamaktan uzak olduğu, online platformlarda yetkili satıcıların satışlarının tamamen yasaklanmasının marka içi ve markalar arası rekabeti azaltabileceği, pazara girişleri engelleyebileceği ve yetkili satıcıların internet kanalının önemli bir kısmına erişimini engelleyeceği ve piyasadaki rekabeti görece küçük ve zayıf teşebbüsler aleyhine bozabileceği için rekabeti olumsuz etkileyebileceği ve Bosch'un söz konusu sirküleri uygulama amacına ulaşmak için alternatif başkaca yollar bulunduğu, aynı zamanda söz konusu davranışın sağlayıcıların yetkili satıcılarının yeniden satış fiyatlarını kontrol altında tutmasında kolaylaştırıcı bir davranışa da yol açabileceği değerlendirmeleri yapıldı.
Rekabet Kurumu: "Bayilere satış yasağı yok"
Yapılan incelemeler neticesinde ayrıca, bayilik sözleşmeleri ile seçici dağıtım sistemi üyesi olan bayilere “son kullanıcılara aktif satış yasağı”, “münhasır müşteri tahsisi” ve “tek elden satın alım yükümlülüğü” getirildiği saptandı. Bu kapsamda söz konusu bayilik sözleşmesi hükümlerinin anlaşmaları grup muafiyetinden çıkaran sınırlamalardan olmaları sebebiyle grup muafiyetinden faydalanamayacakları; bununla birlikte bireysel muafiyet koşullarını sağlamamaları nedeniyle bireysel muafiyet de alamayacakları tespit edildi.
Bosch, 60 gün içinde yargıya gidebilir
Peki, bunlar ne demek?
Aslında olayın özü şu; Bosch'un bayiliklerin satışını engellemek istemesi, markalar arası rekabeti azaltabileceği, tüketici faydası sağlamayacağı gibi gerekçeler nedeniyle reddedildi. Rekabet Kurumu, bayiliklerin online pazar yerlerinde Bosch ürünlerinin satışını yapabileceklerini söyledi. Yayımlanan kararda, 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildiği bilgisi paylaşıldı.
Yani sonuç olarak anlıyoruz ki bayilikler Bosch ürünlerini online pazar yerleri üzerinden satmaya devam edecekler. Bosch aynı zamanda, hem kendi anlaştığı şirketler üzerinden hem de kendi platformu üzerinden ürünlerini satabilecek, fakat bayiliklerin satışlarına da karışamayacak.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap