İnternet ekosisteminin yakından tanıdığı isimler arasında yer alan Duygu Öktem Clark, Türkiye'nin ilk kurumsal hızlandırma programı Türk Telekom Pilot ve DO Ventures kurucusu... Deneyimli isim, ailesinin küçük yaşlardan itibaren ekonomik özgürlüğün ve kendi ayaklarının üzerinde durmamın ne kadar önemli olduğunu öğrettiğini anlatarak başlıyor söze. Memleketi Eskişehir’de yer alan Anadolu Üniversitesi'nin Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nü severek okuduğunu söylüyor ve ekliyor: "Bölümde kız öğrenciler olarak sayıca çok azdık."
Okuduğu okul ve bölümle ilgili sözlerine şöyle devam ediyor: "C Programlama dersini Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü öğrencileriyle birlikte alıyorduk örneğin. O zaman toplam içinde sayımız iyice azalıyordu. Ancak, okulda hiçbir şekilde ayrımcılığa uğramadım. Aksine, sayımız az olduğu için saygı gösteriliyordu. Bilgisayar Mühendisliği eğitimi bana, sonradan hayatımın her alanına uyguladığım analitik düşünme yeteneğini kazandırdı."
Duygu Öktem Clark, okulu bitirir bitirmez iş hayatına atılmış. TÜBİTAK'ın sınavlarına girmiş ve kazanmış. Bu dönem Duyu Öktem Clark için dönüm noktası olmuş. Clark o zamanları şu sözlerle hatırlıyor: "TÜBİTAK’ın Başkanı Prof.Dr. Nükhet Yetiş idi. TÜBITAK gibi önemli bir kurumun başında, hem bir mühendis hem de bir kadının olması bana çok ilham verdi."
Clark, Türkiye adına AB Ar-Ge Programları’nı yöneten AB 7'nci Çerceve Programları Ofisi’nde (şimdiki adı Horizon 2020), EUREKA teknoloji projelerinden sorumlu olduğunu söylüyor. "Teknik olarak donanımlıydım. Ancak bu işi yapmak için is geliştirme ve diplomasi konularında da kendimi geliştirmem gerekti" diyerek henüz 24 yaşında, Türkiye'yi Avrupa Komisyonu’nda ve Avrupa’da temsil ettiğini anlatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
"Türk ve Avrupalı ortaklar arasında toplamda 150 milyon dolardan fazla büyüklüğe sahip Ar-Ge ortaklıkları kurulmasını sağladım. Bu sayede hem çok çeşitli iş modelleri görme hem de Avrupa ülkelerini tanıyıp, iş yapma şansım oldu. Beni genç yaşta böyle büyük ve önemli bir sorumluluğun altından kalkabileceğim konusunda cesaretlendiren ve yol gösteren patronum, su anda ACT VC Yönetici Ortağı olan Okan Kara’ydı. Kara gibi vizyon sahibi liderlerin iş hayatında yer almasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. 20’den fazla Avrupa ülkesinde katıldığım toplantılarda, çoğu zaman oradaki tek kadın ben oluyordum. Bu sadece Türkiye’ye özgü bir sorun değil. TÜBITAK o donem, hafta sonları telafi etmek şartıyla, haftada iki yarım gün okula gitmemize izin veriyordu. Ben de, ODTÜ’de Bilişim Sistemleri Bölümü’nde yüksek lisansa başladım. Kız öğrenciler olarak sayımız az olmasına rağmen, ODTÜ’de hiçbir şekilde ayrımcılığa maruz kalmadım."
Türk Telekom Pilot' kurdu
Bundan sonra Duygu Öktem Clark'ın kariyerinde Türk Telekom dönemi başlamış. Ar-Ge Bölümü'nü kurmak üzere Güney Kore’deki üst düzey görevinden transfer edilen Enis Erkel’in teklifi üzerine Ankara’dan İstanbul’a taşındı. 27 yaşında, 30 bin çalışanı olan şirketin en genç yöneticisi olarak işe başladığımda sektörde pek çok kişi şüpheyle baktığını anlatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Sebebi; hem teknoloji sektöründe kadın yönetici sayısının çok az olması hem de genç yaşımdı. Ben de hem Enis Bey’in güvenini boşa çıkartmamak hem de şüphelerin haksız olduğunu kanıtlamak için çok çalıştım. Bu haftada 100 saate çıkıyordu. Bütün gün ofiste çalışıp, eve sadece uyumak için gittiğim uzun bir donem oldu. Departmanı sıfırdan kurdum ve ekibimi oluşturdum. Hiç AB projesi olmayan şirketi, en başarılı sanayi kuruluşları listesine 4'üncü sıradan sokmayı başardık ve bu başarıyı anlatmak üzere Avrupa Komisyonu tarafından davet edildik. Toplam proje büyüklüğü 250 milyon dolar olan 17 tane Ar-Ge Projesi’ni ekibimle hayata geçirdik."
Bu başarının üzerine yeni sorumluluklar gelmiş. Ar-Ge projelerinin ticarileştirilmesinden de sorumlu olmuş. Clark, burada Türk Telekom’un müşteri tabanını, kaynaklarını ve tecrübesini, 'girişimlerin yenilikçi fikirleri ve çevikliği ile birleştirirerek hem şirket yeni ürünleri daha hızlı nasıl geliştirebilir hem de girişimleri nasıl büyütmesi gerektiği üzerine çalıştığını anlatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Ekibimle ve bir hızlandırma programı tasarladık. Tek sorun, şirkette kimsenin bundan haberinin olmamasıydı. Girişimcilerin yaptığı gibi 5 dakikalık bir sunum hazırladık. Diğer departmanların yöneticilerini ikna etmek için 32 ayrı toplantı yaptık. Değişim sancılıdır. Herkes hemen ikna olmadı. Ancak bunun sebebi kadın olmam değil, şirket tarihinde ve Türkiye’de daha önce yapılmamış bir şeyi yapmaya çalışmamızdı. Yılmadık, ve en sonunda CEO’muz dahil tüm yöneticileri ikna etmeyi başardık. Girişimcilerle yapılacak sözleşmenin hukuk ekibi ile hazırlanmasından, logo tasarımına, isminin bulunmasından, Pilot ofisinin parkelerinin seçilmesine kadar her şey ile ilgilendik. Kilit departmanların yöneticilerinden oluşan bir grup ve ekosistemden çok değerli isimlerin desteği ile Pilot’u yürüttük. Şirketin tüm departmanlarını aynı amaç etrafında birleştirip, kültür değişimini yönetmek kolaydı diyemem ama çok öğretici bir liderlik deneyimiydi. Pek çok ödül aldık, Avrupa’nın en iyi girişim programlarından biri seçildik. Çok mutluyum ki, Pilot bugün girişimcileri desteklemeye devam ediyor. Benden ve ekibimden devralan arkadaşlarım da çok güzel bir şekilde devam ettiriyorlar. Daha gecen hafta Berkeley Executive MBA’de Konuk Öğretim Üyesi olarak büyük bir şirket içinde nasıl girişim kurup yönettiğimizi anlattım."
Türk Telekom Pilot’u yönetirken birçok kez Silikon Vadisi’ne gittiğini anlatıyor. Oradaki ekosistemin onu etkilendiğini söylüyor. Yaptığı seyahatler sonunda San Francisco’ya taşınmaya karar verdiğini belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Çalıştığım şirkette çok iyi bir pozisyondaydım. O yüzden pek çok kişi bu kararıma şaşırdı ve vazgeçirmeye çalıştı. Henüz bekar ve çocuğum yokken tek başına yeni bir ülkeye gitmenin, risk almanın daha kolay olacağını düşündüm. Hem melek yatırımcı olarak hem de temsil ettiğim Avrupa merkezli bir VC fonu adına girişimlere yatırım yapmaya başladım. O dönem Y Combinator (YC) bir yatırımcı grubu kuracağını ve davet usulü yatırımcıları bu gruba alacağını duyurdu. Ben de davet edilen yatırımcılar arasında oldum, bu nedenle portföy YC girişimleri ağırlıklı. Fırat İşbecer gibi beni tanıyan arkadaşlarım, 'Biz de orada seninle yatırım yapmak istiyoruz' dediler ve böylece bir fon oluşturduk."
Bu fonla 15 tane yatırım yaptı. Aynı zamanda İs Bankası’nın SF iştiraki olan MaxiTech’in Venture Partner’ı ve Avrupa İnovasyon Konsulu’nun fonu için tüm Avrupa’dan en iyi girişimlerini seçen jüri heyetinde. Bu yoğun tempoda, Leyla Alaton’un ona öğütlediği 'Hayatınızı paylaşacağınız eş seçimi çok önemli' sözünü hatırladığını ve bu konuda seçimi iyi yaptığımı ve şanslı olduğunu düşündüğünü aktarıyor."
"Yeni bir oluşum içindeyiz"
Teknoloji dünyasında cinsiyet üzerinden yapılan ayrıma kadın-erkek mevzusu üzerinden bakmamaya çalıştığını söylese de elindeki verilerin çok da iç açıcı olmadığını belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Durum, Silikon Vadisi’nde de farklı değil. Geçen sene kurucuları kadın olan girişimlerin VC yatırımlarından aldıkları pay yüzde 2.2. Bunun yalnızca kadınların çözeceği bir mesele olduğuna inanmıyorum, kadın-erkek hep birlikte çözüme katkı vermemiz gerekiyor. Kariyerimde yol gösteren Okan Kara, Enis Erkel’in yanında potansiyelimi gerçekleştirmem için hep destek olan Leyla Alaton ve Magdalena Yeşil’in katkıları benim için çok değerli. Öğrendiğiniz şeyleri ancak başkasına aktardığınız zaman daha değerli oluyor. Bu nedenle parçası olduğum, Silikon Vadisi’ndeki kadın yatırımcılar tarafından kurulan AllRaise ile kadın girişimcilere mentorluk veriyorum. Hamdi Ulukaya, Prof. Selçuk Şirin ve HUG ekibi ile birlikte Hamdi Ulukaya Girişimi kapsamında her sene seçtiğimiz girişimleri ve girişimci adaylarını destekliyoruz. Silikon Vadisi’ndeki Türkler olarak, girişimleri destekleyeceğimiz yeni bir inisiyatife de liderlik yapıyorum, çok yakında detayları paylaşacağız."
Serinin diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz!
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap