Pazartesi günü çiçeği burnunda ABD Başkanı Joe Biden, hükümetin büyük çoğunluğu benzin veya dizel yakıtla çalışan 600 binden fazla sivil aracının elektrikli araçlarla değiştireceğine dair söz verdi ve ekledi: "ABD'de üretilen temiz elektrikli araçlarla değiştireceğimiz muazzam bir araç filosuna sahip olacağız."
2030'da pazarın yüzde 5'ini oluşturacak
Biden ilk gündem maddelerinden biri temiz enerji ve elektrikli araçlar... Avrupa'da da büyük otomobil üreticileri, elektrikli araç rekabetine dahil olmak için çabalıyor ve bu konudan geri kalmayacak adımlar atıyor. Fransa, 2040 yılından sonra benzinli ve dizel otomobil satışının yapılmayacağını açıkladı. Norveç, Hollanda ve Almanya gibi ülkeleri içeren 18 ülkeden oluşan pazar bölgesinde 100 binden fazla yeni elektrikle çalışan otomobil tescil edildiği belirtildi. Bir yılda en çok elektrikli aracın satıldığı ülke olan Norveç'te bu araçların piyasadaki satış oranının yüzde 65'i aşması bekleniyor. Bu yönde yayınlanan tahminler, bu araçların küresel satışlarının 2030 yılına kadar yanmalı motor satışlarını geride bırakması yönünde. Ayrıca 2030’da otomotiv sektörünün yüzde 5’ini oluşturacağı tahmin edildiği kaydedildi.
Elektrikli otomobil, "bir veya daha fazla elektrik motoru kullanarak, bataryalardan ve diğer enerji depolama cihazlarında depoladığı elektriği kullanarak hareketini başlatan ve sürdüren otomobil" olarak tanımlanıyor. Profesör Stratingh ilk elektrikli aracı üretmesiyle başlayan süreç, elektrikli araçların menzil problemi nedeniyle yıllarca rafa kaldırılmıştı. Bunda da içten yanmalı motor teknolojisindeki ilerlemeler ve petrol kullanan araçların ucuz olarak toplu üretimi etkili olmuştu.
1970'li yıllarda tekrar gündem oldu
Ama bugün artık bu araçlar, dünyanın sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji üretimine geçişinde büyük rol üstleniyor. Bu konu ülkelerin gündemine yeniden 1970’lerin ortalarında yaşanan petrol kriziyle girmişti. Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Japonya gibi ülkeler, bu tarihten sonra resmi kaynaklardan ekonomik destek vermeye başlamıştı. ABD ve diğer ülkelerdeki büyük otomobil üreticileri, elektrikli araç rekabetine dahil olmak için çabalıyorlar.
2015 yılından bu yana büyük otomobil firmaları elektrikli araçlarını geliştirmeye daha yoğun olarak başladı. Otomobil markaları yavaş yavaş dizel motorlardan vazgeçerek elektrikli ve hibrit modellerin üretimine yatırım yapmaya başladı. Bunda elektrikli otomobil satışının artmasında hükümetlerin izlediği çevreci politikalar, vergi indirimleri, üretimdeki maliyetlerin düşmeye başlaması etkili oldu. Bir de çevreci bakış açısının günden güne artması ve daha geniş kitleler tarafından kabul görmesi elektrikli araçların artmasında önemli bir faktör oldu.
Türkiye'deki durum nedir?
Dünya bu trendin etrafında şekillenirken Türkiye'de hala elektrikli otomobil satışları düşük seviyelerde seyrediyor. Bunun en büyük sebebi gerek burada, gerekse global pazarda geniş bir elektrikli otomobil yelpazesi mevcut olmaması... Bir de Tesla, BMW ve Mercedes gibi markaların alış bedelleri beklenilenden yüksek. Türkiye'de piyasada satılan araba markaları ise bir elin parmağını geçmeyecek kadar az. BMW i3 (120Ah), Renault Zoe, Jaguar I-Pace , Mini Cooper SE, Smart EQ ForTwo, Smart EQ ForFour, Mercedes EQC gibi modeller burada satılan ve ilgi gören markalar arasında yer alıyor. 2022'de ilk satışını planlayan TOGG'un ise bu alanda ülkemizdeki elektrikli otomobil pazarını hareketlendirmesi de beklenenler arasında.
Öte yandan, gelişmekte olan ülkelerde elektrikli taşıtlara yönelik talebin artmasına rağmen, elektrikli şarj istasyonlarının yetersizliği konusunda endişeler bulunuyor. şarj istasyon altyapısının yetersiz olması ve otomobil menzillerinin kısa... Aslında batarya maliyeti düştükçe ve kararlı teknolojiler kullanıldıkça elektrikli araçlar konvansiyonel araçlara göre daha ucuz ve ulaşılabilir olacak. Salgının etkilerinin yarattığı sosyo-ekonomik değişim önümüzdeki 5 yıl boyunca elektrikli araçların satışını olumsuz yönde etkileyebilir.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap