Netflix Türkiye’nin ikinci orijinal içeriği Atiye, globaldeki adıyla The Gift, 27 Aralık günü tüm Netflix kullanıcıları tarafından izlenebilecek. Webrazzi ekibi olarak dizinin ilk üç bölümünü izleme fırsatı yakaladık ve Atiye’yi sizler için değerlendirdik. Webrazzi editoryal ekibi olarak görüşlerimizi anlattığımız bir video çektik. Hem yazıda hem de videoda dizinin ilk üç bölümüne dair görüşlerimizi bulabilirsiniz.
Ülkemizdeki günümüz dizileri, uzun süreleri nedeniyle hem izleyicilerin hem yapımcıların hem de emektarların eleştirisi noktası olmaya devam ediyor. Dijital yayıncılık ise buna yeni bir soluk getiriyor ve dizileri alışılagelmişten daha kısa sürelerle bizlere sunuyor. Durum böyle olunca da hem dizinin tadı damağımızda kalıyor hem de izlediklerimiz az ve öz olduğu için daha anlaşılır bir hal alıyor. Dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan Göbeklitepe'nin set olarak belirlendiği Atiye ise bu noktada önemli bir yere sahip. Peki, tarihi değiştiren Göbeklitepe, Türk dizi tarihini değiştirebilecek mi? İzlediğimiz ilk üç bölüm bu konuda bizlere ipucu verse de cevabımızı net bir şekilde alabilmek için 27 Aralık'ı beklememiz gerekiyor.
Gözde Ulukan:
Öncelikle diziden biraz detaylı olarak bahsedelim. Atiye'nin oyuncu kadrosunda, Beren Saat'in yanı sıra Mehmet Günsür, Metin Akdülger, Melisa Şenolsun, Başak Köklükaya, Civan Canova ve Tim Seyfi yer alıyor. OG Medya tarafından hayata geçirilen Atiye'nin baş yürütücülüğünü Özge Bağdatlıoğlu ve Jason George; yapımcılığını ise Alex Sutherland üstleniyor. Jason George ve Nuran Evren Şit’in kaleme aldığı dizinin yönetmen koltuğunda Ozan Açıktan ve Gönenç Uyanık oturuyor. Dizi, Şengül Boydaş’ın “Dünyanın Uyanışı” adlı kitabından uyarlanmış ve ilk üç bölümün senaryosunda kimi zaman farklı isimleri görüyoruz.
Genel olarak bir dizi izlerken kendimizi direkt olarak olayın içinde bulmaya alışkın değiliz, fakat Atiye neredeyse 5. dakikadan itibaren insanı olayların içine sürüklüyor ve dizideki gizem unsurları izleyenin merakını uyanık tutuyor. Çok fazla, hatta neredeyse hiç spoiler vermeden konuyu anlatmaya çalışacağım. Atiye, genç bir ressam ve çocukluğundan beri çizdiği bir işaret var. Kimse bu işaretin ne olduğunu bilmiyor, ancak Atiye bunu çizerken adeta kendinden geçiyor. Bir gün Göbeklitepe’de bu işaret beliriyor ve Atiye hissettiği rahatlama duygusuyla birlikte kendini gizemli olayların içinde buluyor. Bu noktada biraz karakter analizi yapmak gerekiyor.
"Her şey gerçekten oluyor mu, yoksa yaşananların hepsini karakter kafasında mı kurdu?”
Atiye karakteri olması gerektiği gibi verilmiş bana kalırsa, zira “psikolojik” sıkıntılar içinde olduğunu düşündüğümüz karakterin ne yaşadığını gerçekten anlamak bir süre mümkün olmuyor. "Her şey gerçekten oluyor mu, yoksa yaşananların hepsini karakter kafasında mı kurdu?” sorusu izleyenin aklını kurcalıyor. 3 bölümde ben hala bunun cevabını bulamadım. İzlediğim andan itibaren teoriler üretmeye başladım, ancak neredeyse hiçbiri doğru çıkmadı. Bu benim için önemli bir kıstas, çünkü tahmin edilebilirlik genel olarak izlediğim yapımlarda aramadığım bir özellik. Bu yüzden Atiye’yi bir başka Netflix yapımı olan Dark’a benzettiğimi söyleyebilirim. Fakat üzülerek belirtiyorum ki onun çok çok gerisinde kalıyor. Her ne kadar konu odağında tahmin edilebilirlik pek mümkün olmasa da diyaloglar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Dizide yer yer Hollywood diyaloglarını hissediyoruz ve bu bir noktada can sıkıcı olmaya başlıyor. Durum böyle olunca da izleyen “seti Türkiye’de olan klişe bir Hollywood filmi” izliyormuş gibi hissedebiliyor, fakat konu bu yargıyı kırmayı başarıyor.
Dizinin süresi Hakan: Muhafız'a göre daha fazla
Konunun mistik olması da şaşırtmıyor aslında. Çünkü Netflix, daha önce de Hakan: Muhafız için benzer konuları seçmişti ve bu konu seçimi dizinin globalde ciddi bir başarı yakalamasına olanak sağladı. Netflix, aynı şeyi Atiye için de istiyor diyebiliriz, çünkü “Doğu’nun büyüsü” diyebileceğimiz olaylar dizinin merkezinde yer alıyor. Hakan: Muhafız’dan bahsetmişken iki yapımı kıyaslamamak olamaz. Öncelikle Atiye’nin, Hakan’a göre çok daha başarılı olduğunu söyleyebilirim. Gerek konusu seçimi, gerekse oyunculuklar bunu kanıtlıyor. Hakan, sıradan bir süper kahraman filmi olmaktan öteye geçemezken Atiye, onun yanında festivalden ödülle dönmüş bir film gibi kalıyor. Ayrıca Hakan’ın bölümleri yarım saati geçmezken Atiye’nin izlediğimiz üç bölümü de 40 dakikanın üzerindeydi. Bu da basit bir kıyaslama gibi görünse de izleyiciyi ekran başında tutabilme oranını belirlediği için önemli bir kıstas bana kalırsa. Ancak her iki yapım da sürükleyicilik açısından sınıfı geçiyor ve 1 günden bitirilebilecek içeriklere üst sıralardan giriş yapıyor.
Gerilim, korku severleri tatmin etmiyor
Dizinin müzik seçimi de şu ana kadar başarılı bir şekilde ilerliyor. Gerilim sahnelerindeki gergin müzik, Göbeklitepe görüntüleri sırasında Doğu ezgilerinin fonda beliriyor olması izleyiciyi ekrana daha da bağlıyor. Ancak gerilim sahnelerinin benim için yavan kaldığını söyleyebilirim. Eğer siz de benim gibi korku ve gerilim filmlerini seviyor ve bunun her türlüsünü izliyorsanız Atiye’yi izlediğinizde demek istediğimi anlayacaksınız. Korku yapımlarında beni en fazla geren unsur “ayna” olmasına rağmen Atiye’deki benzer sahnelerde hiçbir miniğim oynamadı. Gerçi gerilim konusunda herhangi bir beklentim yoktu, o yüzden böyle olması beni şaşırtmadı.
Atiye kimdir?
Son olarak tüm karakterlerden kısaca bahsetmek istiyorum. Atiye rolündeki Beren Saat, bana kalırsa rolün altından başarıyla kalkıyor. Aşk-ı Memnu’nun son dönemlerinde nevrotik hallerini görmeye alıştığımız Beren Saat, bu rolde de bizleri şaşırtmıyor. Arkeolog Erhan rolünde izlediğimiz Mehmet Günsür, her zamanki gibi; sanat aşığı ve kadınları kendine bir şekilde aşık eden… Metin Akdülger’in oyunculuğunu ise çok beğendim, çünkü karakterin ne yapacağını asla kestiremiyorum ve bu beni Ozan karakterine daha fazla bağlıyor. Akdülger de bence bu rolün altından başarıyla kalkıyor. Atiye’nin kardeşi Cansu rolündeki Melisa Şenolsun, uçarı bir karakter ve etrafımızda gördüğümüz çoğu insanı hatırlatıyor. Sürekli İngilizce kelimeler kullanıyor ve bu o kadar alışkın olduğumuz bir tip ki izleyenin gözüne batmıyor. Ozan’ın babası Serdar rolündeki Tim Seyfi, bana kalırsa dizinin en iyi oyuncusu. Gerçekte de birçok dili konuştuğunu bildiğimiz Tim Seyfi, dizide tüm maharetlerini gözler önüne seriyor. Atiye’nin annesi ve babası rollerinde ise Başak Köklükaya ve Civan Canova yer alıyor. Anne dominant bir karakter ve Atiye’yi kendi isteklerine göre yönlendirmeye çalışıyor. Babası ise annesine göre sönük bir karakter ve ilk üç bölümde hiçbir ağırlığını göremiyoruz.
Sonuç olarak Atiye, ilk üç bölümde merakımızı uyanık tutuyor ve şimdilik Hakan: Muhafız’dan çok daha başarılı olduğunu hissettiriyor. Geriye kalan 5 bölümü de merakla bekliyoruz.
Arden Papuççiyan:
Geçtiğimiz yılın Aralık ayında Netflix’in ilk yerli orijinal yapımı olan Hakan: Muhafız dizisi ile ilgili uzun bir inceleme yazısı paylaşmıştık. Mayıs ayında ise Netflix Türkiye'nin ikinci orijinal dizisi olacak olan Atiye'nin çekimlerine başlandığını sizlere aktardık. Dizinin adının paylaşılması, çekimlerin tamamlanması, yayın tarihi belli olması derken nihayet dizinin yayınlanacağı tarihe kadar geldik.
Netflix’in ikinci yerli orijinal yapımı olan Atiye (The Gift) dizisi 27 Aralık tarihinde yani önümüzdeki Cuma günü yayınlanacak. 8 bölümden oluşacak olan dizinin ilk 3 bölümünü Webrazzi ekibi olarak izleme şansı yakaladık. Bu yazımızda ise Atiye dizisinin ilk 3 bölümüne odaklanacağız. Korkmayın herhangi bir spoiler olmayacak :)
Hakan: Muhafız'daki mistiklik devam ediyor
Öncelikle tıpkı Hakan: Muhafız dizisinde de olduğu gibi Netflix’in Atiye dizisinde de yine fantastik bir hikaye tercih ettiğini belirterek başlayalım. Atiye dizisi Şengül Boybaş'ın Göbeklitepe'nin gizemli hikayesini anlattığı “Dünyanın Uyanışı” adlı romandan uyarlanıyor. Netflix’in ilk yerli orijinal yapımı olan Hakan: Muhafız ile kıyaslandığında dizinin daha oturaklı ve kaliteli durduğunu da ekleyelim. Yapımın ilk 3 bölümünde herhangi bir senaryo boşluğu göze çarpmıyor. Oyunculuklar ise Hakan: Muhafız dizisine oranla çok daha iyi durumda. Tabii ki bunun oyuncu kadrosunun kalitesi ile doğru orantılı olduğunu da ekleyelim. Atiye dizisinin başrollerinde Beren Saat, Mehmet Günsür, Metin Akdülger, Melisa Şenolsun, Başak Köklükaya, Civan Canova ve Tim Seyfi yer alıyor.
Mehmet Günsür yine Mehmet Günsür'ü oynuyor
Biraz karakterlere ve oyunculuklara yakından bakacak olursak Beren Saat diziye adını da veren Atiye isimli bir ressamı oynuyor. Beren Saat’in Atiye rolünde genel olarak başarılı bir performans gösterdiğini de ekleyelim. Erhan isimli bir arkeoloğu oynayan Mehmet Günsür, her zamanki gibi Mehmet Günsür’ü oynuyor. "Bu tam olarak ne demek?" diye soracak olursanız Mehmet Günsür, genel olarak oynadığı her yapımda benzer bir karakter ve oyunculuk performansı gösteriyor. Kısacası Mehmet Günsür’ün oynadığı her rol birbirine oldukça benziyor. Fakat bu demek değil ki kötü bir oyunculuk performansı sergilenmiş.
Dizinin tonu karanlık
Mehmet Günsür oldukça başarılı bir şekilde Beren Saat’e eşlik ediyor. Metin Akdülger ise Atiye karakterinin sevgilisi olan Ozan rolünde başarılı bir performans sergilemiş. Melisa Şenolsun ise Atiye adlı karakterin kız kardeşine hayat veriyor. Cansu adlı karakterin diğer karakterlere oranla daha neşeli ve şakacı bir karakter olduğunu da ekleyelim. Bunu özellikle belirtmemin nedeni ise dizinin tonunun oldukça karanlık olması. Cansu karakteri neredeyse dizinin tek neşeli ve şaka yapan karakteri. Dizinin bir diğer önemli karakteri ise Tim Seyfi ise Ozan karakterinin babası olan gizemli iş adamı Serdar karakterine can veriyor. İlk 3 bölüm itibariyle oyunculuk performansı açısından Tim Seyfi’nin ön plana çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır. İyi derecede İngilizce, Fransızca, Türkçe, Almanca ve İtalyanca bilen Tim Seyfi, bu özelliğini dizide de gayet başarılı bir şekilde kullanıyor. Serdar karakterinin Türkçe’nin yanı sıra İngilizce, Fransızca, Almanca ve İtalyanca konuştuğunu da sürekli görüyoruz.
Dark'ı anımsatıyor
Hakan: Muhafız dizisine oranla daha karanlık bir tona sahip olan Atiye, yer yer gerilim seviyesini de yükseltiyor. Mistik ve gizemli yapısı düşünüldüğünde dizinin bir başka Netflix dizisi olan Dark’ı anımsattığını da ekleyelim. Fakat Dark’a oranla dizinin gerilim dozu daha az. Dizideki müzik kullanımının başarılı olduğunu da ekleyelim. Dizi Göbeklitepe’yi ve buradaki gizemli hikayeyi odaklanıyor. Hem fantastik hem de tarihi yapımları sevenler için dizinin başarılı bir alternatif olduğunu da dile getirelim.
Dizi gizem unsurunu oldukça başarılı bir şekilde kullanıyor. İzleyici bir sonraki bölümde ne olacağını gerçekten merak ediyor. Yer yer klişelere ve öngörülebilir sahnelere sahip olsa da genel olarak dizinin ayakları yere basan bir senaryoya sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Beklenen tarih: 27 Aralık
İlk 3 bölüm itibariyle dizinin Hakan: Muhafız’a oranla daha başarılı bir senaryoya sahip olduğunu da ekleyelim. Dizinin ilk 3 bölümünde Tıpkı Hakan: Muhafız’da da olduğu gibi yurt dışından senaristlerle de çalışılmış. Hakan: Muhafız dizisinin Netflix Türkiye’nin çıraklık eseri olduğu düşünülürse Atiye ise başarılı bir kalfalık eser. Hakan: Muhafız dizisinde yapılan yanlışlardan ders çıkarılmış ve ortaya daha başarılı bir iş çıkmış. Tabii ki bu incelemenin dizinin ilk 3 bölümü özelinde olduğunu da ekleyelim. Sonrasında neler olduğunu 27 Aralık tarihinde göreceğiz.