Kripto paralarının değerlerini konuştuğumuz bugünlerde gözden kaçırmamamız gereken en büyük değer dayandığı teknoloji. Bu teknolojinin hayatı değiştirecek önemli noktalarından biri 2009 yılında bitcoinin yaratılmasından bir süre sonra ortaya atılan DAO (Decentralized Autonomus Organisation) fikri. Finansal işlerde artık ortadaki adama (banka vb.) ihtiyaç olmadan işlemler güvenli bir şekilde yapılabiliyorsa belki bir gün şirketlerde otonom olarak bazı kararları hiyerarşi mekanizması olmadan da verebilirler.
Örnekle açalım; bir taksi şirketine ait elektrikli ve sürücüsüz araçlar düşünelim. Filodaki bir araç gezinerek yolcu arar, yolcuyu alır ve istenilen yerde bırakır, ödemesini kripto ödeme yöntemi ile alır. Tekrar şarj olmak için en yakın şarj istasyonunun bulur, kendi kendine şarj olur ve tekrar kripto ödeme yöntemi ile ödemesini yapar ardından bir sonraki yolcusu için tekrar turlamaya başlar.
Çok uzak bir gelecek gibi görünse de, bu senaryonun sahibi Mike Hearn gibi, bitcoine büyük katkılar sağlamış uzmanlar, bu teknolojinin en çok 30 yıl sonra gerçekleşebileceğine inanıyor.
DAO "Merkezi Olmayan Organizasyon" fikri hiyerarşik bir şekilde konumlanmış ve birbirleri ile ilişki ve iletişim içinde, hukuki kurallarla, organizasyona ait varlıkları yöneten insanlar yerine; çalışanların anti merkezcil olarak birbirleri ile koda yazılmış protokoller aracılığı ve blok zincir üzerinden iletişim kurması ve varlıkları yönetmesidir. Senaryomuzda, sürücüsüz taksi aslında şirketin bir çalışanıdır. İhtiyaçlarını ve buna bağlı kararlarını yazılmış protokoller ve akıllı kontratlar sayesinde kendi kendine takip edebilir ve karşılayabilir. Merkezi olmayan organizasyonlarda; müdürler, genel müdürler yoktur.
Merkezi olmayan organizasyonlar; şirket içi temel kuralların koda işlenerek, bu kuralların normal şartlarda işlemesini ve işlem kontrolü ile oluşan ekstra maliyet ve insan gücünü ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Normal şartlarda bir şirketin işleyişinden çok da farklı değil ama burada kurallar koda işlenmiş durumda olduğundan kolayca bir kişi tarafından değiştirilemez.
Sadece şirket içi veya dışı finansal işlemlerde değil, şirkette karar mekanizmasının gerektiği her aşamada kullanılabilirler. Hissedarların kural değişikliği, yeni kural eklenmesi veya çıkartılması gibi birçok konuda oy kullanırken kriptografik olarak garanti altına alınmış bir demokrasi de diyebiliriz.
Bu konuda ki en çok tanınan girişim “THE DAO” 2016’da piyasaya çıktı. Her isteyen DAO token sahibi olabilir satın alabilir ve elinde tutabilir. Sistem belirli projelere fon sağlamak amaçlı: Sisteme dâhil olanlar, elinde DAO token bulunduranlar, tokenları sayesinde fonlanmasını istedikleri projeye bir anlamda oy veriyorlar. Sistem akıllı sözleşmeler ve önceden programlanmış kurallar çerçevesinde çalışıyor.
Bu müdahale edilemeyen kodların güvenlik açısından kolayca tek bir kişi veya azınlık tarafından değiştirilemeyecek olması iyi ama bir yandan da kötü sonuçlar doğurabilecek bir yapı. Biri kod içinde bir hata yakalar ise, geliştiricilerin buna hemen müdahale etmesi ya da değiştirmesi pek olası olmuyor.
THE DAO girişiminde de sorun tam bu noktada çıkmıştı. Akıllı kontrat kendi hesabını kontrol edemeden DAO tokenlerını tekrar tekrar çekebilmesine olanak tanıyan bir açık yakalayan hacker, bütün fonları, açılmış bir musluk gibi boşalttı. Bu arada belirtelim 3,6 milyon Ether'in gidişini izlediler. Teknik olarak hacker koddaki kuralları izliyordu ve ekstra bir şey yapması gerekmedi.
Bir diğer sıkıntı ise bu giden değeri kurtarmak için çözüm oldu. Ethereum, ana geliştiricileri transfer işlemlerini ana blok zincirden geri alarak katılımcıların parasını geri vermiş olsa da, bu kurtarma yaklaşımı, geliştiricilerin ana blok zincire bu şekilde müdahale etmesi kullanıcıların büyük bir kısmını rahatsız etmişti. Bu tartışmalar ve oylamalar sonucunda, 20 Temmuz 2016’da Ethereum Classic doğdu.
“The DAO” girişiminin acemiliği ve hataları telafi edilebilmiş olsa da, insanların, DAO fikrine adapte olabilmeleri için biraz daha zamana ihtiyaçları olduğu kesin. Kripto ödeme yöntemlerini yeni yeni hayatlarımıza geçirmeye başlamış olmamız ve çok uzak olmayan bir ufukta bankacılığın yok olacak bir hizmet olarak görünmesi bir kenara, işsiz kalması muhtemel; genel müdürler, proje müdürleri, muhasebe müdürleri vb. müdürler koltuğunu kolay kolay bırakmak istemeyecektir.
Görsel Kaynak: Deposit Photos