Yabancı bir ülkede yaşayan kişilere veya kurumsal şirketlere (yöneticiler, yabancı çalışanlar, misafirler) özel konaklama imkanı sunan blueground, aldığı yeni yatırımla Türkiye'deki büyümesini hızlandırmayı planlıyor.
Paylaşım ekonomisini farklı açıdan ele alan blueground'ı sizlere ilk kez geçen yaz tanıtmıştık. Nisan 2013'te biri Türk, 5 girişimci (Alexis Maragkos, Kurtuluş Korkmaz, Alexandros Chatzieleftheriou, Penny Papakonstantinou ve Andreas Nezeritis) tarafından kurulan blueground, Atina merkezli ama küresel büyüme hedefiyle İstanbul ve Dubai'de de hizmet veriyor. Ev sahiplerinden kiraladığı evleri uygun şekilde tasarlayarak orta/uzun süreli misafirlerine (müşterlerine) açan girişim, elde edilen geliri de ev sahipleriyle paylaşıyor.
Nisan ayında mevcut yatırımcıların da katıldığı turda, VentureFriends, Endeavor Catalyst, Jabbar Internet Group ve Jason Manolopoulos gibi yatırımcılardan 5.5 milyon Euro yatırım alan blueground, bu güç ile bulunduğu tüm şehirlerde (İstanbul, Atina, Mikonus, Dubai) büyümesini hızlandırmak niyetinde. Son 9 ayda 3 kat büyüyen şirketin şu anda 60 çalışanı bulunuyor. Blueground'ın kiraladığı toplam ev sayısı ise 450'ye yaklaşıyor.
"Türkiye'nin 400 milyon Euro'luk potansiyeli var"
blueground kurucu ortağı ve Türkiye Ülke Müdürü Kurtuluş Korkmaz, Türkiye’nin 15 binden fazla yabancı profesyonele ev sahipliği yaptığını ve yaklaşık olarak 400 milyon Euro’luk bir pazar oluşturduğunu belirtiyor. Bu yıl sonunda İstanbul'da 100 ev sahibi olmayı hedefleyen blueground, şu anda İstanbul'da 55 evi kiralamaya sunuyor ve bu sayıyı hızla artırmak istiyor. Whirlpool, Beşiktaş Spor Kulübü, Toyota gibi 10'un üzerinde yeni kurumsal firmayı müşterileri arasına ekleyen girişimin Türkiye operasyonu 12 kişilik bir ekip tarafından yönetiliyor.
Korkmaz, 'kiracıları evlerinde hissettirme' inancıyla çalıştıklarını söylüyor ve sunulan hizmetin kaliteli olmasına özen gösterdiklerini ekliyor. Türkiye'deki büyüme istediğinin nedenini de şöyle açıklıyor;
"Türkiye pazarındaki varlığımızı büyütmek istememizin en önemli nedeni ülkemizin büyüyen ve gelişen bir pazar olması, çok uluslu şirketler tarafından yatırım alması ve çok sayıda 'expat'a da ev sahipliği yapıyor olması.
Şu anda iş merkezinin kalbi olarak gördüğümüz İstanbul'da büyümek istiyoruz. Sonraki aşamalarda ise iş modelini göz önünde bulundurarak hem yerli hem yabancı birçok şehir blueground'un hedefleri arasında yer alıyor."
blueground mobil uygulaması Türkiye'de de kullanılacak
Aldığımız bilgilere göre blueground diğer pazarlarda kullanılan mobil uygulamasını, Türkiye'de de kısa süre içinde aktif hale getirecek. Korkmaz, bu uygulamayı "Türkiye'de örneği olmayan bir ürün" olarak tanımlıyor ki haksız sayılmaz. Zira söz konusu uygulamayla blueground müşterileri temizlik/tamirat servislerini organize edip daireleriyle ilgili tüm bilgilere (kablosuz internet şifresi, elektronik eşyaların kullanım kılavuzları, sosyal yaşam alanlarıyla ilgili bilgiler) ulaşabiliyor. Aynı zamanda günlük hayatlarını kolaylaştırabilecek diğer uygulamalara da (taksi, market alışverişi, su ve yemek siparişi) erişebiliyor. Uygulama üzerinden 7/24 İngilizce ve Türkçe destek hattının çalışması da planlanıyor.
blueground için "kurumsal seyahat/konaklama dikeyinin Airbnb'si" benzetmesi sanırım oldukça isabetli ve alınan son yatırım, odak noktasından ayrılmayan girişimin büyümesi için oldukça etkili olacak gibi gözüküyor. Eğer kurumsal ev kiralaması yapıyorsanız veya evinizi bu iş için kiralamak isterseniz theblueground.com'u ziyaret edebilirsiniz.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap