Geçtiğimiz günlerde Bağdat Caddesi'nde bir mağazaya girdim, mağazada etrafta koliler vardı, ne olduğunu sordum, önümüzdeki ay mağazayı kapatıyoruz dediler. Dünya çapında tanınan bir markanın mağazası ve şahsen güzel iş yaptıklarını da düşünüyordum. Sebebini sorduğumda, merkezden alınan bir kararla satışları artık internetten devam ettireceklerini söylediler. Önce biraz şaşırdım ama sonrasında tablo o kadar net kendini gösterdi ki...
Bağdat Caddesi'nde yer alan bu mağazaya günde kaç kişi giriyordu bilemiyorum ama Hepsiburada, N11, GittiGidiyor, Markafoni, Trendyol gibi önde gelen alışveriş sitelerine sadece benzer ürünleri almak için bile günde o mağazadan çok daha fazla kişinin girdiğine eminim. Uluslararası bir markanın sadece dağıtım kanallarını güçlendirerek zaten bu platformlara istediği gibi ürün tedariği sağlayabileceğini göz önüne alınca, Bağdat Caddesi'ndeki mağazanın aslında bir tür reklam panosundan, ama çok pahalı bir reklam panosundan, başka bir özelliği kalmamıştı.
Şimdi biraz geriye gidip, bu durumla ilgili başka bir düşüncemi paylaşmak istiyorum.
Yıllar önce Webrazzi konferanslarına başladığımızda Webrazzi Gündem isimli bir serimiz vardı. Bu konferans serisi kapsamında "Webrazzi Gündem: Mobil İnternet" ismini verdiğimiz yarım günlük bir organizasyonumuz vardı. O dönemlerde "Mobil İnternet" diye bir jargon vardı. Bilgisayardan kullandığımız internetle mobilden kullandığımız interneti bu şekilde ayırıyorduk. Sadece bizim Webrazzi olarak yaptığımız birşey değildi bu, herkes Mobil İnternet diyor ve sanki kullanılan internet farklıymış gibi başına "Mobil" ekliyorduk.
Bugün benzer bir durum E-Ticaret için geçerli. Günün sonunda yapılan iş ticaret ve biz bunu başına "E" koyarak bambaşka bir iş gibi konumlandırıyoruz. Nasıl internete girmek için seçilen platform kullanıcının tercihi ama sonuç aynıysa, ticaret için de aynısı geçerli. İster internet üzerinden olsun, ister telefonla, ister mağazadan, günün sonunda bir satış ve ticaret söz konusu. İşletmenin ticaretine "E" eklemesi kendi tercihidir ve bu artık telefon numarası olmayan müşteri hizmetleri olmayacağı gibi, herkes için kaçınılmaz bir gerçektir.
Şu anda tartıştığımız bu dönüşümü yakında birçok farklı sektör için de konuşacağız. Önce "Mobil İnternet", şimdi "E-Ticaret" için konuştuğumuzu yakında "Dijital Banka" sonra da büyük olasılıkla "Sürücüsüz Araçlar", "Elektrikli Arabalar", "Dijital Sanayi", "Online Eğitim", "Akıllı Ev" ve bunlar gibi bir çok dijitize edilmiş kategori için konuşacağız. Hepsinin başındaki ayrıştırıcı kelime günü geldiğinde ortadan kalkacak ve o zaman şu anda bu yazıyı okuyan sizler de büyük bir ekonomi içindeki büyüme çabasındaki bir sektörün oyuncuları olmak yerine, büyük bir ekonominin önemli ve öncü oyuncuları olacaksınız.
Dijitalin konvansiyonel sektörleri değiştirdiği çok güçlü bir dönüşüm döneminden geçiyoruz. Reklam dünyasından, pazarlamaya, sanayiden, otomotive, perakendeden, medyaya, bankacılıktan, eğitime herkes ve herşey değişime ayak uydurmaya çalışıyor. Trendleri takip eden ve doğru yorumlayarak başaranlar bu süreçten güçlenerek çıkacaklar, başaramayanlar ise yakın zamanda kendilerine gelip panik halinde çözüm aramaya çalışacaklar.
Bu süreçte bazıları için mağazayı kapatıp satışları internete taşımak çözüm olabileceği gibi, bazıları için ise bu iki kanalı doğru kullanarak hibrit çözümler geliştirmek büyümenin ve değişimin anahtarı olacak.
Yeri gelmişken Los Angeles'taki bir mağaza zincirinin bir köşesinde konumlanmış Tesla standını sizlere göstermek istiyorum.
Dev otomobil galerileri yerine, Amerika'nın önde gelen büyük mağaza zinciri Nordstrom'un bir köşesinde konumlanmış Tesla X'i tek kişinin gözetiminde tek bilgisayar üzerinden siparişle satmak belki de burada konuştuklarımıza güzel bir örnek olabilir diye düşünüyorum.
Görsel kaynak: DepositPhotos