Tüm dünyanın giderek daha fazla korkmaya başladığı "robotlar işimizi elimizden alıyor" konusu sizin de canınızı sıkıyor mu? Yani tarih boyunca teknolojik gelişmeler bir çok farklı açıdan insanlığa fayda sağlamışken robotların (akıllanıp bizi köle yapmadan önce) insanlığa uzun bir süre fayda sağlaması gerekmez mi? Oysa hepimiz işlerimizi kaybedeceğimizi düşünüyoruz.
Olaya yanlış açıdan baktığımızı düşündünüz mü hiç? Problemin otomasyon değil de bizim şu anda içinde bulunduğumuz iş dünyasının kendisi olabileceğini hiç düşündünüz mü? Avusturalya merkezli, ilerici bir düşünce kuruluşu olan Green Institute tarafından ortaya atılan "Daha az çalışmak daha adil olabilir mi?" başlıklı raporu görene kadar farklı bir bakış açısıyla düşündüğümü söyleyemem. Kuruluşun kurucusu ve halen başkanı olan Tim Holo'nun liderliğinde yayınlanan raporda aynen şöyle yazıyor:
Günümüz dünyasında giderek artan çalışma saatleri ve giderek azalan maaşlar ile artan eşitsizlik, güvensizlik ve yabancılaşma arasında doğru bir orantı bulunuyor. Daha fazla korkmamız gereken şey bu olabilir mi? Masada duran %1'lik pay için birbirimizle daha fazla savaşmamız mı gerekiyor? Yoksa artık elimizdekini insanların hayatlarını iyileştirebilmek için bir fırsat haline getirebilir miyiz?
Bu konuyla ilgili düşüncelerin temelini "Universal Basic Income - Evrensel Temel Gelir" oluşturuyor.
Temel Gelir Nedir?
Bu konu çok ayrı bir tartışma konusu olsa da yazının temelini oluşturduğu için basitçe açıklamaya çalışacağım. İşsizlere hükümetler tarafından temel yaşam standartlarını sağlayabileceği bir ödenek olarak düşünebiliriz. Çalışan kesimden alınan veriler eğitim, sağlık, güvenlik gibi ihtiyaçları belirli bir standarda getirebiliyor. Bu standart herkes için sağlanıyor ve bir sonraki adımda da artık işsizlere diğer temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri düzenli ödemeler yapılıyor. Böylece toplumdan tamamen dışlanmak yerine bir yer bulabiliyorlar. Temel gelir, belirli bir seviyeye ulaştığında da diğer çalışan kesim artık yoğun bir çalışma temposunun gereksizliğini görerek çalışma yoğunluğunu azaltacak ve böylelikle ortaya evrensel bir "esnek" çalışma modeli çıkmış olacak. Sonuç olarak işsizlik diye bir şey kalmayacak.
Günümüzde veya geçtiğimiz yüzyılda bunun gibi bir şey sadece hayalden ibaretti çünkü çalışanlar hiç bir zaman daha yüksek vergiyi kabul etmezler ve eğitim, sağlık, güvenlik gibi temel ihtiyaçlar için alınan verginin üzerine ciddi bir vergi daha eklenmesi büyük problemler doğurabilirdi. Bu nedenle sadece gelişmiş bazı ülkeler "temel gelir" modelini kısmen uygulamaya başladı son 10 yıl içerisinde. Şimdilerde ise bu modeli deneyenlerin sayısı giderek artıyor.
Green Institute tarafından yayınlanan rapor ise artık evrensel temel gelir modeline geçilebileceğini gözler önüne seriyor. Tim Holo, tezinin arkasındaki mantığı şöyle açıklıyor:
Eğer eğilimleri analiz etmede başarısız olursak ve yanlış bir açıdan geleceğe bakarsak büyük bir şeyi kaçırmış oluruz. Yerleşik kültürümüzde iyi bir maaşlı çalışan olmamak şu anda sizi daha değersiz bir birey olarak gösteriyor. Oysa hayatımızda topluma katkıda bulunmak, fayda sağlamak için maaşlı çalışan olmaktan çok daha fazlasına sahibiz.
Neden şu anda geride bırakmak üzere olduğumuz eski, çok fazla "maaşlı çalışmanın" ve işsizliğin olduğu dünyayı tekrar kurmak yerine, daha az maaşlı çalışmanın olduğu, canlanmış bir demokrasinin, daha adil, yardımsever, yaratıcı ve eşit bir toplumun hüküm sürdüğü ve kurumları ve kültürleri inşa etmiyoruz?
Tim Holo, tüm araştırmaların gösterdiği "daha esnek çalışma saatleri, yaratıcılığı ve verimi artırıyor" söyleminin de "temel gelir" olgusunu desteklediğini ve bunu devletlerin ve şirketlerin giderek kabul etmeye başladığını söylüyor.
Otomasyon sistemlerinden, robotlardan korkmak yerine bunu lehimize çevirmek görünüşe göre bizim elimizde. Eski bir teori olan temel gelir kavramı da gelişen teknoloji ile apayrı bir boyut ve anlam kazanıyor. Bir distopyayı, ütopyaya çevirmek tamamen bize bağlı ve bunun için şimdiden çalışmaya başlanması gerekiyor.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap