Dominik Cumhuriyetinde yeni tasarlanmış sürdürülebilir enerji santralleri yeni nesil sürdürülebilir binalar için öncülük ediyor. Bu kompleks, dört rüzgar türbini ile Amerika'daki en büyük bütünleşik rüzgar enerjisi sistemine sahip binası olma özelliğini taşıyor. Bina "net-zero" enerji yani tüm enerjisini kendi bünyesinde üretebilme özelliğine sahip.
Bu kompleks, tipik bir enerji santrali veya bina değil. Rüzgar, güneş ve jeotermal enerjiyi kullanarak temiz enerji üreten ve bünyesinde evler, ofisler ve hatta bir de spa bulunduran bir kompleks. Hem büyük bir enerji santrali hem de bir yaşam alanı diyebiliriz. Exosphere adı verilen bu bina RA+D tarafından tasarlanmış.
Dominik Cumhuriyeti tarafından yakın zamanda onaylanan bu bina sadece birbirinden farklı enerji kaynağı aracılığıyla ürettiği enerji dolayısıyla değil kullanılan boyasından ışık kaynaklarına ve hatta yağmur suyunu biriktirip içilebilir hale getirmesiyle de "sürdürülebilir bina" ismini sonuna kadar hak ettiğini gösteriyor.
Bina tasarlanırken net-zero olarak tasarlanmış fakat çok önemli noktalardan biri olan "konum" da tamamen enerji üretim yoğunluğuna göre planlanmış ve iki kulenin konumları, yükseklikleri ve aralarında oluşacak olan akımın kullanılması da tamamen enerji verimliliği göz önüne alınarak yapılmış. Böylece hem güneş hem de rüzgar enerjisinden maksimum verim elde edilebiliyor.
4 rüzgar türbini dışında binanın tüm dış cephesi de güneş panelleri ile geliştirilmiş durumda. Ayrıca çatılarda da güneş panelleri
2020 yılında bitirilmesi hedeflenen bu bina tüm enerjisini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayan bir yaşam kompleksi olarak hem Amerika kıtası için hem de dünya için büyük bir öncü olacak diyebiliriz.
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap